23. Bölüm

9.1K 581 50
                                    

Hatice Abla bize bakarken ben ne yapacağımı bilemez halde etrafa bakındım. Elimi cebime soktuğum sırada elime değen metal ile gözlerimi kocaman açıp "Anahtarım!" dedim.

Ediz ile Hatice Abla bana dönüp "Ne?" dediklerinde gülümseyip "Anahtarım." dedim.

"Anahtarımı kaybetmiştim de dün akşam. Ara tara. Bulamadım. Ediz'de az önce yolda bulmuş. Teşekkür ediyordum bende."

Ediz saçını düzeltip Hatice Abla'ya gülümsedi.

"Evet ya. Bende yürürken baktım İrem'in anahtar. Aaaa dedim. Bizim İrem de anahtarı kaybetmişti, onun mu acaba? Onunmuş."

Hatice Abla gözlerini kısıp bize bir bakış attıktan sonra "İyi mâdem." dedikten sonra elindeki tepsi ile Nagihanlara yürümeye başladı. Bizde arkasından.

Eve girdiğimizde hemen mutfağa girdim. Abimler salona girmişti büyük ihtimal. Nagihan mutfakta annemler ve kuzenleriyle birlikte etrafı toparlıyordu.

Kapıyı kapatıp Nagihan'ın yanına geçtim.

Nagihan bana bakıp göz kırptığında "Yok bir şey." dedim.

Akşama doğru evde sadece yakınlar kaldığında gençler bir yana büyükler bir yana geçmişti. Bizde çay demlemiştik.

Bisküvi, kurabiye gibi atıştırmalıklari tabaklara koyup içeriye getirdiğimde Nagihan'da peşimden çayları getirdi. Biz gençlerin olduğu odaya girdiğimizde herkes gülüyordu. Abim ise Erdal'a bağırıyordu.

"Yapacağın şakayı si-" dediği sırada bizi görünce cümlesi yarıda kaldı.

Erdal'ın kafasına vurup önüne döndüğünde Orhan "Beytullah sende evde kaldın lan. Ulan biz seni çapkın, 19'unda evlenir diyorduk. Mal gibi kaldın. En azından bizim manitamız var." dediğinde abim Ediz'e dönüp "Senin manitan mı var lan?" dedi. Ediz abimin sorusuyla elindeki yarısı yenmiş bisküviyi fırlatıp ellerini havaya kaldırdı.

Ağzı dolu bir şekilde "Tövbe bismillah. Vallaha yok. Kim olacak? Benim elim kız eline değmemiş. Allahım beni haramdan sakın yarabbim." dediğinde hepsi birden gülmeye başladı.

Ama ben, Nagihan ve Ediz üçlüsü gülmekten çok kıpkırmızı kesilmiştik.

"Noluyor Ediz? Lan ben askere gittim de Ediz'de hacca mı gitti? Ben gitmeden önce asker uğurlamasında bir kızla flörtleşen sen değil miydin?"

Kafamı kaldırıp hızla Ediz'e döndüğümde gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Sonra abime döndü.

"Y-Yooo! Ne alakası var şimdi Beytullahcığım? Ben öyle bir şey yapar mıyım? Salak saçma konuşma Beytullah!"

"Ne var lan? Bu da bir triplere girdi? Kızlardan mı çekiniyon?" dedikten sonra bize baktı.

"Sizde ne bakıyorsunuz öyle tip tip? Sanki abilerinizi bilmiyorsunuz?"

Nagihan abime gözlerini kısıp "Çok boş boğazlısın, çok!" dediğinde abim "Size bir haller gelmiş. Vallaha bak." dedi ve çayından bir yudum aldı.

Sonra Mehmet'e döndü.

"Senin Gülden işi ne oldu?"

"Aaaa! Lan ben size söylemeyi unuttum!"

Koltuktan kalkıp yer sofrasının önüne bağdaş kurdu.

Tam ağzını açıp konuşuyordu ki kapıya bir bakış attı. Oturuşunu bozmadan kapıyı kapattıktan sonra tekrardan bize baktı.

"Ben Gülden'in ailesi ile görüştüm. Dedim açık açık. Ben kızınızla görüşüyorum, seviyorum dedim."

Mirhan ağzına bir kurabiye atıp "Eee? Babası bir şey demedi mi?" dediğinde Mehmet gülümseyip "Yaa. Allah aşkına Mirhan yaaa. Bu delikanlı senin kızını sevecek, sen bir şey diyeceksin. Saçmalık." dedi.

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin