Shawn, başının ağrısına dayanamayıp yattığı yataktan kalkarak iç karartan evine baktı. Hiç bir şey hatırlamıyordu. O sahneden inerek buraya nasıl geldiğini, ne yaptığını, evini nasıl dağıttığını, Bayan Mellark'ın Shawn'ın çığlıklarını duyup ambulansı arayıp onu sakinleştirmek için derisine batırılan iğne sonrasından kalan hiç bir şeyi hatırlamıyordu.
Bütün bedeni ilk defa bu denli bir ağrı ile ağrıyorken elinin üzerindeki iğne izine bakarak yüzünü buruşturdu.
Etrafa bir göz atarken bulanık gördüğünü fark ederek yüzünü ellerine gömerek derin bir nefes aldı.
"Shawn?" Bayan Mellark odasına kapıyı tıklayarak girdiğinde Shawn yavaşça başını kaldırdı. "Uyanmışsın."
Shawn yaşlı kadına tek bir şey diyemeden kaşlarını çattı. Gözünü kapattığında bir anda gözünün önünde beliren Blake'in suratı, o sahne, eve gelişi ve kendi çığlıkları hızlı bir şerit olarak geçiyordu ve bu başını adeta patlatıyor hissi veriyordu.
"Ben..." dedi Shawn zorlukla konuşurken. Boğazı attığı çığlıklar yüzünden ağrıyordu. "Ben bir şey hatırlamıyorum" diye fısıldadı kendi kendine olanlara anlam vermeye çalışırken. Suratını yaşlı kadına çevirdiği sırada Bayan Mellark yavaşça yanına oturup Shawn'ın sırtına elini yerleştirdi.
"Sonradan konuşuruz, dinlen istersen." Shawn kafasını iki yana salladı. "Ne oldu Bayan Mellark?" Diye fısıldadı bakışları dizlerindeyken. Bayan Mellark titrek bir nefes alıp genç çocuğa baktı.
Kocası ölmüştü ve tek çocuğu ise ondan çok uzakta yaşıyordu. Shawn onun için her zaman oğlu gibi olmuştu ve Bayan Mellark dahi kapıyı her çaldığında ona gülümsemeye çalışan açan bu çocuğun acı çektiğini hissediyordu. Sahte gülümsemesini anlıyordu.
Geceleri olan ağlamalarını duyuyordu, üzgün olduğunu her zaman anlıyor ve görüyordu, suratındaki morlukları saklamak için evden çıkmadığını bile anlıyordu.
Ama dün gece ki çığlıkları ilk defa duymuştu. Ve hala etkisinden çıkamamış gibi Shawn sakinleştiricinin etkisi ile uyurken onun için ağlayabilmişti sadece.
"Dün, gece saatlerinde eve geldin." Diye tedirgince başladı Bayan Mellark. Shawn kısık ve kızarık gözlerini Bayan Mellark'a çevirerek onu dinledi. "İlk başta bir şeylerin devrilme sesi geldi," Shawn gözlerini hafifçe yumdu. Dün gece Blake'i bırakarak eve geldiğinde bir anda etrafı dağıttığını hatırlamıyor gibiydi.
"Ardından... Çığlıkların geldi. Ağlama ve haykırma seslerin tüm apartmanı dolduruyordu oğlum." Shawn'ın boğazı düğümlenirken bakışlarını kaçırdı.
"Hemen yukarı kata, evine geldim ve kapıyı açamadım. Ama senin haykırışların kesilmedi. Beni duymuyor gibiydin." Bayan Mellark dakikalarca kapıya vurarak Shawn'ın açmasını beklemişti. Fakat Shawn o zaman kendinde dahi değildi. "Ambulans'ı çağırmak zorunda kaldım, iki görevli geldi. Kapıyı açıp seni sakinleştirdiler." Bayan Mellark dolu gözlerle Shawn'a baktı. Shawn utanç duygusu ile ona bakamazken gözlerinin dolduğunu hissediyordu.
"Bayan Mellark ben..." her kelimesinde sesi daha da boğuklaşıyordu. "Ben özür dilerim." Shawn ağzından çıkan hıçkırığı engelleyemediğinde Bayan Mellark acele ile kollarını genç oğlana sardı. Shawn başını küçük bir çocuk gibi yaşlı kadının göğsüne yaslarken orada bu sefer sakince ağlamaya devam etti.
"Senin gibi bir genci ne bu kadar üzüyor bilmiyorum ama, hepsi son bulacak oğlum." Bayan Mellark sekiz yaşındaki çocuk gibi göğsünde göz yaşı döken çocuğun kollarında ağlamasına izin vererek sakinleşmesini bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blake / Shawn Mendes
FanfictionBu hikayede kötü şöhret ona aitti. Kötü şöhret Shawn'ındı.