Ders bitene kadar Calvin le pek konuşmadık. Bir ara ona neden servise gelmedigini sorar gibi olacaktım ama vazgectim. Sonucta canı yürümek istemis olabilir. Beni görmek istemedigine dair bir şey düsünmeme gerek yoktu cünkü her türlü görecekti. Kaçışı yok. Ders dısında beraber bir bankta oturup öylesine sohbet etmiştik. Tam ortanca teneffüste de kantine cıkıp bir şeyler yedik. Hicbir sorun yaşamamıştık. Cıkışta yine servise gelmedigini fark ettigimde bende yürümeye karar verdim. Dalgındım aslında şans eseri Calvin i cıkıs kapısında gördüm. Sanırım yanına gidersem kendimi zorla kabul ettirmiş olacaktım. Takip etmeyi kafaya koymustum. Biliyordum kotuydu ama en azından beni görene kadar onun peşinden gidecektim. Bir uğrasım yoktu. Ne vardı yani; benimde canım yürümek istemis olabilir. Bana kızarsa acıklamam bu olacaktı: tesadüf. Sonucta aynı yere gidiyoruz.
Nereye geldigimizi bilmiyordum. Sanırım yolu uzatıyordu. Acaba beni anladı mı? Anlamış olsa neden yolu uzatsınki. Sandıgım kadarıyla yan yol sahildi. Ust mahallede yürüyorduk. Bir anda Calvin i kaybettigimi sandm ama dümdüz yürüyünce sagdan sahile indigini gördüm. Biraz bekledim ve karsıdan karsıya gecince onun arkasından baktım. Alan açıktı. Calvin i rahatça görebiliyordum. Bankta yalnız oturan bayanın yanına yerlesti. Ondan önce sanki kırk yıllık arkaşlarmış gibi tokalaştılar. Acaba yanlış mı görüyordum? Calvin bir hayalete aşık olamazdı. Ya o hayalet degildi ya da Calvin de hayaletti. Kafamda sorular takla atarken normal insanların hayaletleri göremeyecegi aklıma geldi ve bir insan aramaya başladım. Doğru ya ben normal bir insan degildim, anormaldim!!
Sonunda bir bayan buldum ve ona iki saniyesini ayırıp ayıramayacagını sordum. Malesef oda dilimi anlamadı. Yabancıydı. Mecburen iki ev arasından kaldırıma doğru inmeye başladm. Calvin arkasını dönse beni çok rahat görebilirdi. Korka korka inerken onlara fazla odaklandıgım icin soldan hızlıca paten sürerek gelen cocugu farketmedim ve asfalta yapıştım. Bi an düştügüm yerde izimin cıktıgını bile düsündüm cunku cok siddetli düsmüstm. Dünyam karardı. Cocuk dogrulup elini uzattıgında kalcamı kırdıgımı sanmıstım. Büyük bi gürültüyle kalktım ama birden belim acıdıgı icin egilince cocugun dengesini bozdum ve beraber düstük. Elimi tuttugu icin bende onunla yuvarlanmak zorunda kaldım. Zaten saniyelikti ne oldugunu bile anlamadım. Durumumu farkettigimde kafamdan aşagı kaynar sular döküldü. Cocugun üstündeydim ve gözlerimin icine bakıyordu. Hafif bir tebessumu vardı ve ben ona resmen sarılmıştım. Her şeyden once bir rezillikti, ikincisi Calvin in beni görmemis olması icin icimden dualar etmeye başlamıştım, ucuncusu ise kalkmam icin cocuk bana bakıyordu ve bende sanki halimden memnunmuşum gibi ona bakıyordum. Gelip geçen ne diyordu acaba? Cocuga bakıyordum ama neler dusunuyordum o anda.. Hızlıca dogrulup cocuga kalkması icin yardım ettigimde bian duz durması icin elini bırakmamıştım. Bana baktıgını farkedince hemen gözlerimi cektim. Kahretsin! Nasıl bir rezilliktir?? Şu yaklasık 1 dakikalık sürede olabildigince rezil olmustm. Cocugun ismimi sormasıyla kendime geldim. Durumumu bozmadan 'Asley' dedim. " Asley hanım, bende John. Özür dilerim Asley hanım demek, kabaca özür dilemekten daha iyi dimi sanırım?" dedikten sonra cevap bekler gibi kaş yapıp suratıma baktı. Kısaca "öyledir" dedim. Demek adımı ondan ögrendi. Baska bir şey sormasına izin vermek istemiyordum. Vakit kaybetmeden parmağımla Calvin ve yanında oturan bayanı işaret ettim ve ;
- Şu ikiliyi görüyor musun?..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir şeyler Görüyorum
General FictionBir şeyler görüyorum, insan degiller. Bir şeyler görüyorum, beni korkutuyorlar. Bir şeyler görüyorum, hayatımı kısıtlıyorlar. Tek bildigim onlardan nefret ettigim. Bir şeyler yapacağım ve onları görmeyeceğim ya da onlar beni görmek istemeyecekler..