》32《 Getaway Car

1K 75 213
                                    

"Sakin ol." Dedim ellerimi tuttuğu sırada neredeyse acıtacak kadar sıkmasından dolayı yüzümü buruştururken. Derin derin aldığı nefesler arasında bana baksada hızla yürümeye ve yorulan bedenimi peşinden çekmeye devam etti.

Sadece yürüyorduk. Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Onun da bildiğini sanmıyordum zaten. Dakikalardır bulduğu rastgele yollara sapıyor, ve yürümeye devam ediyorduk.

"Düşünmem gerekiyor." Dedi sesi biraz da olsa titrerken. Bedenim yorulurken yine de küçük bir adımı daha hızlı attım ve bedenimi onunkine daha çok yaklaştırdım. Bakışları bir anlığına bana kaysada önüne tekrardan baktı. Ve adımlarını durdurdu. Bu sefer bana bakarken, ben de hiç üzerinden çekmediğim bakışlarımı gözlerine diktim.

Nasıl hissettiğimi bilmiyordum. Bunun için vaktim bile olmamıştı. Korkuyor muydum veya rahatlamış mıydım benim dahi bir fikrim yoktu, ki Shawn'ın düşünmemi, daha doğrusu düşünmemizi engellemeye çalıştığının farkındaydım.

Hissedeceklerimizden korkuyorduk.

Bunu yapmış olmaktan pişman kesinlikle değildim, daha önceden, çok daha önceden, belki de en başından yapmadığım için pişmandım.

"Y-yapmamalıydın." Dedi sesi kekelerken ve bakışlarını benden kaçırırken. Kaşlarım çatıldı ve aralık dudaklarımızdan verdiğimiz hızlı nefesler harici, ses çıkaramadım.

Elimi hızla elinden çekerken bir anda afalladığını hissettim. Aynı şekilde avucumda hissettiğim soğukluk ile elimi boşluğa öylece bıraktım. Sinirliydim.

"Blake,"

"Tanrım, kes sesini." Sözünün yarım kalmasına sebep olduğumda yine de dudaklarından çıkacak kelimeyi beklercesine onları izledim. Bütün okulun önünde öptüğüm dudaklarını. Ve neler hissedeceğimi tekrardan unuttum, umursamadım da.

"Yapmam gerekirdi." Dedim dolu gözlerim dudaklarından gözlerine yavaşça kayarken. Midemin kasıldığını hissediyordum. Fazla heyecanlı ve yorgundum. Ağır hisler insanı yoruyor olmalıydı, ve tabi kilometrelerce yol yürümek de.

"Bunu yapacağın," diye konuştu kupkuru sesi ile. Yutkundum ve inip kalkan göğsünü izledim.

"Aklımdan bile geçmemişti Blake."

Tebessüm, dolu gözlerimin yanına yerleştiğinde derin bir nefesi de ben aldım. Omuzlarım hafifçe yukarı kalkıp inerken aramızdaki mesafeyi biraz daha aza indirerek bana yaklaştı.

"Ben de." Dedim sessizce. Ardından sinirle ona baktım. "Bütün okulun önünde, benden yaralandığını söylemek mi? Sikeyim Shawn aklından ne geçiyordu? Bunun mantıklı olduğunu gerçekten düşündün mü?" Sinirle konuştuğumda onun için o an deli gibi korktuğum aklıma gelince alt dudağımı sertçe dişledim. Kafayı yememe az kalmıştı.

"Bütün okulun önünde beni öperken senin aklından ne geçiyordu? Sana zarar gelebileceğinin farkında değil misin! İşleri zorlaştırmaman gerekirdi Blake." gözleri ani bir şekilde dolduğunda sinirle yüzüme vurduğu cümleleri sindirmeye çalışıyordum. Nefes almak tekrardan bir problem haline gelmişti.

"Tanrım, şaka yapıyor olmalısın." Ciddi bakışları yüzümde dolanırken sinirlendiğimi, çok sinirlendiğimi hissediyordum.

"Ah, haklısın benim hatam. Bir dahakine beni uyar da Carter'ın kucağına dönmem gerektiğini unutmayayım!" Diye bağırdım nerede olduğumuzu umursamadan.

Keskin çenesi sinirle kasılırken daha da belirgin olunca yaptığı yumruğa gözüm kaymıştı ki, "Şuana kadar tek yaptığın bu değil miydi zaten?" Dedi Shawn, cümlesi tamamen canımı acıtırken.

Blake / Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin