Misa'dan
Eve gelmiştim. Tüm gün okulda olduğum için çok yorulmuştum. Pijamalarımı giydim ve bilgisayarımdan film açtım. En sevdiğim oyuncunun dizisiydi. İzlerken kendi kendime çocuğun neden bu kadar yakışıklı olduğunu düşünüyordum. Ben izlemeye dalmışken zil çaldı. Kapıyı açmaya acayip üşeniyorum. Çalar çalar biri açmayınca gider diye yerimden kalkmadım. Düşündüğüm gibi de olmuştu. Tam diziyi izlemeye devam edecekken telefonum çaldı.
SUHO HOCAM...
ARAMAYI YANITLA / ARAMAYI REDDET
Biraz bekleyip açmıştım. Neden beni aramıştı ki?
"Misa jimin revirde okuldan gitmemiş hala. Arkadaşın diye seni aradım. Buraya gelebilir misin?"
"Jimin revirde mi? Hocam yarım saate anca gelebilirim."
"Tamam bekliyorum" deyip kapatmıştı. Hemen banyoya girdim. Saçımı aceleyle yıkadım ve kuruttum. Üstümdeki bornozu çıkarıp şortu ve t-shortü giydim ve spor ayakkabılarımı giydim. Üstüne de kot ceketimi almıştım. Telefonumu cebime koyup anahtarımı aldım. Evden sonunda çıkabilmiştimm. Saçım hala biraz ıslaktı ama ben gidene kadar kururdu. 10 dakika sonra okula gelmiştim ve koşarak revire gittim.
"Hey burda. Tam vaktinde geldin öğrenci"
"Hocam jimin'in nesi var?"
"Bilmiyorum. Kolunda izler var ve bazı yerleri kanamış. Burda çalışan pansuman yapıp gitmiş olmalı."
"Tamam hocam. Evini biliyorum. Yardım edebilir misiniz. "
Jimini kaldırırım ve Suho hoca da sırtına alır.
"Koluna girseydiniz daha şey olmaz mıydı?"
"Olsun hadi arabaya gidelim."
Suho hoca merdivenden çıkarken biraz zorlanmıştı. Arabanın yanına gelince arka kapıyı açtı ve jimin'i yatırdı. Bende öne geçmiştim. Arkayı kaplamıştı.
"Nerde yaşıyo. Yani adresi bilmiyorum ya hani?"
"Tam olarak bilmiyorum ama adresini atmıştı." Telefonunu açıp jiminle olan mesajlara girdim. Attığı adresin olduğu mesajı aramaya başladım 1 2 dakka içinde bulmuştum. Hocaya gösterdim.
"Dışardayken bana hocam gibisinden söylemek zorunda değilsin misa"
"Peki ho- suho"
Bi kaç dakika geçmişti ve sonunda jimin'in evine gelmiştik. Suho arka kapıyı açıp jimini çıkardı ve evine kadar taşıdı. Hangisinin onun odası olduğunu bilmiyordum. Ben üst katları aramıştım ve hala ayakta bekleyen Suho da yanıma geldi ve jimin'i yatırdı.
"Ne kadar ağırmış"
"Ağır mı?"
"Ayn. Neyse ben artık gideyim. Istersen yarın okula gelmeyebilirsin. Uyumadın hiç sonuçta. Şimdiden sonra da uyuyacağını düşünmüyorum."
Kafamla onayladım. Suho hoca evden gitmişti. Ben napabilirim diye düşünürken jimin'in terlediğini gördüm. Bu niye bu kadar çok terliyoduki. Havluyla yüzünü sildim. Ateşi var mı diye elimi alnına koymuştum. Baya sıcaktı. Üstündeki hırkasını çıkarmıştım. Ateşinin düşmesi zordu ve onu banyoya götürdüm. Soğuk suyu açtım ve jimin'i suya doğru ittim. Hala gözleri kapalıydı. Bi kaç dakka sonra gözlerini açtı.