Fb
.
Blake, eviyle okulu arasındaki uzun yolu umursamadan okulda geçirdiği fazladan zamanın sonuna gelince ayağa kalkarak çantasına sıranın üzerindeki bir kaç defteri hızlıca ve özensizce koydu. Kapattığı çantasını tek omuzuna koyup kapıya doğru yürüdü ve bomboş sınıftan çıkarak orayı tamamen boş bıraktı.Okulun boş ve çoğu kapalı olan ışıklardan kaynaklanan karanlık koridorunda attığı adımları yankı yapmaya başlamıştı. Blake gergince yutkunarak çantasının kolunu avucu ile sıkarak sakin kalmaya çalıştı ve adımlarına devam etti.
Babasını görmek istemediği o günlerden biriydi ve Carter onu umursamadan hızla okuldan basketbol maçına gitmek için ayrıldığında, tek başına git gide soğuyan bu okulda kalmıştı.
"Help me."
Blake, gelen fısıltı ile adımlarını ani bir şekilde durdurdu. Yalnız olduğunu zannettiği kattaki mırıldanma onu ürkütmüştü.
"It's like the walls are caving in."
Blake, sessiz ve hoş gelen tınıyı bölmemeye dikkat ederek sesin geldiği yere küçük adımlar ile ilerlemeye devam etti.
"Sometimes I feel like giving up."
Sesin geldiği sınıfın önünde durarak hafif aralık kapıya yaklaştı Blake.
"But i just cant."
Sesi tanıdık hissi uyandırmaya başladı ve tenindeki tüylerin onu titrettiğini hissetti. Tuttuğu nefesi hızlı atan kalbini yoruyordu.
"It isn't in my blood."
Bedenini yarım bir şekilde kapıda tuttu ve içeriye göz gezdirdi. Bakışları anında sesin geldiği yere, sınıfın duvarının köşesine çökmüş, dizlerini kendine çekmiş ve saçlarını örten kapşonu ile yüzünü kollarının arasına gömmüş, sesi titreyen çocuğa baktı.
Shawn'a.
Suratı yumuşak bir hal almış şekilde tuttuğu nefesi geri bırakana dek öylece durdu Blake. Taki bir iç çekiş, ve boğuk ses sınıfta yankı yaparak Shawn'ın acıyla nefes aldığını ona gösterene kadar, çocuğu hafif aralıktan izledi.
Verdiği nefes derin yutkunması, yer ile temastaki çocuğun onu fark etmesi için yeterliydi. Shawn gözlerini sımsıkı yumarak avuçlarını sıktı. Bir anda ona gelen kokusunu tabi ki fark etmişti, fakat sadece delirdiğini düşünmüştü.
Ama şimdi nefes sesi de vardı, kız buradaydı. Onunla aynı sınıfta, başbaşa.
"Shawn?" Dedi Blake üzerindeki hırkanın onun oluşuyla emin bir şekilde. Sınıfa tamamen girdiği sırada adımlarını kolayca ona yöneltemedi. Aklı karışık bir şekilde onu izledi.
Kız, kollarının arasına bayıldığı günden beridir Shawn'ın kafasını karıştırdığını hissediyordu.
Bazı görüntüler nadiren kendini belli ediyordu. Bazen bir sokağın ortasında ona sarılarak ağladığını anımsıyordu, bazen ise soğuk ve karanlık bir sokakta bedenini sarmalamış kollarının arasında bulunduğu görüntüler zihnini dolduruyordu.
Ne olduklarını bilmiyordu, sadece aklında kesik görüntüler her belirdiğinde kaçmayı seçerek bütün bu karmaşıklığı düşünmemeyi seçiyordu.
"Sensin değil mi? Burada ne yapıyorsun?"
Shawn, yumuşak ve nazik bir tonda çıkan kızın sesiyle kaslarının gevşediğini hissetti. Yüzü yavaşça saklandığı yerden, kollarının arasından çıktı ve karanlığın yoğunlukta olduğu sınıfta bakışları kızın yüzüne çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blake / Shawn Mendes
FanfictionBu hikayede kötü şöhret ona aitti. Kötü şöhret Shawn'ındı.