》27《 First Kisses Of Last One's

1.3K 107 159
                                    



Shawn, üzerindeki tişörtün ince kumaşını avucunun içinde sıkarken dizlerinin üzerine düştü. Acısı hala aynıydı, ağlama sesleri hala durmamış, kalbi acımayı bir an olsun bırakmamıştı.

Yerden metrelerce yükseklikte ki bu binada dahi, sorunlar pençelerini ondan çekmemişti. Acısı yakasını bırakmayacak gibiydi.

"Tanrım, yardım et." Diye yalvardı Shawn. Ellerini başına sabitlerken gözyaşı tekrardan yavaşça dökülmeye devam etti. Bıkmıştı, hiç olmadığı kadar bıkmıştı.

Yere temas eden dizlerinden bakışlarını çekip daha da yakın olduğu gökyüzüne kafasını çevirdi, uzunca baktı. Kalbinden binlerce duygu geçiyor, beyni binlerce cümleyi dudaklarına yolluyordu. Ama Shawn'nın ağlamaktan kızarmış dudakları dakikalarca aralanmadı. Gitgide kararmaya başlayan bu gökyüzüne tek bir dileğini haykıramadı.

Ne olduğunu umursamıyordu. Canının yanması bile onu etkilemiyor gibiydi. Öyleki evde sıkıntıdan çalışarak yaptığı hafif karın kasının üzerindeki çürük, aklına bile gelmiyor gibiydi.

Tek bir isteği vardı. Bu hayattan veya önündeki kocaman ve sonsuz mavilikten tek bir şeyi dilemek istiyordu. O kıza ne kadar ihtiyacı olduğunun farkındaydı. O kızı hayatı pahasına olsun istediğinin farkındaydı.

Sorgulamayı uzun zaman önce bırakmış, gururunu bir yerden sonra hesaptan çıkarmıştı. Sadece beyninin içinde dolanan fikirler, ve kapalı gözlerinin ardında beliren yüzü ile hızla çarpmaya başlayan kalbine sığınmak istiyordu.

O, Blake'e sığınmak istiyordu.

Ama dudakları aralamadı, kelimeler ağzından soğuk havaya dökülmedi, derin gökyüzüne ne fısıldadı ne de haykırdı.

Olmayacağına inanan bütün bedeni güçsüzlükle titredi. Onun yanında olmasını dileyemiyordu bile artık. Umudu tamamen ruhunu terketmişti.

Artık rüyaları bile onu görmesine izin vermiyordu sonuçta

Shawn yutkundu ve boş umutlar vadeden hayallerini geri yuttu. Uzun bacaklarından birinden destek aldı ve diğerinide yere temas ettiterek bedenini doğrulttu.

Ağlamaktan şişmiş gözlerini yumdu ve soguk rüzgarın tenini üşütmesine izin verdi. Şişmiş dudakları ve tıkanmış burnunu es geçerek binanın tepesinden şehri izledi.

Yutkundu ve kalbine gelen tiz acı ile yüzünü buruşturdu. Gözleri yavaşça yıldızsız gökyüzüne ardından aşağıya, metrelerce aşağıya baktı.

Titreyen ellerini durdurmak istediği için sımsıkı yumdu avucunu. Yaş dolu gözlerinin rüzgarla kavgasını kesmek için gözlerini kapattı, karanlığına gömdü önündeki maviliği. Titreyen dudaklarına sinirle dişini geçirdi, kanayacak kadar dişledi şişmiş dudaklarını.

Kırık kalbini onarmak istedi, yapamadı.

Buna son vermek istedi, ruhunun serbest kalması için deli gibi can attı.

Gitgide kenara yaklaşan adımlarını acıyla büzülmüş kalbi için, yorgun bedenine sıkışmış ruhu için attı. Metrelerce aşağıya, onun sığınağı olan bu uçuruma, sonsuz karanlığına adımlarını attı.

Binlerce his, binlerce yüz, binlerce cümle geçti saniyeler içinde.

Tek bir adım, dakikalar boyunca gizlice çıktığı bu binanın en hızlı geri dönüşüydü. Tek bir adımı, Blake'den tamamen kopmak, ruhunun hak etmediği bu bedeni ortadan kaldırmak için yeterliydi.

Blake / Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin