1.1K 113 10
                                    

Her sabah kaybolup giden,
Bir rüya gibi oldun artık.
Geceleri beni bekleyen,
Gündüzlerimi zehir eden...

✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐

''Merhaba.'' Omzuma dokunan elle kafamı arkaya çevirdim. 

''Aa hoş geldin. Otursana.'' 

Arda yanımızda otururken, ''hoş buldum,'' dedi. 

''Ezgi ve Umut, bu Arda. Geçen kantinde tanıştık. Arda, bunlarda arkadaşım Ezgi ve kardeşim Umut.'' Ezgi gülümserken Umut elini uzatıp Arda'yla el sıkıştı.

Arda ikisine hitaben, "tanıştığımıza memnun oldum," dediğinde Ezgi ve Umut da karşılık verdi. Teneffüs bitene kadar havadan sudan konuştuk.

Teneffüs sonrasında hepimiz sınıflara dağıldık. Ben ve Ezgi aynı sınıftaydık. Umut ve Arda eşit ağırlık okuduğu için bizimle aynı sınıfta değillerdi.

Son dersi de işleyip okul çıkışı eve gittim. Umut'la kapıdan girerken içeri doğru bağırdım. "Anne! Evde misin?"

Ses yoktu. Ne sanıyordum ki?

Çantamı yere attım ve kapıya yöneldim. "Ben gidiyorum. Annem yemek yapmıştır, yersin onları. Gelirim ben sonra."

Babam çoğunlukla işte olduğu için onu çok az görüyordum. Annem de nadir evde olurdu. Sürekli dışarı çıkar, gezerdi.

Umut benden bir yaş büyük olsa da çoğu zaman ona annelik yapan bendim. O beni korur, ben ona bakardım. Kardeşlik ilişkimiz, öz kardeş olanlardan bile daha iyiydi. Çünkü sadece birbirimize sahiptik. Sevgi gösteren bir ailede büyümemiştik.

"Nereye?" dedi merakla.

Kapıdan çıkmadan önce, "kafa dağıtmaya," diye cevapladım sorusunu.

Tek başıma yürümeyi seviyordum. Kulaklığımı takip boş yolda yürümeye başladım.

Seven biri: N'aber, yazar?

Banu: İyi, sen?

Seven biri: İyi.

Seven biri: Bir parkta boşluğa bakarak müzik dinlemek iyi olmak sayılıyor muydu?

Banu: Beni mi izliyorsun?

Seven biri: Öyle de denilebilir.

Seven biri: Cevap?

Banu: İyiyim ben.

Seven biri: Ne dinliyorsun?

Banu: Neden soruyorsun?

Seven biri: Merak ediyorum...

Görüldü atıp telefonu salladığım salıncağın hemen yanındaki kuma bıraktım. Park boş olduğu için kulaklığı çıkarıp sesi biraz açtım.

Kimseyle konuşmak istemiyordum. Onun bana olan sevgisine de inanmıyordum. Neden konuşuyordum onu bile bilmiyordum.

"Kanka?"

"Ezgi?"

"Tek başınasın yine... Bir sorun mu var?"

Yüzüme sahte bir gülümseme koydum. "Yok kanka, ne sorunu? Sen ne arıyorsun burada?"

"Aynı sitede oturuyoruz, Banu?" dedi alayla. "Canım sıkılmıştı. Size geleyim dedim. Seni burada buldum."

"Sıkıldım ben de zaten. Umut evde. Biz de gidelim hadi." Kafasıyla onaylayınca telefonu alıp eve doğru yürümeye başladık.

"Banu?"

"Hmm?" Sorarcasına mırıldandım.

"Şu Arda kim? Sen durduk yere biriyle arkadaş olmazdın." Tanıyordu beni...

"Hiç bir fikrim yok. Bir haltlar dönüyor. Ya da ben çok paronayayım."

Omuz silkti. "Tatlı çocuk ama." Gülümsedi.

Tek kaşımı kaldırıp arkadaşıma baktım."Ezgi? Kanka bana söylemek istediğin bir şey var mı?" İma etmemle başını başka tarafa çevirdi. O sırada anahtarla kapıyı açmaya çalışıyordum.

"Umut! Ben geldim!" dedi ve içeri koştu. Sorum cevapsız kaldı. "Özledin mi beni?"

Salona girdiğimde bir adet pizza yiyen Umut ve bir adette Umut'un saçlarını karıştıran Ezgi vardı. "Lan! Al şu baş belasını, Banu!"

Onları takmadan, "Ooo pizza!" deyip pizzadan bir dilim aldım. Ezgi de bir dilim aldı ve Umut'u rahat bıraktı.

Umut, Ezgi'ye kısa bir bakış attı. "Giderken tek gittin, gelirken niye bu hayırsızı getirdin ki?"

Gülmeye başladığım anda yutamadığım lokmamın boğazımda kalmasıyla öksürmem bir oldu.

"Oh olsun sana!" dedi Ezgi ve Umut'un kafasına bir tane geçirdi. "Ayrıca sensin hayırsız be! Senin için geliyorum sanki."

Öksürmem sonunda durduğunda atışmalarını izlemeye başladım.

Umut elini kalbine koydu. "Kırıyorsun beni Ezgi'cim. Ben de benim için geliyorsun diye seviniyordum!"

"Sarışın! Deli etme beni, yiyeceksin şimdi tokatı ha!"

Umut ellerini teslim olurcasına yukarı kaldırdı. Gülümseyip Ezgi'nin yanağından makas aldı ve ayağa kalktı. "Sen kazandın fıstık. Ben gidip ders çalışacağım. Malum bu sene son sınıfım. Size iyi eğlenceler kızlar."

"Yedin gidiyorsun tabi." Göz devirdiğimde güldü. Bende güldüm. Ezgi de bizim gülmemize güldü. Aynı anda anlamsızca güldük.

Yazar 『texting』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin