Blake.
Korku hissiyatından dolayı üşüdüğünü söyleyen insanları duymuştum. Bedenleri hissettikleri korku yüzünden buz gibi olup, donuyorcasına vücudu üşütüyordu.
Peki ya gerçekten beden soğuğa maruz kalsaydı? Peki ya gerçekten ruh tamamen korkuyla dolup taşsaydı?
O zaman böyle hissederdiniz işte. Acınızın, sevdiğiniz adamın öpüşlerini hissetmenize izin vermeyecek kadar şiddetli olmasına şahit olurdunuz.
Sizi korkuyla dolduran adam, sevdiğiniz adamın ta kendisi ise tamamen boşlukta olurdunuz işte. Ne tutunacak bir umudunuz olurdu ne de yolunuzu kaybetmenize rağmen devam edecek gücü bulurdunuz.
Tamamen yok olurdunuz, ben ise tamamen yok olmuş gibiydim.
Elini tutmayı neden bu kadar istemiştim bilmiyorum ama bedenimin içinde çığlıklar inlerken sadece baygın gibi duran vücudumun buna ihtiyacı vardı.
Ona hala ihtiyacım vardı, beni paramparça etse de bu yüzüme çarpan bir gerçekti. Shawn'a ihtiyacım vardı.
Parmaklarım sonunda onun elini sardığında burun çekişinin arasından gelen kıkırtı içimdeki çığlıkları biraz da olsa susturdu. O yine ve yine iyi hissettirdi.
Sonra kıkırtı söndü, korku dolu sesi kulaklarıma geldi. Başımın içindeki çığlıklar sustuğu gibi tekrardan başladı. Sımsıkı tuttuğu eli gevşedi. Bırakmamasını istediğimi söylemek istedim ama söyleyemedim, gevşettiği parmaklarına parmaklarımı daha sıkı sarmak istedim, hareket bile edemedim.
Sesler her bir taraftan gelmeye ve başımın içindeki çığlıklarla kaos oluşturmaya başladı. Sonra yavaş yavaş netleştiler. Odayı dolduran haykırışları anlamaya başladım.
"Shawn! En az on kişi varlar. Üçümüz bir şey yapamayız!" Matt'in sesi kulaklarıma doldu ve tüylerimi ürpertti. Kimden korkuyordum, kimden korkuyordular? İsmi çağrışmadı bile beynimin içinde, silueti dolaşmaya başladı, sadece onun kötü olduğunu biliyordum.
"Asla. Ona asla Blake'i vermem anladın mı? Bir daha olmaz." Shawn'ın sesi bedenimi tekrardan titretirken ayağa kalkmak istedim. Bedenimde sıkışmıştım.
"Matt!" Caleb'ın sesi tüm evde yankılandı. Kargaşa olduğu belliydi çünkü birden fazla ses vardı, birden fazla kişi ve birden fazla tehlike.
"İçeri girmeye çalısıyorlar. Shawn?" Matt'in sesi endişeyle yankılandı.
Kimden korkuyorduk biz?
"Hepiniz buraya gelin piç herifler!" Tanıdık ama o an için yabancı bir ses doldu bütün evin içinde. Sonra silüet yavaş yavaş kalktı. Yüzü belirginleşti, korku açığa çıktı.
Carter.
Buraya beni almaya gelmişti, eğer karşı koyacak olsalardı onlara zarar gelebilirdi. O zaman kendi ellerim ile Carter'a gitmeye hazırdım. Onlara, Shawn'a zarar gelmemeliydi.
Bu sefer olmazdı.
Fb
》
Karanlık yolda koşuşturmaya devam eden ikiliden sarhoş olan genç kız tökezleyince, oğlan hızla kızı tuttu. Blake neler olduğunu anlamıyor, neden dakikalardır biri tarafından çekiştirildiğini bilmiyordu.
"Dur artık. Bırak beni." Dedi genç kız sessizce. Shawn dolu gözlerle ellerini genç kızdan çekti. Nefes nefese ona baktı.
"Ne oluyor? Neden koşuyorsun ?" Shawn sinirle soluyup ellerini saçlarını çektirdi. Yumruklarını sımsıkı sıkıp haykırmamak için zor tutuyordu kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blake / Shawn Mendes
FanficBu hikayede kötü şöhret ona aitti. Kötü şöhret Shawn'ındı.