26. Bölüm

8.7K 589 56
                                    


Hacer Teyze ile aramızda geçen konuşmanın üzerinden iki hafta geçmişti. Ortalık şuanlık sakindi ama bu bir şey olmayacağı anlamınada gelmiyordu.

Hastaneden yorgun argın döndüğümde abim sinirle önümden geçip "Anne!" diye seslendi.

Kapıyı kapatıp içeriye girdiğimde salonda bir aslan sütünün eksik olduğu masa ile karşılaşınca hızla odalarda annemi aradım.

En son balkonda çamaşır asarken yakalamış bulundum.

"Altın günü mü var?"

"Hayır."

"Akraba mı geliyor?"

"Yoo."

"Bayram, özel gün, kandil falan mı?"

"Hayır İrem."

"Eee. O zaman niye yemek yaptın?"

"İrem. Yine boşboğazlığın tutuverdi. Ben size yemek yapmıyor muyum?"

"Ya anne yapmıyorsun mu dedim? Anladın işte. Lafı dolandırma. Kim geliyor?"

"Eslem."

"O kim?"

"Şu abine görüş dediğim kız var ya. O işte."

O sırada abim sinirle balkona geldi.

"Anne! Ben sana ütüle demedim mi bu gömleği? Ayriyeten çorabımın teki yok! Ya sabır ya! Az kaldı. Nasıl hazırlanacam ben!"

"Sanki düğüne gidiyorsun Beytullah! Koca adamsın. Ütünüde kendin yapıver. Çekmecenede yeni çorap koydum. Git al."

Abim söylene söylene balkondan çıktığında "Buna ne oluyor böyle?" dedim.

"Kız gelecek ya. Hazırlanıyor sabahtan beri. Bir makyaj yapmadığı kaldı."

" Nasıl ya? Bu kızı istemiyordu hani?"

"İrem. Kızım. İki haftadır senin akıl beş karış havada herhalde."

Akıl mı bıraktılar insanda!

"Nagihan yolda kızı göstermiş. Tabi kız güzel. Bizim Beytullah kızı görünce tamam ya buluşalım bir kere falan dedi ama beğenmiş belliydi."

"Eee sonra noldu?"

"Kız buna üç dört soru sorup yanından ayrılmış. Sonra da kızın annesi beni aradı. Olumsuz diye."

"Aa! Niye ki? Ne sormuş?"

"İşte ne demişti? İçki içiyor musun demiş. Sonraaa. Zekatını veriyor musun demiş. Namazını kılıyon mu? Kuran okumayı biliyon mu?"

"Tabi abim direk diskalifiye."

"Allahtan küçükken bunu camiye gönderdim. Yoksa direk elenirdi bu."

"Abim ne demiş?"

"İçkiyi arada bir içiyorum. Bir de cumaya gidiyorum. Diğerlerinide yapıyorum demiş. İt oğlu it! Bak bak bak! Arada bir içiyormuş! Ama bizim haberimiz var mı? Yok! Ah bir babana söyliyeyim de ağzını bir temizlesin onun! Zıkkım içecesice!"

"Ee kızı nasıl ikna ettiniz?"

"Vallaha ben karışmadım. Abin halletmiş oraları. Baban iki üç kere dükkandan elinde çiçekle çıktı diyor ama. Bilemiyorum. Bir de kızın kardeşine çikolata falan götürüyormuş."

"Vay çakala bak be! Kaleyi içten feth ediyor demek ki."

Abim içeriden "Ya boş konuşmayın ya!" diye seslendi.

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin