Bunun icin Calvin e gerek yok

13 3 0
                                    

Cok heyecanlı ve hızlı konusuyordu. Kafam uyku modundaydı ve anlamakta zorlanıyordu. Ama 'Dısarıdayım Asley cıkabilir misin ya da geleyim mi konusmalıyız' dedigini anladıgımda farketmeden 'gel' diyebilmisim. Telefonu hızla kapattıgında uyuyakalmısm. Tekrar kapının calmasına uyandım. Oralı olmayınca nazik dokunuşlar alacaklı gibi vurulmaya baslanınca kendimi kalkmaya zorladım ve en uyuşuk halimde kapıyı actım. John "üzgünüm Asley" dedikten sonra iceri daldı ve arkasndan sadece şaşkınca baktım.

Elimi yuzumu yıkayıp kendime geldigimde John un karsısında oturuyordum. Artık konusmaya hazırdık. Hic beklemeden anlatmaya basladı:

- Asley, bir şey gordum.

Bu sözü yetmisti. Kafamda simsekler cakıyordu. Onunla bulusurken olanları ve olabilecekleri unutmustum.

- Böyle ölü derili korkunc suratlı hareketsiz bir şey. Ne oldugunu anlayamadan evden fırladım. Asley dikiliyordu bak deli degilim inanmalısın karsımda duruyor ve bana bakıyordu yemin ederim.

Cok heyecanlı ve neredeyse korkudan aglamaklıydı. Bana ispatlamaya calısıyordu. Bilemezdi tabi ama buna gerek yoktu. Biraz sakinlestikten sonra durumumu onunla paylasmaya karar verdim. Dogrumu bilemem ya da beni suclar mı anlattım iste. Emily den ve kusaktan bahsettim. Şok olmus ve donmus suratla beni dinliyordu. Oldukca meraklı gorunuyordu. Konusmam bittiginde yalnızca " sen nasıl yasıyorsun? " dedi.

Bi sure sessiz kaldıktan sonra beraber kalmaya karar verdik. İcerideki koltuga yer yapıp uzandı ve yattıgını gordukten sonra bende yatagıma kuruldm ve dusundum. Fena degildi. Eger korkarsak ayrı yataklarda yatma şartıyla beraber kalabilirdik. Artık sıgınabilecegim biri de var. Calvin e gidebilir miydim bilmiyorum. Sanırım kapılarını dahi calmaya hakkım yoktu.

Sabah alarma uyandıgımda iceriden miss gibi menemen kokusu geliyordu. Yok artık. İşe bile gitmeyen John, sırf okulum icin benden once kalkıp bana sofra hazırlamıs olamazdı. Umdugumun gerceklememesini umarak yavas ve korkak adımlarla mutfaga girdim. Tam tahmin ettigim gibiydi. John arkası donuk mırıldanarak menemen yapıyordu. Ayrıca masayıda donatmıs. Evimde bu kadar esya oldugunu sanmıyorum. Bide markete gitmis.

Saskınlıktan oldugum yerde dikilirken John menemeni masaya yerlestirmek icin aniden donunce goz goze geldik. John masaya bıraktıktan sonra ellerini masa boyunca acarak gurur pozu verir gibi guldu. Cok tatlı gorunuyordu. Bal kopugu gozleri sevincle parlıyordu. Agzımı kapatıp masaya dogru yurudugumde John a

"Bu saatte kalktıgımı nerden biliyordun" dedim.

"Alarmına baktım." dedi kendinden emin bir sekilde. Bu kadarını beklemiyordum. Sanırım asık olacagım kisi yer degistirmeliydi. Hayranlıkla ona bakarken ne kadar nazik ve ince fikirli oldugunu dusundum. Bu kadar olaya ragmen kin tutmayan bi insan ve sevecen. Ayrıca oda benim yuzumden lanetli oldu ama benimle hâlâ mutlu.

Kahvaltımızı gule oynaya yaptıktan sonra beni okula bıraktı. Gercekten ona hayran kalmıstım. Neyseki Calvin den once cıkmıstık. Evden cıktıgımız gorseydi kotu olurdu. John umarım eve geri girdiginde arabayı evi onune park etmez..

Yine aynı tempoda bir okul gunu gecirdikten sonra servisle eve geldim. Tahmin ettigim gibi araba yoktu. Tereddutle kapıyı actım. Rvr bakındım kimse yoktu ama cok hoş bir masa vardı. Akşam yemegi icin suslenmis bir sure kapı kolunu tutarak dikildikten sonra kapıyı kapadım ve iceri girdim. John yoktu bir mektup yazmıs. Mektupta da "Okuldan aç dönmüşsündür" yazıyordu. Cok gecmeden telefon caldı ve arıyan John du. Hoporlere aldım ve yerken konusmaya devam ettim. Bu sefer ciddiydik. Bana yarın okul cıkısı icin sahile inmemizi onerdi. Bunun icin Calvin e gerek yok dedi ve haklıydıda. Kabul ettim. Ayrıca birazdan beni alacaktı ve bu gece onda kalacaktık.

Bir şeyler GörüyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin