25.Bölüm: En Acı Hoşçakal ( Yeni Bölüm)

4.7K 347 41
                                    

Herkese merhaba❤
Rahatsızlandığım ve sınavlarım olduğu için bir türlü yeni bölümü yazamamıştım. Gecikme için kusurabakmayın.

Olayların kilit noktası olan bu yeni bölümde oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Bakalım bölümü beğenecek misiniz?

Ben bölümü yazarken hıçkıra hıçkıra ağladım. Sizler okurken ne hissedeceksiniz çok merak ediyorum😢
Keyifli okumalar❤

~~~~~~~~~

BAHAR'DAN:

  Gözlerimden akan yaşları sildim usulca. Yağmur delicesine yağıyordu bu sabah. Sanki Deniz ile ayrılığımıza isyan ediyordu gökyüzü ve bulutlar. Soğuk titretirken bedenimi biliyordum, beni üşüten asıl şey yanlızlığın soğuk kucağıydı.

" Bahar'ım... "

  Deniz de benim gibi ağlıyordu. İkimizde bazı şeylerin farkındaydık. Bir an olsun ayrılmayan ellerimizin bir daha kavuşamayacak olma ihtimalini ise kabullenemiyorduk, kabullenemiyordum.

  " İstersen gitmem biliyorsun. "

  Deniz alnıma bir öpücük kondurup beni daha da sıkı sardı kollarıyla. Arabanın arka koltuğunda yan yana oturuyorduk.

" Deniz, gitmen gerektiğini ikimiz de biliyoruz. Ne olur ikide bir bunu deyip durma bana. "

   " Ben daha askerliğimi de yapmadım biliyorsun Bahar'ım.  Arkadaşlarımın çoğu bedelli askerlik yapıyor ama ben bunu yapamam. Vatanımın bir evladı olarak gerekirse bayrağım, milletim, ülkem için ölmeye razıyım. Yani anlayacağın güzeller güzelim, daha asker yolu da bekleyeceksin. "

    Deniz'in sözleriyle buruk bir gülümseme yayıldı dudaklarıma. Avuç içlerimle Deniz'in yüzünü okşamaya başladım.

   " Bu kadar zenginliğin, paranın, malın mülkün içinde böylesine güzel bir kalbe sahip olduğun için seninle gurur duyuyorum. Paraya değil insana değer veren şu güzel kalbini çok seviyorum. Sen asker olduğun zaman büyük bir gururla bekleyeceğim seni. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Zor olacak senden ayrılmak ama  gelecekteki güzel günlerimiz için ödediğimiz bir bedel olarak say bu günlerimizi. Ve eğer vatan uğrunda şehit düşersen sana yeminim olsun Deniz, senin karın olarak hep güçlü olacağım.  "

   Deniz sözlerinde haklıydı, bu dünyada mutlu olmak için bir bedel ödenmesi gerekiyordu. Peki ben boyumu aşan bedeller ödememiş miydim daha bu yaşımda? Yetmiyor muydu yaşadığım acılar mutlu olmama?

   " Deniz Bey geldik efendim. "

  Şoför şükrü abinin seslenmesiyle yerimden doğrulup yan tarafıma koyduğum çantamı titreyen elimle alıp boynuma astım.

  Ayrılık saati yaklaştıkça yüreğimde bir kıvılcımla başlayan o yangın gittikçe büyüyordu. Peki ben bu ateşe daha ne kadar karşı koyabilecektim?

  Birlikte arabadan indikten sonra Deniz elimden sıkıca tuttu ve havaalanının girişine doğru yürümeye başladık.

  Her adım felaketime daha da yaklaştırıyordu beni. Her adımda biraz daha kopuyorduk birbirimizden. Lakin ikimiz de farkında değildik olacakların.

   Birçok kapıdan, güvenlik taramasından geçtikten sonra Deniz valizlerini verip uçuş işlemlerini halletti ve dış hatlar gidiş kapısının oradaki bekleme koltuklarına oturup uçağın kalkış saatini beklemeye başladık.

  Herkes buruktu bugün. Özge bile bugün Deniz ile uğraşmıyor, aksine ondan ayrılacağı için benim gibi ağlıyordu.

  Başımı Deniz'in omzuna yaslayıp derin bir nefes çektim içime. Her nefesimde onun kokusu dolarken ciğerlerime, o gittikten sonra nasıl nefes alacaktım? Onun kollarında uyumaya alışmışken, uykuyu gecelerce nasıl misafir edecektim?

GÖZLERİN OLSAM SEVER MİSİN? ( BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin