19. Bölüm

9.5K 595 87
                                    


Gülay Abla'nın cenaze töreninden sonra herkes evlere dağıldı.

Gülay Abla'nın çocukları ise teyzelerinin yanına gitmişti.

Babam herkesi eve çağırdığında topluca bizim eve gittik.

Evde herkes oturup konuşurken bizde mutfakta oturuyorduk.

Doğan derin bir nefes alıp "Artık elden bir şey gelmez." dedi.

Ediz oflayıp "Zamanında da elimizden bir şey gelmedi ki. O adam cezaevinde sürünmeliydi." dedi.

Sonra herkes o eski sessizliğine geri döndü.

İçeridekilerin çayını tazeledikten sonra tekrar mutfağa girdiğimde Erdal "Gidicek misin?" dedi Ediz'e.

"Bilmiyorum yani. Babam ablanla dön, oradaki dükkanın başına geçersin falan dedi ama. Off. Gerçekten bilmiyorum."

Bu sefer Mehmet "Abi sen temelli nasıl kalacaksın orada?" dediğinde Ediz "Gidermiyim, gitmez miyim o bile belli değil daha. Neye kederlendiniz bu kadar ya?" dedi gülerek.

Sonra bana baktı.

Gülümseyip "Sence gideyim mi İrem?" dedi.

"Bilmem. Senin kararın. Beni ilgilendirmez."

"Bari firkini söyliyeydin."

"Yani burada bir arkadaş ortamın var. Ailen falan. Zor olmaz mı?"

"Doğru. Bakalım." dedikten sonra tekrar önüne döndü.

Ediz'in gitme ihtimalini düşündüm.

Benim için ne ifade ediyor diye. Hiç istemediğim sonuçları gözlerimin önüne serdi aklım.

Bizimkiler başka bir konuya geçtiklerinde bende kenardaki sandalyelerden birine oturdum.
Uzunca sohbet edildikten sonra Orhan ayaklanıp ceketini giydikten sonra Ediz'in omzuna vurup "Sen gittiğinr bizim iddia işi de bitti. Tüh ya! İrem'in tepkisini çok merak ediyordum."  dediğinde kaşlarımı çatıp Orhan'a döndüm.

"Ne iddiası?"

Ediz yutkunup göz ucuyla bana baktıktan sonra "Orhan. Senin acelen yok muydu kardeşim?" dedi.

Orhan "Doğru vardı." dedikten sonra telefonunu cebine attı.

Bu sefer üsteledim.

"Ne iddiası ya?"

Orhan ağzına ortada duran kurabiyelerden bir tane atıp "Ya biz öyle dalga amaçlı birbirimizle iddia oyunu yapmıştık. Eğlencesine. Hani bizi Mirhan'ın mekanda dövmüşlerdi ya. Heh bu Ediz bana adamlara bulaşmamı söyledi. İddia sırası bana gelince de bende Ediz'e seninle manita olup ayrılmasını söyledim o işte. Harbi he. Biz buna hiç denemeye çalıştı mı diye sormadık da. Arada kaynadı." dediğinde kaşlarımı çatarak Ediz'e baktım.

Bir şey söylemek istiyordu. Ancak etraftakilerden dolayı söyleyemiyordu.

Şimdi anlaşılmıştı. Yakın davranıp kıskanıyormuş gibi yapma. Aşk itirafı. Peşinden koşma. Açık hava sineması.

Hepsi benimle dalga geçmek içindi. Ne de olsa İrem alınmazdı. Ciddiye almazdı böyle konuları.

Orhan benim sessizliğimi fark edince "İrem. Sinirlenmedin dimi la? Kızım dalga geçiyorduk. Biliyorsun bizi. İşimiz gücümüz gır gır, şamata. Ciddiye alma." dediğinde gülümseyip başımı salladım.

"Yoo ciddiye almadım zaten. Allah aşkına. Sizce ben Ediz'e bakar mıyım? Siz de iyice kafayı yediniz." dedim.

"İyi o zaman. Hadi ben kaçar."

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin