ⅩⅩⅠⅠⅠ

825 84 19
                                    

Şarkıcıyım ben,
Müzik kutundayım.
Arayıp bulamadığın,
O şarkıyım.

✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐

Banu: Dün akşam ne oldu öyle?
(İletildi 08.34)

Banu: İyi misin? 

Banu: Mesaj gitmiyor?
(13.00)

Mesaj atmayı kesip bakışlarımı yanımda yemek yiyen Ezgi'ye çevirdim. ''Yazmıyor mu?''

''Yazmıyor, Ezgi, yazmıyor.'' Bıkmış bir ifadeyle önümdeki bir iki ısırıktan sonra bıraktığım tosta baktım, aç hissetmediğim için yemek de içimden gelmiyordu. ''Belki de böylesi daha iyidir. Sonuçta yazmakla yaşamak aynı şey değil, sadece oynuyor da olabilir,'' dedim wattpad de yazdığım anonimlik hikayelerine gönderme yaparak. 

Göndermemi anlamış olacak ki, ''keşke aynı şey olsa,'' dedi. Yine hayallere daldığını gülümseyen suratından ve ısırdığı dudağından çözmüştüm. Kendimi yine gelecek olağanüstü bir hayale hazırlayarak ben de gülümsedim. ''Düşünsene,'' dedi ve düşüncelerimi kanıtladı. ''Şu an seni izleyen biri var. Aynı okuldasınız ve sürekli etrafında ama sen o kadar saf bir kişiliksin ki seni izlediğini bile göremiyorsun. Sonra hayatına kumral saçlı, ela gözlü çok tatlı bir oğlan giriyor ve sen saflığından yine onun kim olduğunu bilmiyorsun,'' durup bana döndüğünde ikimizde kahkaha atmaya başladık. ''Çok güzel olmaz mıydı ama?''

''Ne iyi olurdu ama!'' Alaylı çıkan sesimle bir kez daha gülmeye başladık. Keyfim yerine gelmişti bile. Ezgi yemeğine devam ederken bende telefonumdan sosyal medya hesaplarıma girmeye başladım. 

Yaklaşık bir iki dakika sonra sıkılıp tekrar Ezgi'ye döndüm. Bakışları bir yerde dolanırken elindeki tostu yavaşça masaya koydu, yüzü düşmüştü. ''Hayırdır kanka? N'oldu?''

Konuştuğum anda yandan gelen sandalye çekilme sesi kantin masasında karşıma oturan çocuğu görmeme sebep olurken, benim de bakışlarım Ezgi'nin ki gibi donuklaştı. ''Selam kızlar,'' dedi gülümseyerek. 

''Ne arıyorsun burada, Batu-han?'' Son anda ismini kısaltmayla değil de normal haliyle söylememin dikkat çekmemesini umsam da çektiğinden emindim. 

Sertçe yutkunmuş olduğunu hareket eden adem elmasından anlamıştım, yüzünü zorla gülümsetmeye çalışması da dikkatimden kaçmayan başka bir şeydi. 

''Şey...'' deyip ne diyeceğini tarttığını tereddütlü gözleri ele veriyordu, sonrasında bu utanmanın kendine yakışmadığını düşünmüş olacak ki boğazını temizledi ve cümlesini baştan aldı. ''Sizi gördüm ve belki...'' ama yine başaramamıştı. 

Ezgi'nin durumunu merak ettiğimden cevap vermeden önce yakın arkadaşıma döndüm, tahmin ettiğim gibi boş bakışlarla bakıyordu, eskiden sevdiği adama. Tekrar bana ve Ezgi'ye odaklanmış ela gözlere baktım. ''Belki ne? Tekrar eskisi gibi mi... Hiç sanmıyorum,'' dedim biraz olsun acımadan.

''Ezgi...'' Sesindeki acıyı gizleyememişti. Derin bir nefes alma ihtiyacım arttı, Ezgi'ye baktım bende. En yakın arkadaşım ise biraz olsun tepki vermeden bakışlarını başka yöne çevirdi. ''Beni bu kadar çabuk silip atamazsınız. Bir geçmişimiz var.''

''Evet, geçmiş. Adı üstünde, geçmiş... ve bitmiş.'' 

Ezgi'den alamadığı bakışlarını zorla bana çevirdi, yüzüme ve gözlerime ne yaptığını anlayamayacağım kadar uzun bir süre baktığında kaşlarım çatıldı. ''Değişmişsin,'' diye fısıldadı. Midemin kasılmasını görmezden geldim ve omuz silktim. ''Hadi Ezgi'yi anlarım. Oldu bir hata bilmeden. Peki ya sen Banu? Her insan ikinci bir şansı hak edere ne oldu? Batu diye kısaltmalarına ne oldu? Kardeşliğimize ne oldu?''

Şoka girip bakışlarımı yana çevirdim. Duygularımı kontrol etmem gerektiğini kendime hatırlattım. Batuhan'a döndüm, dirseklerimi masaya yaslayıp öne doğru eğildim. ''Öldü.'' Tıslarcasına çıkan sesimden bu sefer ben bile iğrenmiştim, onun durumunu düşünemiyordum bile. ''Buraya hiç gelmemeliydin. Sana hayatında başarılar. Hadi Ezgi, gidelim.''

Ayağa kalkıp Ezgi'nin kolunu tuttuğumda, Ezgi kolunu kurtardı ve söyledikleriyle yerimde kalakaldım. ''Kaçmayacağım. Neden burada olduğunu öğrenmek istiyorum.''

●○●○●○●○●○

22.22

Bayılıyorum yeni karakterler eklemeye!

Batuhan da kim?

Yazar 『texting』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin