1.4K 126 40
                                    

Bugün içicem,
Bikaç gözyaşı dökücem.
Kedimle evde dansedicem,
Saçımı boyatıp kesicem.

✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐

"Banuuuu!" Ezgi sınıfa bağırarak girdiğinde başımı sıradan kaldırıp yüzümü buruşturdum.

"Ezgi! Bağırma!" Bunu söylerken bağırmam da ayrı bir ironiydi. "Ne bu heyecan?"

Ezgi YANKI. Kendisi en yakın arkadaşım, dostum, kardeşimdir. Arkadaşlığımız lisenin ilk aylarında başlamıştı, son 3 senedir devam ediyordu.

"Tamam, dur dur. Bak!" Elindeki telefonu bana gösterdi. Bir telefona bir ona baktığımda anlamadığımı sanıp heyecanla anlattı. "En sevdiğim wattpad yazarı yeni kitaba başladı!" Çığlık atmaya başladığında gülerek ona baktım. Bazı şeyleri fazla abartıyordu.

Gösterdiği kitabın benim kitabım olduğunu bilse ne yapardı acaba?

Umut sınıfın kapısından girerken gülerek Ezgi'ye baktı. "Yine ne oldu da bağırıyor bu lan?"

Umut ATEŞ. Kendisi üvey kardeşim olur. Ama ikimizde bu 'üveylik' olayını takmaz ve kardeş-kanka gibi takılırız.

"BlueQueen yeni kitaba başlamış." Ezgi'nin aksine sakinlikle olayı anlatığım anda bana cins cins baktılar.

"Ya sen nasıl heyecanlı olmazsın?" dedi Ezgi, isyan edercesine.

Gözlerimi devirip ayağa kalktım. "Sen burada Umut'la delir. Ben gidip keyif çatacağım."

Umut gözlerime, 'beni bunla bırakma' dercesine baktığında ona öpücük atıp kitabımı elime aldım, kantine doğru yürümeye başladım. Sıcak çikolatamı alıp masalardan birine kurulduğumda kitabımın kaldığım sayfasını açıyordum.

Umut ve Ezgi'yle çok yakındım, evet, ama hala sessiz ve yalnız takılıyordum.

Oturduğum masada bir sandalyenin çekildiğini hissedip başımı kaldırdım. Karşımda sarı saçlı, keskin yüz hatlarına sahip, kahverengi gözlü ilk defa gördüğüm çocuk gülümseyerek, "selam!" dediğinde istemsizce yutkundum. Çocuk çok tanıdık geliyordu.

"Selam," dedim yavaşça ve soran gözlerle bakmaya başladım. 

"Şey... Arkadaşlarım bugün gelmedi. Takılayım falan dedim, seni gördüm, yalnızsındır diye sohbet amaçlı gelmiştim ama rahatsız ettiysem gidebilirim."

Utanması gülümsetmişti. "Hayır, rahatsız etmiyorsun. Yalnızdım, evet."

Elini uzattı. "Ben Arda. Sen de..."

Elini tutup sıktım. "Banu."

"Tanıştığımıza memnun oldum, Banu," dedikten sonra izin isteyip kantinden kendisine kahve aldı. Tekrar karşıma oturduğunda sohbet amaçlı konu açmıştı. "Hep yalnız mı oturursun?"

Sıcak çikolatadan bir yudum aldım. "Hayır. Aslında iki tane dostum var. Ama popüler dahi olsam yalnızlık kanıma işlemiş, n'apabilirim ki?" deyip omuz silktim. Güldü. "Sen?"

"Bir arkadaş grubum var. Ama bugün yalnızım." Bu çocuk nereden tanıdık geliyordu?

'Anladım,' der gibi kafamı salladım. Sonra zaten zil çaldı. "Tanıştığımıza tekrardan memnun oldum, Arda. Ama gitmem lazım."

"Benimde. Hmm... Hangi sınıftasın?"

Kitabımı elime alıp boş karton bardağı çöpe attım. "11-B. Sayısal sınıfı. Görüşürüz."

Cevap vermesine izin vermeden çıkışa yürüdüm. Arkamdan, "görüşürüz," diye bağırdı.

Ona bakıp istemsizce gülümsedim. Tabi içimden düşündüğüm tek şey, 'bu da neydi böyle?' olmuştu.

İnsanların dikkatini çekebilecek biri değildim. Sessiz bir yapım vardı ve en az dikkat çekecek şekilde yaşardım.

Kimse durduk yere benle tanışmaya kalkmazdı.

Bu çocuk fazla tanıdık geliyordu. Bu işte bir iş olduğunu hissetsem de takmadan sınıfa ilerledim.

●○●○●○●○●○

22.22

Ne düşünüyorsunuz bölüm ve karakterler hakkında?

Yazar 『texting』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin