"Sana yemin ederim," bedenimi kucağında sıkıca tuttuğunda tamamen kilitlemeyi başarmıştı. "Bir kere daha kaçacak olursan ellerini bağlar seni o eve taşıyarak sokarım Blake."
Dudaklarımı büzerken yutkundum. Ailesinin beni nasıl karşılayacağından emin dahi değildim. Yol boyunca üstesinden gelebileceğimi düşünsem de şuan içimi ciddi bir tedirginlik kaplamıştı.
"Bak," dedi Shawn bedenimi saran ellerini gevşetirken. Biri yüzüme tırmanmarak orayı sevdiğinde, daha sakin hissettiğimi biliyordum. "Her şey iyi olacak, tamam mı?" Kafamı yavaşça sallarken gülümsedi ve gözümün altını okşayan parmağı durarak yüzümden yavaşça ayrıldı. Derin bir nefes aldığımda hala kaçmak istediğim kesindi, ama Shawn'ın kapıyı hafifçe tıklatıp ellerini arka cebine koymasıyla yerime tamamen kilitlenmiştim.
İçimden ettiğim kısa dualar kapının gıcırdayarak açılmasıyla kesildi ve kapı hafifçe aralanırken Shawn'ın annesinin güzel gözleri bizimle buluştu.
"Aman Tanrım!" Kapıyı tamamen açıp şaşkınca bize, daha çok oğluna baktığında gözlerinin direkt dolması yüzümde hafif bir gülümsemeye sebep olmuştu. "Shawn! Bu sensin!" Shawn ellerini cebinden hızla çıkarıp kollarını annesi için araladığında birbirlerine o kadar sıkı sarıldılar ki annesinin Shawn'ın kolları arasında neredeyse yok olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Geri ayrıldıklarında annesinin mavi gözleri bir kaç yaşı çoktan akıtmıştı bile. "Ah, anne!" Shawn sahte bir azarlama ile annesinin göz yaşlarını silerken annesi hala ondan uzun olan oğlunum bedenine sımsıkı sarılmıştı. "Seni özledim." Diye mırıldandı Shawn ona kocaman gülümserken. Annesi başını sallayarak konuşmaya çalışsada yine ağlamaya başladı ve tekrardan ona sımsıkı sarıldı.
Onların ayrı olmasında gerçekten bir payım var mıydı emin değildim. Ama iki saniye daha bunu düşünürsem tekrardan koşarak bu apartmandan çıkacağımı biliyordum.
"Üzgünüm, uzun süredir onu görmemiştim." Dedi ayrıldıktan sonra bana bakarken. "Ben Karen," dedi gülümserken. Bir yandan göz yaşlarını zarif parmakları ile hızlıca siliyordu.
"Ah, hayır sorun değil. Ben," kekelemeye devam etmemek için hızlıca yutkundum. "Ben Blake." Dedim elimi uzatırken. Shawn hafifçe gülüp bana baktığında gergin olduğumu çok belli etmemeye çalışıyordum.
"Hayır tatlım gel buraya." Dedi Karen bana da sarılırken. Şaşkınlıkla ellerim havada kaldığında ben de ona sarılarak sırtını hafifçe sıvazladım. Shawn'a çok sık sarılırdım ve buna bayılırdım da, ama ondan önce asla sarılan bir tip olmamıştım.
Ve bu neredeyse Shawn ile olduğu kadar iyi hissettirmişti.
"İçeri geçin, hadi!" Benden ayrılıp ikimize de kocaman gülümserken kapıdan bir adım çekildi ve Shawn önden giderken ben de onu takip ettim. Kapı ardımızdan kapandığında ne yapacağını bilemeyerek yerimde dikilmeye devam etmemin garip durduğunu Shawn yavaşça belimden beni iterek yön göstermeye çalıştığında fark etmiştim.
Ne yapabilirdim ki, aşırı gergindim.
"Bunu beklemiyordum. Gelmene çok sevindim Shawn." Dedi Karen hevesle konuşurken. Shawn bakışlarını evden çekerek geri annesine baktığında ona gülümsedi. "Ben de, biz de burada olduğumuza sevindik anne." Dedi Shawn belimin arkasındaki elle beni bir adım daha kendine çekerken. Annesi ikimize bakarken ellerini birleştirdi ve gözleri heyecanla bize bakarken sesine yansıyan duyguyla konuştu.
"Beni arkadaşınla tanıştırmak ister misin?" Dedi heyecanla. Ne olduğunu öğrenmek için can atıyor olmalıydı fakat ona gerçeği vermemiz gerektiğinden emin değildim. Beni nasıl göreceklerini bilmiyordum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blake / Shawn Mendes
Fiksi PenggemarBu hikayede kötü şöhret ona aitti. Kötü şöhret Shawn'ındı.