Yapmamam gerekirken, sana sarılmak istiyorum
Başka birinin yanına yaklaşırken
Aklıma saplanıp kaldın ve çıkaramıyorum
Eğer tekrar yapabilirsem,
Biliyorum sana geri dönerdim.✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐
Ayağa kalkıp Ezgi'nin kolunu tuttuğumda, Ezgi kolunu kurtardı ve söyledikleriyle yerimde kalakaldım. ''Kaçmayacağım. Neden burada olduğunu öğrenmek istiyorum.''
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, ''tamam, dökül bakalım, Batuhan ÇAKIL.''
Batuhan eski anıları hatırlamış olacak ki bakışlarını başka yere çekip hafif bir tebessüm sergiledi; eskileri hatırladığını biliyordum çünkü ben de hatırlamıştım, Ezgi'nin de hatırladığı için elleriyle ovuşturmaya başlaması gibi. Eskiden ne zaman Batuhan'a kızsam soyadıyla seslenirdim ve sanırım bazı alışkanlıklar asla değişmiyordu.
Ezgi dikkatini karşımızda bize ne söyleyeceğini bilemez halde bakan genç adama verdi. ''Seni dinliyoruz,'' deyip kolumdan çekerek kalktığım yere oturmamı sağladı. ''Neden buradasın? Başka okuldasın sanıyordum, sanıyorduk.''
''Öyleydim. Ama son kez şansımı denemek, daha doğrusu bana ikinci bir şans vermenizi umarak geldim buraya.'' Ben gözlerimi devirirken Ezgi sessiz kalıp devam etmesini bekledi. Batuhan ikimizin arasında gezdirdiği bakışları Ezgi'ye çevirdi. Sanırım amacı ilk olarak eski sevgilisinin gönlünü almaktı. ''Ezgi, güzelim, sana bunu bir çok kez söyledim ama bir kez daha söyleyeceğim, ben seni aldatmadım. O gün sana o şeyleri yazan ben değildim, bunca zaman neredeydin dersen de neler olduğunu anlamaya ve sana kanıtlamak için bir şeyler aramaya çalışıyordum.''
Ezgi alayla güldüğünde benim de yüzümde alaycılık belirdi. ''Kanıtlamaya çalışıyordun öyle mi?''
Batuhan, Ezgi'nin sorusunu ciddiye almıştı, ''evet, elimde kanıt var.''
Telefonunu çıkarıp bir şeyler yaparken kaşlarım çatıldı. Kulaklığı telefona taktı ve iki ucunu da bize uzattı. Ben almayı reddederken, Ezgi tereddüt etse de alıp diğerini bana uzattı. ''Deli edeceksiniz beni,'' dedim öfkeyle.
''Banu, yalvarırım yapma, beni tanımıyormuş gibi konuşuyorsun.''
Kulaklığın tekini alıp kulağıma taktım, ''çünkü tanımıyorum.'' Düşünmeden hareket ettiğim kesindi. Ezgi de diğerini takınca kulağına, Batuhan ona verdiğim cevaba karşın biraz duraksayıp ses kaydını başlattı.
''Telefondan ne yazdın lan!'' Bu Batuhan'ın sesiydi, öfkeyle birine bağırıyordu.
İkinci bir ses korkuyla kendini savundu, savunmaya çalıştı. ''Abi sadece küçük bir şakaydı.''
''Başlatma lan şakana, ne oldu dedim sana!''
Üçüncü bir ses arkadan seslendi. ''Batuhan sakin ol abicim, bırak doğru dürüst anlatsın olayı.''
''Sakin falan olamam Ali! Anlatsana lan...'' Küfürler kulağımıza dolarken kaşlarımı yapabilirmişim gibi daha çok çatıp Batuhan'a baktım.
''Tamam tamam, beni yere bırak anlatacağım.'' Her ne yapıyorlarsa sesin sahibi korkmakla kalmamış konuşamıyormuş gibi kısık sesle konuşuyordu, emin olmamakla beraber Batuhan'ın, şakayı yapan çocuğun boğazını sıktığını tahmin ediyordum.
''Anlat!'' diye tısladı Batuhan.
Ses kaydında bir süre nefes alıp verme, öksürme sesleri duyuldu. ''Sen o gün bakkala gittiğinde telefonundan sevgiline yazdım. Amacım sadece şaka yapmaktı. Mesaj geldiğini görünce karşılık olarak, 'kimsin sen? Sevgilime neden mesaj yazıyorsun?' tarzı mesajlar attım. Yenge de, 'sen kimsin, Batuhan nerede?' deyince, 'duşta, sevgilisiyim ben' dedim. Özür dilerim abi-'' Çocuğun lafı bölünürken arkadan gelen, ''Batuhan dur,'' sesiyle Batuhan'ın çocuğu dövmeye başladığını anladık.
''Nasıl arkadaşsın lan sen! Dost dediğin arkadan iş çevirir mi?'' Bağırışmalar devam ederken ses kaydı bir şeyin kırılma sesiyle son buldu. Kulaklığı atarcasına masaya bıraktım.
Batuhan açıklama yapma ihtiyacı hissetmiş gibiydi, ''Ses kaydı biterken çıkan ses, ben çocuğu döverken telefonumu cebimden düşürüp kırdığım için çıktı. Tamire götürüp ses kaydını kurtarmayı başardım. Özür dilerim, o gün o telefonu evde bırakmamam gerekirdi, kazık yiyeceğimi bilemezdim. İnanıyorsunuz bana değil mi?''
Eskiden Umut'tan sonra kardeş kadar yakın olduğum Batuhan, şimdi karşımda bizden özür dilerken ben sessizliğimi korumayı seçtim. Ezgi, ''bilmiyorum,'' deyip ayağa kalktı. ''Bana biraz zaman ver.'' Kantini terk etti.
Peşinden gideceğim sırada arkamdan ismimi seslenen bir Batuhan vardı. Ela gözleri yalvarır gibi bana bakıyordu, kalbim acırken vicdanım kendini belli edercesine sızlıyordu. ''Banu, bir şeyler yap. Ben Ezgi'ye hala aşığım. Hatam yokken bunları hak etmiyorum. Ben sevgilimi geri istiyorum.'' Durup derin bir nefes aldı. ''Ben sevgilimi ve kardeşimi geri istiyorum.''
Bir şey demeden arkamı dönüp gittiğimde aklımdaki tek soru, neden bir anda her şeyin bu kadar karıştığı oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazar 『texting』
Krótkie Opowiadaniabiradetsarışınçocuk: Kitaplarını seviyorum, yazar. biradetsarışınçocuk: Düşünce tarzını... biradetsarışınçocuk: Ve karakterlerini seviyorum. ✎ ✐Geçmişin acılarını örten bir çocuk, çocuğu geleceği yapmayı başaramamış bir kız; yarım kalmış iki insanı...