Herkese keyifli okumalar😍😘
~~~~~~~~~~~
" Ulan! Ulan Özge sen beni delirtecek misin?! Rüzgâr denilen o it senin nasıl sevgilin olur?! Ben seni bu kadar severken nasıl?! "
Özge yaşlı gözleriyle Mert'e bakıyordu. Derin bir nefes alıp konuşmak istese de yapamadı. Sanki bir güç konuşmasını engelliyordu.
" O adamla gerçekten sevgili misin Özge? "
" Mert bir sakin olur musun? Sen böyle yaparsan konuşamayız. "
" Ben ne yapıyormuşum? Herşeyi yapan sensin! "
" Şimdi suçlu ben mi oldum? Hem sanane benim sevgilimden? İstediğim kişiyle sevgili olurum ve bu seni hiç ilgilendirmez. "
Mert, Özge'nin sözleriyle deliye dönmek üzereydi. Bu sözleri nasıl söyleyebiliyordu?
Özge'yi oturduğu sandalyeden iki kolundan tutarak kaldıran Mert, Özge'nin gözlerinin içine bakıp sorusunu yineledi. Yalan olsun istiyordu ama bilmiyordu ki sevdiğini sandığı o yüreğin ölüm hükmünü kendisi birkaç ay önce kendisi vermişti.
Aşık ama ölü bir kalbin yapacağı tek şey sevgisinin katilinden intikam almak olurdu.
Özge bir Mert'in yüzüne bir sıkı sıkıya tuttuğu kollarına bakarken içinden nereden geldiğini bilmediği bir cesaretle kendisini Mert'in elinden kurtardı ve birkaç adım geri gidip aralarında mesafe bıraktı.
Meydan okuyan gözleriyle Mert'in gözlerinin içine bakıp şu zamana kadar susup içine attığı ne varsa konuşmaya başladı.
" Allah beni kahretsin ki seni çok sevdim Mert. Kapımızın önünden geçersin diye geceler boyu odamın balkonunda sabahladım, sırf seni görmek için türlü bahanelerle dükkâbına geldim, o kadar çok dua ettim ki benim olman için. Seni başka bir kızla görünce gece gündüz dinmezdi gözümde yaş ama umudumu da hiçbir zaman yitirmemiştim. Ta ki o geceye kadar. Ben herşeyi göze alıp seni sevdiğimi söylerken sen sustun ve ben işte o gece umudumu ve sana olan sevgimi yitirdim. Onca yılın hatrına arkadaş kalacaksak eyvallah ama başka türlüsünü isteyeceksen peşimi bırak, arama, sorma, unut beni. "
Mert'in yanaklarından akan yaşlar, Özge'nin yüreğine kor gibi düşüyordu ama artık herşey için çok geçti.
" Seni sevdiğimi söylediğim o gece bu cesareti gösterebilseydin, belki de herşey çok farklı olabilirdi. Eğer bugün bu durumdaysak nedeni sensin. Ve şimdi yaptığının bedelini ödeyeceksin. "
Mert başını hayır anlamında sağa sola sallarken Özge'nin bileklerini sıkıca tutup onu kendine yanaştırdı.
" Hayır olmaz, seni bırakmam. Sen bir başkasının olamazsın. "
" İşte bak, kendi ağzınla itiraf ettin. Sen beni sevmiyorsun Mert, sen benim başka bir adamla olmamı kaldıramıyorsun. "
" Hayır! Hayır Özge konuyu çarptırma. "" Benim konuyu çarptırdığım falan yok! Şimdi bırak kolumu! "
" Seni ölene kadar bırakmam anlıyor musun?! Seni o şerefsize kendi ellerimle vermem! "
Özge sinirle bileklerini Mert'ten kurtarıp birkaç adım geriledi ve sesini yükselterek konuşmaya başladı.
" Senin o şerefsiz dediğin adam, sırf ben rezil olmayayım diye şerefini, gururunu bir kenara atıp yalanıma ortak oldu. Evet, biz Rüzgâr ile sevgili değiliz! Ama seninle de asla olmayacağım! "
" Özge seni sevdiğimi daha nasıl ispatlayayım?! Ne istiyorsun benden?! Madem o adamla sevgili değilsin, neden önümüze aşılmaz engeller koyuyorsun?! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİN OLSAM SEVER MİSİN? ( BİTTİ)
Narrativa generaleBen Bahar GÜNDOĞAN. Yirmi dört yıl önce bugün karanlık bir dünyya merhaba demiştim ve yine aynı gün bir yabancının kollarında tutundum hayata. Kahramanım olan bu yabancı belki de aşkın ışığını getirecekti karanlığıma. O yabancı Deniz AKDUMAN'dı...