29. Bölüm

8.4K 476 40
                                    

   💞💞💞

Soğanları doğramaya devam ederken kolumda göz yaşımı sildim.

Aynı anda Nagihan "Ben geldim!" diyerek mutfağa girdiğinde ona baktım.

Yanıma gelip sarıldıktan sonra "Kıız! Soğan mı yaktı gözünü?" dediğinde soğana baktım.

"Hee. Yok ya. Soğan beni çok etkilemiyor. Harbiden ağlıyorum."

"Noldu? Niye?"

"Game of Thrones'un final bölümünü izledim."

"Çok mu kötüydü?"

"Çok kötüydü. Her neyse. Senin balayı nasıl geçti?"

"Güzeldi. Onda bir şey yoktu da asıl siz de olaylar. Söz tarihi belirlemişsiniz."

"Evet. Belirledik." dedikten sonra önüme döndüm.

Dirseğiyle kolumu dürttü.

"Pişt. Sen niye benim gözüme fazla isteksiz göründün?"

"Sana öyle gelmiştir."

"Yok yok. Sen baya isteksizsin. Noldu?"

Bıçağı bırakıp açık kapıya baktıktan sonra "Sencede her şey alel acele olmadı mı? Ben daha Ediz ile tam vakit geçiremeden bu söz işi falan." dedim.

"Birbirimizi tanıyamadık mı demek istiyorsun? Kızım siz çocukluk arkadaşısınız. Hadi onu geçtim aynı köydensiniz. Onu da geçtim uzaktan da akraba oluyorsunuz. Daha ne kadar tanıyacaksın?"

"O arkadaşlık açısından Nagihan. Ben bir eş olarak Ediz nasıl biridir bilmiyorum. Yani biliyorsun. Hayatım boyunca sana farklı tipte bir insan anlatıp, sonra Ediz ile evlenmem... Anlatamadım."

"Anladım anladım. Sen diyorsun ki Ediz ile benim aklımdaki eş adayının benzer özelliği yok. "

"Yani. İlla ki Ediz'in başka bir yönünü sevmişimdir ama o yönü ne bilmiyorum. O kadar tanımadık ki birbirimizi."

"İremcim. Bir şey olmuş ki sen bunları düşünüyorsun. Ne oldu?"

"Bir şey olmadı ya."

"Olmuş olmuş."

"Yok. Olmadı."

"İreeem."

"Nagihan lütfen. Hadi sen şu salatayı masaya götür." dedikten sonra elimdeki salata tabağını eline tutuşturup salona yolladım.

"Bu konuyu daha sonra konuşacağız."

"Hı hı. Konuşuruz."

. . .

"Anne. Allah aşkına ya. Abimin takımıbı kuru temizlemeden niye ben alıyorum." dedim elimdeki askıya bakıp.

"Onun şimdi eli ayağına dolaşır. Bir şeyi beceremez."

"Oldu(!). İrem köle zaten. Kızıda ben istiyeyim. Daha kolay olur sizin için."

"Aman İreeem. Bir iş yapacaksın var ya."

"Ay tamam anne ya. Ben hiçbir şey yapmıyorum tamam. Ben tüm gün yan gelip yatıyorum. Sen haklısın. Neyse inşallah geliyorum ben."

"Tamam. Allaha emanet."

"Sende."

Telefonu kapayıp karşıdan karşıya geçtikten sonra gözüm babamın dükkana takıldı.

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin