25. Bölüm

8.7K 598 64
                                    


Akşam odamda bir o yana bir bu yana gezinirken bir yandan da Ediz'den mesaj bekliyordum.

Birden kapım açılınca korkuyla geri sıçradım. Başparmağımı damağına bastırıp kafamı geri attıktan sonra sinirle abime baktım.

"Kapısız köyden mi geldin ya!? Ödüm koptu!"

"Sen bu saatte niye hala uyanıksın?"

"Kitap okuyordum."

"Bu kadar kitap okuyup çok bir şey olacaksın ya zaten(!)"

"Hııı. Senin okumayarak olduğun şeyden fazlası olduğum kesin. İş zekada bitiyor."

"Bana bak İrem. Babamlarda yattı. Yemin ederim evire çevire döverim seni."

"Kolaydı!"

"Deneyelim mi?" deyip üzerime yürüdüğünde "Vallaha annemleri çağırırım!" dedim.

Abim ise umursamayıp kenardaki yastığı alıp suratıma yapıştırdı.

"Gerizekalı mısın be?! Engelli!"

Daha hızlı vurmaya başladığında yastığın fermuar kısmı koluma denk gelince "Acıyor be!" diye bağırdım.

"Sus kız." deyip elinin ucuyla hafiften vurunca kolunu tutup ısırdım.

Bağırıp "Lan! Lan! Acıyor lan manyak!" deyip kolunu geri çektiğinde sinirle koluna baktı.

"Köpek misin lan sen? Manyak! Off! Morarır şimdi bu. Ne biçim ısırmışın?! Dişinin izi çıkmış!"

"Ohhh! Rahatladım."

"Köpek. Ciddiyim sen kuduzsun bak. Neyse. Annemler yattı. Çocuklar gelecek. Kalk bir çay demle."

"Çocuklar mı?! Çocuklar kim?!"

"Aşağıdaki ilkokuldaki çocuklar."

"Ha?"

"Ya İrem dalga mı geçiyorsun. Bizim çocuklar işte! Allah Allah ya! Git çay koy!"

Hızla mutfağa girip çay demledikten sonra tabaklara kreker falan koydum.
Ancak krekerden çok başka şeyleri düşünecek durumdaydım.

Bir yarım saat sonra kapı çaldığında koşarak mutfaktan çıkıyordum ki abimin kapının önünde belirmesine kadar.

"Noluyo kızım sana? Altı üstü kapı çaldı. Çocuklardır." dedikten sonra ilerleyip kapıyı açtı.

Kapının açılması ile ilk görünen Orhan'dı.

VE SIRITIYORDU!!!

Beni gördüğünde gülümsemesi daha da genişledi. Sonra abimle tokalaşıp içeriye geçti.

Peşinden de Erdal, Mehmet ve Mirhan girdi.

Ben hala biri daha gelecek diye beklerken abimde o malum soruyu sordu.

"Ediz nerede lan?"

Mehmet kısa bir süreliğine bana baktıktan sonra "Başı ağrıyormuş. Eve geçti." dedi.

Hepsi birlikte salona girdiklerinde bende mutfakta tabakları hazırlamaya başladım. Bir kaç dakika sonra Orhan mutfağa girdiğinde mutfak kapısını kapatıp "Orhan?" dedim.

Ağzına bir kreker atıp "Ağzımdan laf alamazsın." dediğinde "Ya Orhan. Allah aşkına. Bak lütfen. Oğlum görmüyor musun durumumu? Ya abime falan söylemeyeceksiniz, değil mi?" dedim.

"Orasını Mehmet bilir."

"Ya bari Ediz ile ne konuştunuz, onu söyle."

"Olmaz."

Kaldırım SerçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin