18. Bölüm

4.1K 108 2
                                    

Sabah gözlerimi alarmla açtığımda, koltukta ikiye katlanmış vaziyette yatarken bulmuştum kendimi. Kafamı dizlerimden çekmeye çalıştım ancak belim, hatta tüm sırtım fena halde acımıştı. Bunu yok saymayı denedim çünkü okula gitmem gerekiyordu. 

Gerçekten uykusuz kalmıştım. Tüm gece uyuyamayıp ben senin dayınım saçmalığını düşünmek beynimi alt üst etmişti. En sonunda uyuya kalabildiğimdeyse, rahatsız edici bir biçimde uyumuştum.

Doğrulup yeterince acı çekerek gerindiğimde, karşımdaki kanepede uyuya kalmış Julia'ya yöneldim. Nazikçe dürtüklemeye başladığımda rahatsızca kıpırdandı ve yüzünü bana doğru döndü.

"Okula gitmek istemiyorum." dediğinde, ben de gitmek istemediğimi fark etmiştim.

Tek gözünü açtı ve bana baktı. "Uyumak istiyorum." 

Hemen şu an, uzanıp onu öpmek istemiştim. Uykulu yüz ifadesi ve boğuk sesi o kadar tatlı ve aynı zamanda çekiciydi ki kendimi tutmak için başka yöne bakmam gerekmişti. 

Kafamı eğip uzun süredir temizlemediğim parkelerime baktım. Temizlik yapmalıydım, en kısa sürede.

"Okula gitmeyelim, lütfen." dediğinde ve dağılmış olan topuzunu düzeltmeye çalıştığında, kıkırdamadan edememiştim. Annesi gibi hissetmiştim, bana yalvarması komikti.

"Beni kötü bir kız mı yapmaya çalışıyorsun?" diye sorduğumda gülümsedi ve ayağa kalktı.

"Ah, bunu nasıl anladın." Alayla sorduğu soruya gülümsemeden edememiştim.

"Eğer temizlik yapmama yardım edersen, gitmeyiz." diye fikir ortaya attığımda, sevinçle zıpladı ve ellerini çırptı.

"Tamam, ama önce kahvaltı."

Sabah sabah bu kadar neşeli olması garipti, sonuçta o rahatsız kanepede rahatsız bir şekilde uyumuştu ve huysuz olması gerekiyordu. Ancak o neşeliydi ve bu hali fazla tatlıydı, çok fazla.

Kahvaltıdan hemen sonra başladığımız temizliği bitirdiğimizde, kendimi koltuğa attım. 

"Duşa ihtiyacım var." diyen Julia'ya döndüğümde, o da kendini koltuğa bırakmıştı.

"Dur sana kıyafet vereyim."

Odama girip temiz iç çamaşırı ve kıyafet çıkarttım. Salona döndüğümde, dizlerini karnına çekmiş ve çenesini dizlerine koymuş vaziyette bulmuştum. Bu hali fazla tatlıydı. 

Kıyafetleri ona uzattım ve banyo yapmasını bekledim.  

*

Neden?" diye bir kez daha sızlanmıştım. İşe kabul edilmemek beni yıkmıştı. Gerçek anlamda korkmaya, kaygılanmaya başlamıştım.

"Üzülme artık." diyerek bir kez daha sırtımı sıvazladı.

"Ben iyiyim, tamam." sırtımı dikleştirdim ve Julia'ya gülümsemeye çalıştım.

"Hadi içelim." Julia'nın ani teklifine ağzımı açarak baktığımda omuz silkti.

"Hadi ama." diyerek ısrar ettiğinde ben de omuz silktim ve beni yakındaki gece kulübüne sürüklemesine izin verdim.

"Bir bira, bir de sek vodka." 

Barmen, Julia!nın siparişini önümüze bıraktığında bana göz kırpmıştı. İlgisizce kafamı çevirdim, üzgünüm yakışıklı erkeklerle ilgilenmiyorum.

Julia sek vokasını sakince yudumlarken, bir kaç gündür yaşadığım, normal olmayan şeyleri düşünerek birayı tek seferdi yarıya indirmiştim.

Aslında bira sevmezdim, kokusu ve tadı midemi bulandırıyordu ancak alkole çok dayanıklı değildim. Bu yüzden hemen sert bir şeyler içmek istememiştim.

"Bir bira daha." diye kaçıncı kez yineledim bilmiyordum. Başım fena halde dönüyordu ve odaklanamıyordum. Hayır sarhoş değildim, çok fena sarhoştum. 

"Robyne, hadi gidelim." Julia beni kaldırmaya çalışmıştı ancak ona ağırlık yapmaktan başka bir şey yapamamıştım. Yürüyemiyordum. Beni geriye yerime oturttu.

Önüme gelen saçı kulağımın arkasına itiştirdi ve çenemden tutup ona bakmamı sağladı.

"Lütfen yürümeye çalış bebeğim."

Cümlesi erimeme neden olurken yüzüme geniş bir gülümseme yerleşmişti.

"Bebeğim." Beceriksizce kelimeyi ağzımda dolandırdım.

Bu halim onu güldürmüştü. Dağılmıştım, buna emindim. Berbat haldeydim ancak o karşımda durmuş bana gülümsüyordu. Bu fazlasıyla heyecanlanmama neden oluyordu. 

"Sen çok güzelsin." itirafım karşısında çenemi daha da dikleştirdi ve yüzüme fazlasıyla yaklaştı.

"Sen daha güzelsin."

Gözlerim dudaklarına kaymıştı. Onu öpmek istiyordum, dudaklarının tadına bakmak istiyordum. 

Yüzümü ona daha da yaklaştırdığımda, dudaklarıma uzandı ve alt dudağımı dudaklarının arasına aldı. Dokunuşları fazlasıyla yumuşaktı. Onu öpmek harikaydı. Yumuşacık dudakları beceriklice dudaklarımı ele geçiriyordu ve ona karşı koyamıyordum. 

Dudaklarımızı ayırdığında, alnını alnıma yasladı. "Hadi şimdi yürümeye çalış güzelim."

A Lesbian LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin