ⅩⅩⅩⅤⅠⅠⅠ

699 86 1
                                    

Seninle nasıl vedalaşırız?
Belki bi' ömür paylaşırız, ya gidersen?
Peki madem...

✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ ✐✎ 

'sOn'suz 4

Geçmiş, acı veya tatlı olmakla kalmayıp her zaman zihnimizde yer edinen bir şeydi... Unutamazdık, alışırdık. Bazılarımız güçlerinin farkına varıp tekrar ve tekrar ayağa kalkarken, bazılarımız yere düştüğünde kanayan dizlerine bakardı. Göz yaşları ve kalbe saplanan acılar, öfkeler ve üzüntüler...

Her gece ailemin ölmeden hemen önce, kendimi durduramayıp konuşmamdan bıktıklarından dolayı öfkeyle bana bakan yüzleri geliyordu aklıma ve ben bu işkenceye her güzel uykumdan acıyla uyanarak katlanıyordum

Benim acı veren geçmişimdi ailem, Atlas ise ailemi unutturan tatlı geçmişti...

Ama mutlu sonlar bile, güzel yerde bittiği için sevilirdi. Kimse onların bir son olduğunu düşünmeksizin mutluluktan sonra gelen acıyı görmezdi. 

Mutlu bir sonla bitebilirdi belki ama üvey ailem bizi düşünmeden farklı şehirlere taşınmamızı sağlayıp mutluluğumuza engel olmuştu. Kendi elleriyle kurdukları bu duvarları yıkmak için can çekişen yine o ve bendik

Çok ağlamıştım kaybettiğim için. Ama ağlamak yetmezdi, hayattı bu, savaşmak da lazımdı sevdiklerimiz için. 

Yapacağım şey tam da buydu, ona ulaşacaktım!

''YARDIM ETMEK ZORUNDASIN!'' 

''Banu, canım benim, elimden gelen bir şey yok... Verdiğim sözü bozamam.'' 

Kabul etmek istemediğimi göstermek için başımı olumsuzca hızlı hareketlerle iki yana salladım. ''Bir şeyler yapmalıyım! O beni özlediğini söylüyor! Yanına gitmem gerek.'' 

Evet, canım yandığında, her insan gibi ağlayabilen bir kişiliktim. Konu sevdiklerim olduğunda ise canım hiç yanmadığı kadar yanardı. 

Ama bilmedikleri bir şey vardı, ben değer verdiklerim için her şeyi yapardım. Atlas ise değer verdiğim kişiler listesinden hiç çıkmamıştı.

''Bunu yapamam,'' dedi Rana, sesindeki acı çeken tonu saklamaya çalışırken. 

''Rana...'' Sesim öyle kısık ve yalvarır tonda çıkmıştı ki ben bile kendime hayret etmiştim. Rana da başını yere eğdi. 

Dün olan bitenden sonra hıçkırarak ağlamıştım, sabah ise iğrenç bir baş ağrısıyla uyanmış olanların etkisiyle sadece boş duvara bakıp kalbimdeki acıyı nasıl geçireceğimi düşünmüştüm. Saatler sonra Umut yanıma geldiğinde ise kendime gelip defalarca Arda ve Rana'yı aramakla kalmayıp, onları eve getirmek için her haltı yapmıştım. Arda gelmese de Rana gelmişti ama çok kalamayacağından da bahsetmişti.

Sonunda ne olduğunu bilmesem de 4 gün kalmıştı.

''HER ŞEY ÇÖZÜLEBİLİR NEDEN ANLAMIYORSUNUZ!'' Bağırıp elime ilk geçen şeyi, ki bu bilinçsizce geldiğim mutfaktaki masanın üzerine bıraktığım boş su bardağı olmuştu, duvara fırlattım. Camlar etrafa yayılırken hiç birimize bir şey olmamıştı, en azından fiziksel bir acımız yoktu...

Dış kapının sertçe açılıp kapanma sesiyle Umut başını kaldırıp mutfak kapısına baktı, ''S*ktir. Rana, Banu'yu ne olursa olsun burada tut,'' dedi çünkü ikimizde kimin geldiğini biliyorduk.

Rana anlamadığı için, ''ne?'' demeyi ihmal etmese de, Umut çoktan bulunduğumuz yerden çıkıp salona ilerledi. 

''NE OLUYOR BURADA!'' Annemin öfkesini buradan bile hissetmişken; Umut'un da, annemin öfkesinin benim öfkemle karşı karşıya gelmesi durumunda, son zamanlarda sıklaşan kavgalarımıza yeni birinin daha ekleneceğini hissettiğini biliyordum.

Ne Umut'un, salondaki anneme söylediği sözleri umursadım, ne de annemin bağırmalarını... Rana'ya baktım sadece, dil döktüm beni Atlas'ın yanına götürmesi için. Rana izin vermeyip, Arda'yla sözleşmiş gibi sürekli tekrarladıkları, 'söz verdik, olmaz' lafıyla çileden çıkmıştım.

''Ne sözü lan bu!'' Sessiz kaldı. ''Rana ne sözü verdiniz ona! Beni sevmedi mi bu çocuk neden izin vermiyor o zaman!'' 

Artık ikimiz de sinirliydik. ''Kendisini o halde görmene izin verir mi sanıyorsun! Seni üzmemek için ne kadar şey varsa hepsini deniyor o çocuk! Kuzenim ölüyor lan! Her dakika bu acı onu öldürüyor! Sen gelmiş bana burada bağırırken, o sen üzülme diye görmeni engelliyor!''

''O halde derken?'' Kanım çekilmiş gibi hissediyordum, yıllardır görmediğim biri dahi olsa, Atlas benim geçmişimdi. ''Bir şey olmadı değil mi ona?''

Rana cevap veremedi, gözü arkamda bir yere takıldı, ''Anne dur!'' diye bağırdı Umut ve yanağımda bir acı belirdi. 

''BIKTIM ARTIK SENDEN!''

Yazar 『texting』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin