Eve yaklaştığımızda Calvin den ayrılacağım için üzüntü duysamda ayrılacağımız bir gerçekti. Sonucta henüz aynı evde yaşamıyorduk. Elimi bıraktığında bir anlık cöküntü yasar gibi oldum. Gelene kadar nede mutluydum..Birbirimize dönüp veda ettikten sonra evimin yolunu tuttum. Zaten adımlarla sayılacak kadar yakındı.
Evime adım attıgımda hemen Jessica yı arayıp haber vermem gerektigini dusundum. Olanlar hakkında saatlerce dedikodu yapabilirdik. Aradıgımda bana cevap vermedi. Defalarca aradıktan sonra sesli mesaj bırakıp aileme haber verdim. Biraz uzanıp kalktıktan sonra evde yenilebilir seylere bakmaya basladım.
Tam yemege baslayacaktım ki telefona kosmak zorunda kaldım. Arıyan Jess ti. Simdi ondan intikam almalıydım. Oda bana yapmstı. Baya önyargılıydım ama bunu hakketmisti. Cok gergin bir ifadeyle
- Vay Jess Hanımm.?
- Efendim. diye cevap verdi.
- Sen arar mıydın ya?"
dedikten snra bir anlık sessizlik oldu ve sonunda ikimizde gülüp anlatmaya başladık. Her şeyinin klasik oldugu ve bir erkekle daha 2 saattir konusuyo oldugundan baska bir şey ogrenemedim. Sonunda bir erkek arkadas bulabilmisti. Onun adına sevinmistim. Hem yiyor hem dinliyordum. Karnımı doyurdugumda telefonu omzumla kulagm arasnda sıkıstırıp etrafı toplamaya basladım. Ona pek odaklanamasamda konustukca konusuyordu.. Hava baya karardıktan sonra yatagıma yerlesip bazı problemleri Jess e soyleyip ondan yardım alıyordum. Bir anda yine Calvin in numarasını almadıgım aklıma geldi ve aptal kafam diye kendime kızdım. Konusmamız bittiginde kulagımda bir acı ve cınlama kalmıstı. Ayrıca kac defa elimin uyusuklugunu gecirmek icin konusmayı ertelemek zorunda kalmıstım.
Konuşmamız bittiginde artık mayışık bir haldeydim. Saatte baya geç olmustu ama neyseki Jessica bana derslerm konusunda yardım etmisti. Defterlerimi yere bırakıp yatagımı actım ve kuruldum. Sanırm cok guzel bir uyku gecirecektim. Sabah kalkınca da okul icin cantamı hazırlayabilirdim.
Hiç şaşırmadığım bir bicimde uyandım. Yıllarım sabahın erken saatinde alarmın sesiyle uyanıp okula gitmekle geçti. Kalkıp bi yüzüme su vurdum. Her seferinde arkamda bir şey oldugu kuşkusuna kapılıyordum ama hicbir şey olmuyordu. Neyseki kıyafetlerim ütülü gibi gözüküyordu. Giyinmeyi erteleyip cantamı hazırlamakta karar kıldım. Ordan burdan defterlerimi çıkara çıkara sonunda çantamı hazırlamıştım. Giyindikten sonra da son bi kez aynada kendime bakıp servis beklemeye çıkmak icin dışarı doğru yürüdüm. Kapıyı cektiğimde karşımda bana arkası donuk Calvin vardı. İcimi muthis bir mutluluk kapladı. Yanına geldigimde 'Nasılsın Asley' dedi. 'Kötü degil,sen?' dedim. Biraz durduktan sonra 'Nasıl kötü olabilirim?' dedi. Buna sevinmeli mi yoksa üzülmelimiyim anlamam icin baya vakit harcamam gerekti. Anlamadıgımı anlayınca tebessum etti ve bende karsılık verince konu kapandı. Haklıydı. İnceleri ayıramıyor olabilirdim. Ama sanırım buna alışmalıydım. Erken hayal kurmak gibi olmasın ama böyle bir erkekle yasayacaksam kısa ve net cümlelere alışmam gerekiyordu, o cok konuşmazdı.
Servisten indikten sonra Calvin in yeni hayata merhaba der bi bakıp durdugunu gördüm. Tabiki öyle demiyordu ama tipi onu andırıyordu. Sanki bir şeyler başarmış gibi. Onu bekliyordum. Neden bekledigimi bilmiyordum ama onunden yuruyunce kendimi garip hissediyordum. Bir süre kalıp kalmamak arasında tereddüt ettim ama bu düsüncem bana dogru parmaklarını acınca yokoldu. Şaşkın bakışımı bozduktan sonra parmaklarımı, parmaklarının arasına gecirdim ve bende sanki bir şeyler başarmısım gibi havaya kapıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir şeyler Görüyorum
Ficción GeneralBir şeyler görüyorum, insan degiller. Bir şeyler görüyorum, beni korkutuyorlar. Bir şeyler görüyorum, hayatımı kısıtlıyorlar. Tek bildigim onlardan nefret ettigim. Bir şeyler yapacağım ve onları görmeyeceğim ya da onlar beni görmek istemeyecekler..