Birkaç dakika olduğuna emindim. Sadece birkaç dakika önce Shawn'ın yatağının köşesine kıvrılmış uyuya kalmıştım. Odası evin diğer taraflarına oranla biraz daha farklıydı. Temiz ve düzenliydi. Küçük olmasına karşı küçük olan penceresi koca bir şehri göstermesede karşıdaki ışık renklerini odaya salıyordu. Shawn'ın bu ışıkları sevdiği belliydi ki penceresinde ufak bir perde bile yoktu. Botumu çıkarırken yatağının altında olan karton kolilere gözüm çarpmıştı. Masasının üzerinde ufak bilgisayarı ve pizzacının buruşmuş yemek kese kağıdı vardı. Duvarında kurşun kalemle yapılmış ismi 'karalama' olsa da kirli duvara fazlasıyla yakışan çizimler vardı. Yatağı duvara yapışmış bir şekildeydi ve yatak hizasında duvara yazılmış onlarca yazı vardı. Hepsini dönüp okumak istedim ama yapmadım. Cesaret etmedim.
Dakikalar sonra göz kapaklarım düştüğünde Shawn'ın haykırışı ile hızlıca geri açıldı. Kalbim eş zamanlı olarak o kadar sert çarpmaya başladı ki yataktan gözlerimi açarak hızlıca doğrulduğumda başım şiddetle dönmeye başladı. Yalpalayarak odanın kapısını açıp hızla dışarı çıktım. Karanlık evde göz gezdiriken Shawn'ın koltuktaki bedenine koşar adımlarla ilerledim. Kendini doğrultmuş hızlı nefesler alıp verirken bedeni aynı şekilde hızla inip kalkıyordu.
"Shawn?" Boyumu eşitlemek için önünde diz çökerken elimi korkakça koluna yerleştirdim. Belli olmayan bir yere bakarken saçları karışmış tişörtü terden üzerine yapışmıştı. Yumruk yaptığı ellerini iki yanına sabitlemiş koltuktan destek alıyordu.
"Sen, sen iyi misin? Sorun nedir?" Nefeslerim onunkiler gibi hızlanırken kolunu sıktım ve biraz sarstım.
"Shawn! Hey!" Eğdiği başı yavaşça havalanırken yüzü benimkiyle hizalandı. Hala ben orada değilmişim gibi nefes alıp verirken korkuyla titriyordu.
"Tanrım kendine gel beni korkutuyorsun!"
"Shawn!" Ağlamaya başladığında bedenim bir anda titreyip onun ki gibi dirençsiz bir hale girdi.
Dudaklarım birbirine yapışırken ağzımı açıp bir şey söyleyecek cesaretim bile yoktu. Oysa hala karşımda bir şeyden korktuğu belli bir şekilde nefes alıp veriyordu.
"Sakinleş! Sakin ol!" Bedeni kontrolden çıkınca ellerim saçlarına gitti ve sert bir şekilde saçlarını yüzünden ayırıp onun sürekli yaptığı bir şekilde geriye attım. İki elim ile suratını kendimkine sabitlerken gözleri benimkileri buldu ve durdu. Bakışları da yüzü de fazlasıyla benimkine yakınken onu sakinleştirmek istedim.
"Burdayım. İyisin sorun yok. " bedeni dediklerime karşı çıkınca son bir cesaret ile kollarımı boynuna sardım. Sımsıkı ona sarılırken bunu fırsat bilerek gözlerimi kapatıp daha da sıkı sardım onu.
Fırsat bilerek? Ona sarılmaya bu kadar ihtiyacım var mıydı bilmiyordum veya kendime yedirmek zor oluyordu. Bunu düşünmeden ona sarıldım sadece.
Bir kaç saniye içinde hızla inip kalkan göğsü durdu ve nefes sesleri gitgide kısıldı.
"Shawn?" Dedim bu sefer sessizce. Vücudu kısa anlığına titredi. Ardından yutkunduğunu duydum.
"B-blake?" Yorgun fısıltısı saçlarıma hafif değince onay vermek için yumruk yaptığım elimi boynundan sırtına indirdim.
Bana sarılmadı öylece durdu. Nefesleri düzenli bir hal aldığında ellerinden biri gömüldüğü koltuktan ayrıldı ve hafifçe havalandı.
Bir an için parmağı sırtıma geldi, bir an için o da bana sarılacak zannettim. Ama hızlıca elini geri çekti.
Bana sarılmaktan vazgeçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blake / Shawn Mendes
FanficBu hikayede kötü şöhret ona aitti. Kötü şöhret Shawn'ındı.