Shawn
"Siktir." Zorlayıp durduğum kapı kolunu açmaya çalışsamda ellerim o kadar şiddetli bir şekilde titriyordu ki, anahtarı deliğine sokmakta fazlası ile başarısızdım.
Bir yandan da kapının bıraktığım gibi kilitli olması biraz da olsun içimi rahatlatıyordu. Onun oyunu olduğunu biliyordum. O an telefonda konuştuğu kişinin Carter olduğunu da biliyordum. Blake'i bir şeyle tehdit edip onu benden almaya çalışacağını biliyordum. Buna izin veremezdim.
Ve sadece hala bu kapının ardında, beni bekliyor olmasını umuyordum.
Kapı ardında kadar açıldığında kalp atışlarım uzun bedenimi buraya yığacak kadar hızlıydı. Eve girdim ve onu gözlerim ile hızlıca aradım.
"Blake!"
Blake
"Küçük, aptal, işe yaramaz, beyinsiz bir piçten başka hiçbir şey değilsin." Dedim neredeyse tıslayarak konuşurken. Carter arabayı hafifçe sağa kırarken sadece bana baktı ve sessiz kaldı.
"Canın her oyun istediğinde insanları dövdürüp beni tehdit edemezsin!" Sesim yükseldiğinde gerekenden çok daha sinirliydim.
"Ah evet, yapabilirim." Umursamaz tavrı daha da çıldırmama sebep olurken arabanın içinde onu boğarak öldürmeyi istiyordum.
"En son dayak yerken öyle görünmüyordun ama." Dedim yüzündeki yaralara bakarken. Shawn'da oluşan izler onu her gördüğümde berbat hissettiriyordu. Carter'da görmek ise sadece aldığı acıyı aklıma getiriyor ve beni rahatlatıyordu. Birinden bu kadar nefret edebileceğimi düşünmezdim.
"Kuş kafalı arkadaşların yokken bir hiçsin ha? O seni döverken karşılık veriyor gibi değildin!"
"Kes artık." Başımı iki yana sallarken burnundan soluyordu. Küçük gururu laflarımı kaldıramamış gibiydi.
Shawn'ı ve Matt'i aklımdan çıkaramıyordum. Shawn burada olsa ne yapacağını düşünüp duruyordum nedensizce. Çünkü o kendini güçsüz olarak tanımlasa bile onunlayken bir şekilde sorunları atlatıyor, tekrardan iyi olabiliyorduk.
"Sana ne dediğini hatırlıyorsun değil mi?" Dedim gözlerim dolduğunda, ondan bahsederken güç alıyor, aynı zamanda ufak bir korku içimi kaplıyordu.
"Bir daha bizi ayırmaya kalkarsan sana ne yapacağını söylemişti değil mi? Yüzünü son bir kere dağıtmadan hemen önce." Carter'ın bakışları sertleştiğinde karanlıkta sürdüğü arabayı hızlandırdı. Bu tür saçmalıklardan bıkmıştım.
Sırf hırs yüzünden arada gidip gelmekten, bunlara maruz kalmaktan bıkmıştım. Carter'ın beni sevmediğini biliyordum. Girdiği bu yarışta kaybetmemeye yemin etmiş gibiydi. Ve ben sadece arada yıpranan taraf olmaktan fena halde baymıştım.
Demek istediğim, Shawn bile bunu bir kere yapmıştı. Bir daha yapmayacağını umuyor ve biliyordum fakat, düşüncelerin bir anda aklıma girmesini engelleyemiyordum işte.
"Evet hatırlıyorum, boş tehtitten başka bir şey değildi." Dolu gözlerimi ona çevirdiğim sırada kaşlarım çatıldı.
"Anlamadığın taraf şu Blake, onun aksine asla boş laflarda bulunmadım." Yüzünde alaycıl bir gülümseme belirdiğinde dudaklarım hafifçe aralandı. "Ne?" Diye fısıldadım sadece. Gözleri benimkilere bir kaç saniye baktığında diyeceği şeyden dolayı midem bulanmaya başlamıştı bile.
"Babana yaklaşan doğum günün için sana sürpriz yapmak istediğimi söyledim ve seni bir yere götürmek istediğimi söyledim." Kalbim hızla atmaya başlarken boğazım yutkunamadığımdan dolayı acımaya başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blake / Shawn Mendes
FanficBu hikayede kötü şöhret ona aitti. Kötü şöhret Shawn'ındı.