Keyifli okumalar💖
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum💖Bölümün sonunda size öğrencilerime anlattığım bir masalı yazdım. Umarım beğenirsiniz🌻
~~~~~~~~~~~
Bahar'dan;
" Nazlı prensesim, canım karım eğer bu video sizin elinize ulaşmışsa başıma çok feci şeyler gelmiş ve ben artık yanınızda değilim demektir. Şunu asla unutmayın, bedenim toprak olsa dahi ruhum her zaman sizinle, kalbinizin en gizli ve ulaşılmaz yerinde. İkinizi de evrenin sonsuzluğu kadar çok seviyorum. Artık gerçekleri öğrenmenizin vakti gelmiş demektir. Her sır yanında felaketi getirir. Sizin felaketiniz olmak istemiyorum. Herşey iki yıl önce başladı.... "
İnsanın yüreği mutlulukla atarken, birden cayır cayır yanmaya başlar mıydı? Kulakları kanar mıydı duyduğu sesle? İçindeki depremler sağ bırakır mıydı umutlarını?
"Babam... " diye acıyla fısıldadım. Gözlerim yanıyor, gözyaşlarım.yağmur misali yağıyordu kor olmuş acımın üzerine.
" Ben yanındayım, ben yanındayım deniz perim. "
Deniz'in sesi kulaklarıma ulaşmıyordu. Sadece babamı duyuyordum artık. Benden aylarca saklanan gerçeği öğrenmeme, Deniz'in neden yanımda olduğunu öğrenmeme çok az kalmıştı.
Ellerimi biraz daha sıkıp bana güç vermek istercesine sımsıkı sarıldı. İçimdeki endişe, korku ve merakın tuzağına düşmemek için çok büyük çaba sarfediyordum. Kısa bir sessizliğin ardından babam yine konuşmaya başladı. O konuştukça önlemeye çalıştığım korkum daha da artıyordu.
" Herşey iki yıl önce başladı. Bir gün bankaya adını hep duyduğumuz ama yüzünü hiç görmediğimiz birisi geldi. O kişi Ziya Otağan'dı. Kendisi iş adamı kimliğinde gizli bir mafya babasıdır. İlk başta sıradan insanlar gibi parasıyla ilgili işlemler yaptıracağını sandım ama bankanın içinde gergin bir hava vardı. Bunun nedenini bir türlü anlayamamıştım. Ta ki o zamanlar banka müdürümüz olan Bekir Cansoy beni odasına çağırana kadar. Bana bankadaki müşterilerimizin hesapladından azar azar toplayarak Ziya Otağan'ın hesabına 10 Tirilyon Türk Lirasını geçirmemi istedi. Bankada kıdemli olduğum için bu kadar büyük paralarla ben ilgileniyordum. İlk önce şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemeyip tepkisiz kaldım ama sonrasında şiddetle karşı çıktım. Müdürüm beni işten atmakla tehdit etse de yapmadım. Sonrasında işin içine Ziya Otağan'ın kendisi girdi ve beni ilk önce sözle sonrasında da masama bıraktığı notlarla tehdit etmeye başladı. Adamları her zaman peşimdeydi. Birkaç ayın sonunda beni size zarar vermekle tehdit etmeye başladı. Kendi canım neyse de sizlerin başına birşey gelecek diye çok korkuyordum. Tehditlerin ardı arkası kesilmiyordu. Ziya Otağan gün geçtikçe gaddarlaşmaya başladı. Sadece bir an onun dediğini yapmayı düşündüm ama sonrasında kendime çok kızdım. Yıllarca devletim için çalışmıştım, şimdi ona ihanet edemezdim. Ettiğim an hayatıma son verirdim. Ziya Otağan beni her şekilde tehdit etmeye devam ederken bankadaki birkaç yakın arkadaşımın da yardımıyla gizli bir kasa açtırıp tüm tehdit mesajlarını ve Ziya Otağan ile Müdürümüzün konuşmalarını, yazışmalarını kağıda dökerek bu kasaya gizledim. Bu videoyu izliyorsanız artık o kasanın yerini sizler de biliyorsunuz demektir. Her ne şekilde öldürülürsem öldürüleyim ruhum hep sizinle. Benim için gözyaşı dökmenizi, matem tutmanızı istemiyorum. Benimle nasıl yaşıyorsanız benden sonra da öyle yaşayayın. Biliyorsunuz ki ikinizin de ağlamasından nefret ediyorum. Bu videoyu eğer o herif peşinize düşerse kasanın içindeki herşeyi hemen arkadaşım Baş Komiser Nihat'a götürün. O sizi en az benim kadar koruyacak ve Ziya Otağan'ın sonunu getirecektir. Adresi, telefonu, kasadaki siyah not defterimde yazılı. Beni her özlediğinizde gözlerinizi kapatın ve kalbinizin sesini dinleyin. Çünkü ben hep orada olacağım. İlk ve tek aşkım canım karım, minicik kızım nazlı prensesim ikinizi de bu durumda bir başınıza bıraktığım için özür dilerim. İkinizi de çok seviyorum. Bana hayatımı dünyanın en mutlu adamı olarak yaşattığınız için ikinizr de çok teşekkür ederim. Allah'a emanet olun, hakkınızı heşlal edin. Hoşçakalın..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİN OLSAM SEVER MİSİN? ( BİTTİ)
Fiksi UmumBen Bahar GÜNDOĞAN. Yirmi dört yıl önce bugün karanlık bir dünyya merhaba demiştim ve yine aynı gün bir yabancının kollarında tutundum hayata. Kahramanım olan bu yabancı belki de aşkın ışığını getirecekti karanlığıma. O yabancı Deniz AKDUMAN'dı...