*Multi: İrem ve ailesinin evi
(Site gibi düşünün bir sürü mustakil ev var ama site)~Yazarcağızdan~
U: Ne olacak sizin aranız?
İ: Kimin arası?" Bilmemezliğe yatıyordu. Evet Öykü'yle arasını düzeltmek için can atıyordu ama Cansu gelir gelmez de hiçbir şey olmamış gibi konuşması onu hayal kırıklığına uğratmıştı.
Zaten Cansu'nun gitmesinde ki en büyük etken Öykü değil miydi? O çekmemiş miydi fotoğrafları, o sokmamış mıydı İrem'in aklına intikam fikrini!?
U: İrem, lütfen!
İ: Bilmiyorum, ne olacağını bilmiyorum! Eğer o böyle devam ederse hiç iyi bir sonuç yok ortada!
U: Ama sen gene de alttan almaya çalışsan olmaz mı?
İ: Ben... ben alttan alayım öyle mi? Onun yaptığına ne demeli? Eğer biri bir şey yapacaksa , onu da Öykü yapacak!.. Artık bu konu hakkında konuşmasak?
U: Tamam!" deyip İrem'e yaslandı.
Aradan 5 dakika geçmeden hoca sınıfa gelmişti zaten!(Okul zamanını atlıyorum. Bi şey olmuyo. Sıradan okul anlayın siz)
Okuldan çıkmışlardı. Eve doğru gidiyorlardı.
U: Bir şeyler yapalım mı?
İ: Babam ve annem geldi bugün hatırlarsan?
U: Doğru! Neyse o zaman ben seni eve bırakayım.
İ: Tamam!
Eve geldiklerinde İrem arabanın kapısını açtı. Tam inerken,
U: Öpücük?" Ulaş yanağını uzattı. İrem gülerek kafa salladı ve elini Ulaş'ın yanağına koyup dudağına öpücük kondurup indi.
Ulaş, İrem'in arkasından camı açıp,
U: Beğendim!" diye bağırdı. İrem gülerek kafa salladı ve evin önüne geldi.
Kapının önünde anne ve babasının ayakkabısı dışında başka bi ayakkabı daha vardı.
Anahtarı çıkarıp kapının deliğine sokup çevirdi. İrem tam kapıyı açacakken kapı açıldı. Cansu kapıyı açmıştı.
C: Hoşgeldin İrem'im" deyip İreme sarılmak için eğildiğinde, İrem kendini geri çekip,
İ: Yüzsüz!" deyip ayakkabısını çıkardı ve eve girdi.
M: Hoşgeldim kızım!" dedi annesi normal bi şekilde -güya- Ama gözleri başka konuşuyordu. Kötü bir şeylerin olduğunun habercisiydi.
İ: H-hoşbuldum?
M: Üstünü değiş de dersine çalış sen! Hadi kızım!
T: Yok yok! Sonra yapar onları! Gel İrem, içeri gel!" İrem ağır adımlarla içeri girdi,
İ: B-baba bir şey mi oldu?
T: Benim sormam gerek onu! Bana anlatmadığın bir şey var mı?
İ: Ne g-gibi?
T: Sevgili olur mesela! Ama baş harfi Ulaş olsun tamam mı?
İ: B-baba a-anlatıcaktım... gerçekten!
T: Ulaş'ı da çağır buraya! Hatta dışardaysa git getir! Eminim o bıraktı seni eve, değil mi?
İ: Ama gitti.
T: İyi çağır o zaman!
İ: Tamam... odama gidebilir miyim?" dedi. Bir yandan da Cansu'ya bakıp duruyordu. Nasıl böyle bir şey yapardı? Kendisi söyleyecekti zaten!
Taner bir şey demek yerine sadece kafa salladı. İrem'de çantasını yerden alıp odasına doğru gitti!
Okul formalarını çıkardı ve yırtık bir pantolon ve üstüne swit (umrm böyledir) geçirip odadan çıktı.
T: Ulaş'ı aradın mı?
İ: Arıyorum!
T: Hopörlere al!
İ: Baba!" dedi. Sesi yalvarırmış gibi çıkıyordu. İrem'i perişan eden -üzen- Ulaş'ı Cansu'dan duymasıydı.
T: Hopörlere al dedim!
M: Taner! Zorlama istersen! Anladık sinirlisin de-" derken Taner sözünü kesti.
T: Yok değilim! Sadece birbirlerine nasıl hitap ediyorlar merak ettim hayatım." İrem de o sıra Ulaş'ın numarasını tuşlamıştı.
Ulaş: Hayatım?
İrem: Ulaş, bize gelebilir misin?
Ulaş: Tabii gelirim de... noldu?" Arkadan Taner konuştu,
Taner: Gel oğlum sen gel!" Ulaş kısa bir şokun ardından cevap verdi.
Ulaş: T-tabii efendim!
Taner: Gelince görüşürüz oğlum!
Ulaş: Görüşürüz efendim!" deyip kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanal Aşk (Tamamlandı)
FanfictionSürekli medyada olan İrem Herkesin peşinde koştuğu Ulaş ... Aşklarını birbirlerine itiraf ettiklerinde sanalda birbirleriyle konuştuklarından habersizler... Bakalım sonunda ne olacak!