Attığı mesajı umursamayıp yoluma devam ettim. Calvin i yeterince geride bırakmıştım. Aklımda bir plan vardı. Biraz daha yürüyüp karşıdan karşıya gececektim ve onlara doğru yavasça yürüyecektim. Daha sonrada Calvin farkettiginde şaşıracak ve ne yaptıgını soracaktım. Sacma belki ama şimdilik işe yarayacak bir plan.
Yeterince uzaklaştıktan sonra Calvin i artık göremiyordum. Karşıya gecerek sahil yoluna girdim ve geldigim yönün tersine, yani Calvin in yanına dogru yürümeye başladım. Görüs alanıma girene kadar hızlıydm ama sonra yavaşladım. Gözlerimi ayırdım ve rahat takılmaya başladım. Sanki tek gelmiş ve yürüyormuşum gibi. Calvin in ne tepki verecegini merak ediyordum ama merakımın geçmesi için onların oradan kalkmaması gerekiyordu. Aksi takdirde onlara yaklaşamazdım. Calvin e zarar vermesinden korkuyordum. Usulca yürürken birden Calvin le gözgöze geldik. Oldugum yerde kaldım. Oda sanki konuşmadan sıkılmış, kurtulmak ister gibi etrafa bakıyordu. Sanırım ben büyük bir şanstım. Birden ayaklanan Calvin kızı geride bıraktı ve yanıma geldi. Gözleri parlıyordu. "Asley ne isin var burda?" sorusuna cevap vermeden önce kızı baştan aşagı süzdüm. Calvin de o boşlukta kıza bakınca kız "Üzgünüm bende gidiyordum." deyip cevap beklemeden arkasını dönüp koşar adımlarla uzaklaştı. Calvin bana döndügünde 'Sadece geziyordum'.. dedim. " İyi yapmışsın." deyip kroca bir cevap verdikten sonra az bekleyip "Beraber dönelim mi?" dedi. Tabiki der gibi başımı sallayıp ona ayak uydurmaya başladım. Sakin adımlarla yürürken aslında ondan cevap bekliyordum. Ama o konuşmadan önce ben kafamda kelimeler kuruyordum. Ona iğneleyici bir şekilde olayı anlatmak istiyordum. Sanırım hoşuma giderdi. Birden durup "Calvin" dedim. Oda durup bana döndükten sonra beni dinlemeye başladı. Ertelemeden pat diye:
- Ne zamandan beri ölülerle sahilde buluşuyoruz?
dedim. Bian afalladığını hissettim. Şaşkınca suratıma baktı. Bu vakayı her zaman yaşadıgım icin biliyordum ve ona toparlanması icin zaman verdim. Kendine geldiginde gözbebekleri kocaman olmustu. Korktugu her halinden belliydi. "N-Nasıl yani?" gibi bir kelime geveledi. Durumu anlayınca el atmam gerektigini düsünüp:
- Calvin, gözbebeklerine dikkat ettin mi?
dedim. Gözlerini yere indirip biraz düsündükten sonra
- Bir gariplik vardı evet. Ama sen nasıl bilebiliyorsun?
dedi.
- Sendeki garipligi hissetmistim. Ayrıca sizi koridorda gördügümde de kız arkada buharlastı. Bunun icin tebessum etmistim. Seni sahilde bulmamda sans eseriydi. Neden gizledigini bilmiyorum ama cıkısta seni gordum ve takip ettim. Oturdugunuzu gordugumde bir insana sizi sordum ama orada sadece senin oldugunu soylediler." dedim. Her şeyi dökmüstüm. Bir anlık ohh ladıktan sonra tekrar Calvin e baktım. Bana teşekkür dolu bakarken kendimi bir anda kollarının arasında buldum. Bende sırtına kollarımı doladığımda ilk defa bir insanın sıcaklıgını bu kadar net hissetmistim. Benden iriydi ve kendimi yanında minnacık hissetmistim. Çok güzeldi. Hic ayrılmak istemiyordum ama zor bela ayrıldıktan sonra bi anlık şaşkınlıgımı atıp "Herkese güvenme olur mu?" dedim. Bana bakıp tüm sıcaklıgıyla gülümsedikten sonra 'Sen dısında hickimseye güvenemem. Bunu anladım' dedi. Bana "BİZ" i vurguladı gibi geldi ama hadi neyse.. Elini uzatıp bende nazikce parmaklarımı arasına gecirdikten sonra tıpkı bir cocuk sevinci yasıyarak yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir şeyler Görüyorum
Ficción GeneralBir şeyler görüyorum, insan degiller. Bir şeyler görüyorum, beni korkutuyorlar. Bir şeyler görüyorum, hayatımı kısıtlıyorlar. Tek bildigim onlardan nefret ettigim. Bir şeyler yapacağım ve onları görmeyeceğim ya da onlar beni görmek istemeyecekler..