Canlarım merhaba umarım iyisinizdir.
2018-2019 eğitim öğretim yılı son buldu. Karneler alındı ve yaz tatili başladı. Karnenizdeki notlar ne olursa olsun unutmayın ki o notların bir önemi yok. Önemli olan ezberle değil dersleri öğrenerek anlamak.
Bunu neden dediğimi de yarın üniversite sınavına girecek okurlarım çok iyi anlamıştır. Umarım emeğinizin karşılığını alırsınız. Stres yapmadan, sakin olup, kendinize güvenerek sınava girmeniz çok önemli. Hiçbir şey sizden ve sağlığınızdan önemli değil en kötü seneye bir daha sınava girersiniz unutmayın. Başta canım kardeşim Emre'm olmak üzere sınava girecek herkese başarılar dilerim.
Hepinizi çok seviyorum💖
~~~~~~~~~~~
Bahar'dan;
Soğuktu....
Bir insanın ölebileceği kadar soğuk...
Kollarımla şiş karnıma sarılıp biraz olsun titremelerimi kontrol altına almaya çalıştım ama nafileydi. Sırtımı yasladığım duvar, oturduğum yer buz gibiydi. Gözümden akan gözyaşlarım yanağımda donuyordu, hissediyordum.
Bu defa yolun sonuna geldiğimi anlamıştım. Kahroluyordum... Daha bebeğimi kucağımaö bile alamadan, kokusunu içime çekemeden ölmek istemiyordum.
Deniz... Deniz'im... Onu düşünmekten aklımı kaçıracaktım. Şimdi bensiz ne yapıyor? Ne haldedir? Diye kendime cevabını bilmediğim sorular sormaktan bitkin düşmüştüm.
Karnıma yediğim sert bir tekme ile nefesim kesili halde yere yığılırken, bebeğime birşey olacak diye ölesiye korkuyordum. Bu darbelere dayanabilir miydi? O küçücük bedeniyle benim kadar direnebilir miydi bu yapılanlara?
" Bana acımıyorsunuz anladım ama doğmamış torununuza da mı acımıyorsunuz?! "
Gözlerimden akan yaşlar yanağımda buza dönerken hissettiğim keskin ağrı ile korkumdan hıçkırarak ağlamaya başladım.
Ama Keriman Hanım ne beni duyuyordu ne de tekmelerinin ardı arkası kesiliyordu.
" Kes sesini! Karnındaki o mahlukat benim torunum değil! "
Dinlemiyordu beni, attığı her tekme yaşama sebebimle olan bağımı koparıyordu benden. Ve en acısı da elimden hiçbir şey gelmiyordu. İlk defa göremediğim, güçsüz olduğum için kendimden tiskinmiş, nefret etmiştim.
Yüzüme, karnıma, bacaklarıma yediğim her darbe sonrasında daha da hissizleşiyordu bedenim.
Benim suçum neydi? İlk önce annem ve babamı kaybetmiş, sonrasında sevdiğim adamın, kocamın annesi tarafından ihanete uğramıştım.
Şimdi ise varlığına binlerce şükür ettiğim, sevdiğim adamın annesi bebeğimin, torununun katili olmak üzereydi. Kendi oğlunun bebeğini öldürecek kadar benden nefret eden bir kadının elindeydim.
Ölüm belki de ilk defa bu kadar yakındı bana. İlk defa bu kadar korkuyordum ondan... Kendim için değil, doğmamış minicik yavrum içindi bu içimdeki korkunun sebebi. Nefes alsın istiyordum. Ben yokken babasının nefesi olsun istiyordum. Biliyordum ki bana birşey olduğu an Deniz'in nefesi kesilirdi.
" Yapma ne olur yapma... " diyebildim pürüzlü ve kısık çıkan sesimle ama o ne beni duyabilir ne de görebilrdi. İçindeki o intikam duygusu gözlerini kör, kulaklarını sağır etmişti.
" Allahım sen yardım et ne olur... " diye içimden dua ederken Deniz'in sesi kulaklarımda yankılanmaya başladı. Biliyordum gerçek değildi. Deniz bu defa beni kurtaramayacak, başaramayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİN OLSAM SEVER MİSİN? ( BİTTİ)
Ficción GeneralBen Bahar GÜNDOĞAN. Yirmi dört yıl önce bugün karanlık bir dünyya merhaba demiştim ve yine aynı gün bir yabancının kollarında tutundum hayata. Kahramanım olan bu yabancı belki de aşkın ışığını getirecekti karanlığıma. O yabancı Deniz AKDUMAN'dı...