》30《 Changing Roles

999 85 253
                                    

"Telefonlarımız saatlerdir kapalı." Dedim telefonumun siyah ekranına bakarken. Shawn omuz silkip elindeki  tostan bir ısırık aldı.

Saatlerce binanın tepesinde kalışımızın ardından boş ve sakin bir dar sokak arasına oturmuş bir kaç dolara aldığımız ucuz tostlardan yiyorduk.

"Matt ve Cal haricinde kimsenin merak ettiğini sanmıyorum, onlar ise muhtemelen tahmin etmiştir." Dedi bakışları birbirimize temas eden ayaklarımıza takılırken. Yüzünde hafif bir gülümseme ile gözleri bana dönerken kafasını yavaşça sırtını verdiği duvara yaslayarak kısık ve uykudan dolayı hafif şişmiş gözlerle bana bakmaya devam etti.

Dudaklarındaki tebessüm biraz daha büyürken heyecanlanmamı önleyemiyordum, yorgun gülüşü gözlerimi kaçırmama sebep olurken  lokmamı çiğnemeyi dahi unutmuştum.

"Ne?" Dedim sessizce, lokmamı sonunda yutarken. Gülüşü belirginleşecek gibi oldu ama ardından başını geri dikleştirerek tostundan tekrar bir ısırık aldı.

"Hiç." Dedi koca tost parçası yanaklarının şişmesine sebep olurken, bu yine de onda tatlı duruyordu. "Elimde imkan varken, bilirsin seni izlemek hoşuma gidiyor."

Yutkunup bakışlarımı tostuma eğerken hafif kıkırtısı ile tekrardan ona baktım.

"Okula gitmemiz gerekiyor." Dedi kafasını eğerken. Burası turuncu renge bürünmüş gökyüzünü daha az yansıtan ve bedenlerimizi tamamen birbirine temasta bırakan dar ve kirli bir yerdi. Yine de o okula gitmektense saatlerce bütün vücudum tutulana kadar burada onunla kalmayı tercih ederdim.

"Shawn. Gitmek istemiyorum." Dedim elimdeki tostu içimdeki kötü histen dolayı hevessizce indirip yere bırakırken. Bir kedinin ziyafet çekeceğine emindim.

"Biliyorum. Üzgünüm." Dedi ben hala yerdeki tostum ile bakışırken.

Evet, onunla her şey mükkemmeldi. Fakat artık Carter'ın bir çok şeyden haberi vardı ve bunu beni incitmek için mi kullanacak yoksa tekrardan Shawn'a mı zarar verecekti bilmiyordum.

Bana istediği şeyi yapabilirdi. Shawn'a zarar gelmemesi artık umursadığım tek şeydi ve kendini "aldatılmış" gibi göstermeyeceğinin farkındaydım. Shawn'ı tekrar hedef almasından korkuyordum.

Ve bunca şeyin yanında, her ne olursa olsun sahnede yaptıkları aklıma geliyor, buna sebep olduğu için Shawn'a karşı kırgınlık ile doluyordum. Yine de hala önemli olan incinmemesiydi. Bunu düşünmek bile kalbimi yoruyordu.

"Blake." Diye seslendi düşüncelerimden beni yavaşça çekip ayırırken. Yutkundum ve bakışlarımı kaldırmakta zorlandım. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum, onun için endişelenmek zorunda oluşum beni bitiriyordu.

"Yüzüme bak." Dedi parmakları çenemi kavrarken. Ardından yavaşça çözünüp yanağıma yasladığı eli ile soğuk tenimi okşamaya başladı.

"Neler düşünüyorsun, tam olarak kestiremiyorum." Kelimleri beni dinç tutmayı amaçlar gibi daha da yakınımdan, yüzüme doğru uçuşuyordu. "Bütün bu olanlar için üzgünüm. Bundan sonrası için çok fazla düşünmeni istemiyorum Blake, atlatamayacağımız şeyler değil." Gözümün altını sıcaklık hissi bırakacak şekilde nazikçe okşarken gözlerimi kapatacak gibi oldum. Ama yakınımdaki suratı onu gözümü kırpmadan izlememe sebep oluyordu.

Eli yavaşça saçlarımı uzaklaştırırken beni biraz daha kendine çekti ve sözlerini kesinleştirmek istercesine dudakları tekrardan o mükemmel baskıyı yaratıp uzunca bekledi. Geri çekilirken içimdeki heyecana hala alışmamış olduğumu biliyordum.

"Birlikte üstesinden geleceğiz." Dedi ellerini benimkilere kenetlenip, buradan gitmeden hemen önce.

○○

Blake / Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin