Kızlar toplanıp, bize doğru gelmeye başladılar. Aralarından çakma sarışın bi kız, ''Bak tabii ki de size inanıyoruz ve o kaltakdan nefret ediyoruz. Ama onun bizimle ilgili bildiği sırlar var... Okula yayarsa biteriz.''
''O zaman biz neden onun sırlarını yaymıyoruz?'' Dedim ve baş parmağımla kızları saymaya başladım. ''Bir, iki, üç... Yedi. Yedi kişiyiz millet. Yediye bir.''
Deniz, ''Haklı.'' Diye beni onayladı.
''Katılıyorum.'' Dedi arkalardan bebek sesli bi kız. Ah Selin ah sen beni kötü duruma düşürmeye çalışırken kendini yaktın.
''Bu akşamki partiye davetliyim. Siz?'' Herkes onayladı.
''Güzel...'' Diye mırıldandım.
--
Akşam siyah, dantel detaylı, kısa, askılı bir elbiseyle siyah topuklu ayakkabılar giydim. Saçıma fön çekip, arkadan sıkıca bağladım. Küçük siyah çantama telefonumu koydukdan sonra Selin'in grubundan dışlanmasına neden olan fotoğrafa gülerek baktım.
Deniz annesinden çorladığı arabasıyla beni almaya geldiğinde hızla arabaya bindim. Gaza bastı ve ''Harika olmuşsun ponçikkk!'' Diye bağırdı. ''Sende muhteşemsin ponçikkk!'' Diye aynı coşkuyla bağırdıkdan sonra gülmeye başladık.
Parti alanına vardığımızda bütün kızlar ordaydı. Selamlaşmalardan ve iltifatlardan sonra, ''Herkesin malzemeleri hazır mı?'' Dedim. ''Evet.'' Diye bağırdılar. Gülerek içeriye girdik. Parti o kadar da kalabalık durmuyordu çünkü ev ultra büyüktü ve partiye sadece seçkin kişiler katılabiliyordu. Selin'in gelmemesi lazımdı hatta onu davet bile etmemişlerdir -atıldığı- popi grup ama yüzsüzlüğünden geliceğinden emindim.
Vee iştee ta ta ta taaam beklenen kız içeri girer, gruba doğru yürür, grubun başı ona sertçe birşeyler söyler ve o ağlamaklı olur, Selin de birşeyler söyler ve onlar biraz yumuşarlar.... Selin yüzünde sinsi bi gülümsemeyle onların masasına oturur. Beklenen olay!
''Plan başladı.'' Dediğimde çakma sarışın kız gruba doğru yürüdü. Nasıl oldu bilmiyorum ama hepsini ayağa kaldırmayı başardı. Bu görevi boşuna ona vermemişiz. Grup -Selin dahil- ayağa kalkarak odada hızla ilerlediler ve dışarıya çıktılar. Sıla'yla Hemraz da koşarak Selin'in o ince kumaşlı eteğinin ortadan ikiye hemencecik ayrılabileceği şekilde sandaliyesine zamkı döktüler. Biliyorum biliyorum çok çocukça ama işe de yarama ihtimali yüksek. Sonrasında endişeli suratları boş ifadelere dönmüş olan grup içeriye girdi. Çakma sarışın kız da arkalarında girerek bize doğru yürüdü. ''Aferin.'' Dedim sarıya, Sıla'ya ve Hemraz'a. ''Ne demek? Bizim için bir zevkti.'' Diyerek güldüler.
Tam o sırada Selin'in sandaliyeye oturduğunu gördüm. Ardında da altında birşey hissetmesiyle kalkmasını.. Beklenen son!
Biz gülmekten öldürken grubun başı olan kız, ''Defol burdan Selin! Partimi mafettin!'' Diye bağırıyordu. Selin, kıvırtarak koşarken biz de gülmekdem ha öldük he ölecez.
Belki çok çocukça belki de aptalca ama işe yaradı sonuçta. Ve biiiib biiiib biiiiib.
''Telefon çalıyor bi saniye.'' Diyerek dışarıya çıktım. ''Kerem?''
''D-Derin.'' Kekeliyo muydu? Daha da önemlisi ağlıyo muydu?