28. Bölüm

8.6K 541 28
                                    


Eve vardığımızda bizim söz tarihimizin belirleneceği salondan kovulmuş ve kendimizi kahvede bulmuştuk.

Daha doğrusu ben bulmuştum.

Çünkü çocuklar ile okey atmaya gelmiştik. Elimdeki taşı yerine yerleştirip başka taşı atacağım sırada Miran kulağımın dibinden fısır fısır taktik vermeye devam ediyordu.

"Miran bir sus ya." dedikten sonra elimdeki taşımı attım.

Miran hızla geriye yaslandı.

"O taşı atma dedim sana!"

Yanımdaki kivili çayımı içerken abim bana bakıp "Ne şöyle antin kuntin şeyler içiyorsun? Çay içsene." dedi.

"Neresi antin kuntin? Gayet güzel. Ayriyeten sen elindeki çaya baktın mı? İmamın abdest suyu gibi. Harun Abi dem bitmesin diye bir damla damlatıyor herhalde. O da renk katsın diye."

"Sen bunu bulduğuma şükret."

"Ben kivili çayımla mutluyum."

Ediz elindeki taşı attığında sıra abime geçmişti.

O sırada yanımızdaki iki masa sigara dumanından fosur fosur fabrika dumanı gibi duman çıkarmaya başladığında Harun Abi olaya el attı.

"Abi şu sigarayı gidin bahçede için. Hem kız var görmüyor musunuz?"

Amcalar dönüp bana baktılar. Sonra Harun Abi'ye döndüler.

"İrem işte. Yabancı mı sanki?"

Heh! İşte biri çok güzel bir noktaya parmak bastı. Benim normalde bu ortama yabancı olmam gerekmez miydi? Bu amcaların beni görünce garipsemesi gerekmez miydi?

Burada bir terslik yok mu kardeşim!

Şimdi bizimkiler Ediz ile İrem'in sözü kesilecek dese millet Ediz'i gey sanar.

Allah aşkına benim kahvede ne işim var ya!

Gelmişim burada çayına okey atıp marmelat içiyorum!

Ve bu garipliğe tepkisini koyan kişi Erol'du.

"Bir dakika, bir dakika. Kardeşim sizin evde söz tarihiniz belirleniyor. Siz burada okey mi atıyorsunuz?"

Ediz önüne bakarak "Ne yapalım yani? Kovdular evden." dedi. Abim o sırada taş attı.

Miran taş alıp koyduktan sonra sıra bana geçtiği için tam okey yapıyordum ki Miran tahtasını devirip "Ben bittim." dedi.

Oflayıp elimdeki taşı  yerine koyup Miran'a ters ters bakarak "Bende." dedim ve tahtamı çevirdim.

Abim ile Ediz'de tahtasını devirip "Tamam ya." dedikten sonra ayaklandık. Miran kazandığı için hesapları ben, Ediz ve abim ödemişti.

Ara sokağa girdiğimiz sırada karşıdan gelen tanıdık kişi ile Mehmet'in kolunu tuttum.

Mehmet bana baktı. Sonra ise karşıdan gelenlere.

"Şimdi bittik."

Ediz'de kafasını kaldırıp karşıya baktı. Sonra tekrar bize döndü.

"Kaçsak mı?"

"Bence gerçekleri söyleyelim. Ayıp oldu. Hem bildiğimiz iftira attık. Yazıktır, günahtır."

Mehmet bunun üzerine öne atılıp "Tamam, ben konuşurum ya." dedi.

Biz aramızda konuşmaya dalmışken abim bana bakıp "Napıyorsunuz siz orada? Hadisenize!" dedi.

"Bizim bir işimiz var. Halledelim geliyoruz."

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin