14. Bölüm

10.8K 684 108
                                    


Annemin istediklerini alıp eve vardığımda annem poşetleri elimden aldığı gibi mutfağa koydu. Bende sabahtan yarım kalan işimin başına döndüm.

Turşu kurmaya.

Kavanozu alıp turşuları koymaya başladığım sırada annem mutfağa gelip gözlerini kısarak bana baktı.

"Hayırdır anne? Noluyor?"

"Hiç. Bakamayacak mıyım?"

"Bakarsında gözlerini kısıp bir açığımı yakalamaya çalışır gibi bakınca tedirgin oluyorum."

"Belkide arıyorumdur."

"Anne. Dün akşam Görevimiz Tehlike'yi fazla mı kaçırdın acaba?"

"Sanane. Kaçırdıysam kaçırdım." dedikten sonra bir süre daha aynı şekilde baktı.

Uzun uzun bakışmamızdan sonra bana yaklaşıp "İrem. Bana doğruyu söyle." dediğinde bir gerildim. Hayır yani, bir şeyde yapmamıştım ama insan ister istemez geriliyordu.

"Ne-Neyi anne?"

Birden geri çekildi ve sinirli bir şekilde "Banyonun kilidini sen mi kırdın?! Kilit içinde kalmış. Çeviremiyorsan niye zorluyorsun?" dedi.

"Ay anne! Bende bir sey oldu sandım, korktum."

"Oldu tabi. Bir gündür klozet kullanamıyorum. Romatizmam var benim."

"Tamam anne. Hallederiz sonra. Şimdi turşu kuruyorum. Ayriyeten ben kırmadım."

"Biliyordum! Yaktım çıranı Yusuf! Sende git Ediz'i çağır. Gelsin halletsin şu kapıyı."

"Ben niye çağırıyorum! Babam çağırsın!"

"İrem! Fındık cablusunu bacağınaşa yalabuludusan görüsün! Git çağır dedim."

(Türkçesi "Fındık sopasını bacağına yapıştırırsam görürsün." Djdhhdd)

"Of ya! Hep böyle yapıyorsun!"

"Hadi! Söylenme!"

Oflayıp ayağımı yere vura vura üzerime montumu ve şapkamı geçirdikten sonra evden çıktım.

Çarşıya indiğimde direk Dursun abilerin dükkana girdim.

Masada Ediz vardı ve telefonla konuşuyordu.

Beni görünce bir süre bakıp sonra telefonla ilgilenmeye devam etti.

En son konuşması bittiğinde bana bakıp tek kaşını kaldırarak "Hayırdır?" dedi.

"Tuvaletin kilidi bozulmuş. Anahtar içinde kalmış. Annem Ediz'i çağır, gelsin yapsın dedi."

"Tamam." dedikten sonra önündeki deftere bir şeyler yazıp kapadı ve ayağa kalktı.

"Sizin kapıya yeni gelen kilitlerden takalım. Gel benimle." dedikten sonra arkasındaki kapıyı açıp içeri girdi. Bende peşinden gittim.

Merdiveni alıp yukarı uzandı ve bir kutu alıp bana uzattı. Kutuyu aldığımda ayağım yerdeki kutuya takılınca geri geri sendeledim. Arkamdaki kapıya yaslanarak durabildiğimde deponun kapısıda kapanmıştı.

İçeride kaldık korkusuyla Ediz'e baktığımda Ediz gözlerini gözlerimden ayırmadan dibime kadar gelince kaşlarımı çatarak ona baktım. Elini kapının kulbuna uzatıp kendine çektiğinde ise kapı açıldı.

Sonra da dışarıya çıktık.

O sırada da haber kanalları açıktı.

Geçen altyazıyı okudum.

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin