5.Bölüm

12.6K 638 55
                                    


"Ah! Yavaş İrem!"

"Tamam ya! Sende hareket etme! Doğru düzgün yapamıyorum!"

"Yapıcam derken canımı acıtıyorsun ama!"

"Aman Ediz! Seninde ne narin bir vücudun var! Sen arkana yaslanıp zevk almaya baksana! Kendini rüyada gibi hisset."

"Kolumu delik deşik ederken daha ne kadar rüyada gibi hissedebilirim."

"Denek olmayı kabul etmeseydin o zaman! Allah Allah ya. Neyse. Son kez deniyorum."

Ediz'in kolunda damarı bulduktan sonra hafif yavaşça iğneyi batırdım. Aslında iğne yapmasında iyiydim. Hep elimin hafif olduğunu söylerlerdi ama geçen sefer bir teyze "Ne biçim iğne yapıyorsun?" başlığı altında bir sürü laf söz söyledikten sonra kendime bir deney faresi aramaya koyuldum.

Herkes bir bahaneyle reddetmiş, en son Ediz kabul etmişti. Şimdi de yakınıyordu. Elimin hafif olduğunu söylese de ben kendimi ikna edene kadar tekrar tekrar denemiştim.

En son yaptığım iğneden sonra Ediz'in kolunu temizleyip pamuk verdim.

Parmaklarımı çıtlatıp "Oh be! Bitti sonunda." dediğimde Ediz bana ters ters baktı. Kolunu işaret ederek "Morarır mı bunlar?" dediğinde işaret parmağım ile baş parmağım arasında ufak bir mesafe bırakıp "Birazcık." dedim.

"Harika!"

"Altı üstü küçük bir morarık."

"Havalara bak ya! Hem denek olan biziz hem de azar yiyen. Bence o teyze seni agresifliğin yüzünden azarladı. Haberin ola seni sinirle kimse almaz."

"Daha düne kadar gayette kapıda bayram pidesi gibi sıra vardı. Koruyup kolluyordunuz Ediz Bey! Hangi ara unutur oldunuz?"

"Sana laf yetiştirilmez. Neyse ben dükkana gidiyorum. Annemlere gittiğimi söylersin."

"Tamam. Allah'a emanet."

"Sağolasın."

Ediz evden çıktığında bende salona, annemlerin yanına geçtim. Hacer Teyze ile Hatice Abla tekli koltuklarda oturuyorlardı. Bende annemin yanına iliştim.

Hacer Teyze anneme "Bir görüştürek diyoruz. Sende gelirsin Nimet. İrem'i Nagihan'ı falan da alırız. Sonuçta onlarr genç nesil. Daha iyi anlarlar huyunu suyunu." dediğinde annem Hatice Abla'ya bakıp "Ay doğru olur mu şimdi, bilemedim ki?" dedi.

Hatice Abla ise "Olur kız olur. Nesi olmayacak. Yılların tanıdığıyız. Ahiretliğimi çağırmayacamda kimi çağıracam? Hem sensiz hallolmaz bu iş." dediğinde annemle Hatice abla birbirlerinin omuzlarına vura vura gülmeye başladılar.

Bense hala konudan uzaktım.

"Konu ne?" dediğimde Hatice Abla gülerek "Ay İrem. Bizim Ediz'e kız bulduk. Ben kızı gördüm. Boylu, poslu güzel bir şey. Ben oğlumu tanıyorsam bu kızı beğenir. Bu akşam da annesiyle bize oturmaya geliyorlar. Adamları yolladım evden. Bir Ediz gelecek eve. Çay, kahve bahanesiyle tanıştırırız." dedi.

"Ben ile Nagihan? Ben çöpçatanlık falan yapamam!"

"Yok kız! Öyle bir şey istemiyoruz. Siz gelip bakacaksınız. Sonuçta yaşıtsınız. Anlarsınız huyunu suyunu. Nagihan'ı da çağırın, bu akşam bizdesiniz. Ayy! Çok heyecanlıyım. İnşallah olur bu sefer."

.➰➰➰.

Akşam Hatice Abla'lara gittiğimizde biz köşede masada Nagihan ile karşılıklı oturmuş çaylarımızı höpürdeterek kızı inceliyorduk. Allahı var güzel kızdı. Sarı saçlı, mavi gözlü bir şeydi.

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin