18

1.5K 116 10
                                    

Misa'dan

Sabah kalktığımda yatağın yan tarafında bi çöküklük vardı. O tarafa baktığımda Jimin'in uyuyo olduğunu gördüm. Çok masum duruyodu. Biraz tereddüt etsemde elimi yüzüne koydum. Pürüzsüzdü.

Bi kaç dakika onu izledikten sonra yataktan kalktım ve rutin işlerimi hallettim. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim. En sevdiğim ve jimininde sevdiğini düşündüğüm yemekleri yaptım ve zorlanarak tabaklara koydum. Arkamı döndüğümde jiminin kapının orda beni izlediğini gördüm.

"Ah şey ben su almak için gelmiştim ama?"

"Ben veririm."

Suyu koyup jimine uzattım. Daha sonra masayı hazırlamaya devam ettim.

Aradan bi kaç saat geçti ve sonunda eve gelmiştim. Boynumda bi ağırlık vardi. Dün woo nun verdiği kolyeydi. Ona sinirlenmiştim. Yardım ediyodum teşekkür etmesi gerekiyorken beni sorguluyordu. Kolyeyi boynundan çıkardım ve masanın üstüne firlattim. Yatağıma uzandım ve bir süre boş boş tavanı izledim. Sanırım kendime yeni arkadaşlar edinmem gerekicek. Sonucta jimin yüzünden bütün arkadaşlarımı kaybettim. Aslında iyi oldu. Arkamdan bir sürü iş çevirmişler. Onlarla arkadaş olamazdım heralde. Hem 1 ay sonra üniversiteye gidicektim. Umarım orda iyi arkadaşlar edinirdim. Telefonumdan saate baktım ve saatin 18.09 olduğunu gördüm. Hala erkendi. Üstümü degistirdim ve masaya firlattigim kolyeyi kaybederim diye düşünerek tekrar boynuma taktım . biraz hava almak için dışarı çıktım. Tek başıma dışarı çıkmayı sevmiyodum. Insanları biraz tuhaf geliyodu ve her an bişey olacakmış gibi hissediyordum. Bu yüzden Suga'yı arama gereği duydum.

"Suga biraz yürüyüş falan mı yapsak. Evde çok sıkıldım da?"

"Oh. Olur ama jiminde yanımda o da benle gelse sorun olur mu?"

"Neden olmasın. Yani gelebilir"

"Tamam. 15 dakkaya ordayız"

Telefonu kapattım ve suga ile jiminin gelmesini beklemeye başladım. Dedikleri gibi 15 dakika sonra burda olmuşlardı. Beraber bir parka gidip biraz koştuk. Aradan yarım saat geçmişti ve suganin telefonu çaldı ve gitmesi gerektiğini söyledi. Onu onayladık. Jiminle baş başa kalmıştık. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Aslında özür de dilemişti. Onu affetsem bişey olmazdı.

"Misa özür dilerim tekrardan."

"Ah.. aslında önemli değil. Haklısın sonuçta. Her neyse kanka değil miyiz ne önemi var ki?"

Jiminin birden yüzü düşmüştü ama daha sonra hiç bişey olmamış gibi gülümsedi ve koşmaya başladık.

Suga'nın anlatımından

Misa ile jimini yalnız bırakmak için birisi arıyormuş gibi yapmıştım. Onların sevgili olmaları lazımdı. Yoksa ikisininde başı derde girebilirdi. Bazı kişiler yüzünden zaten yeterince nefret etmişlerdi birbirlerinden. Aslında ben onları ilkokuldan beri tanıyordum. Ama onların beni unutmuş olması ya da hatırlamaları normaldi. Adımı değiştirmek zorunda kalmıştım. Ikisi de gerçekte kim olduğunu bilmiyordu. Eve geldim ve bir süre boş boş televizyona baktıktan sonra sıkılıp hava almaya karar verdim. Belki de onu görebilirdim. Kafede yeni birisi çalışmaya başlamıştı. Çok tatlı ve masumdu. Sacları çok uzun değildi ama uzundu işte. Gözleri çok güzeldi. Belki de lenstir. Onun hakkında hiç bişey bilmiyordum. Onunla tanışmak için her şeyimi verirdim. Öyle tatlıydı ki herkese yardım ediyordu. Sadece bu değildi. Onu bi kaç yerde daha görmüştüm. Umarım onunla tanışma fırsatım olurdu...


~~~~~~~~~~~~~

Okunma sayısı az olduğu için bölüm atmayı düşünmüyorum. Atarsamda bölümler kısa olabilir. Diğer kitaba yeni bölüm atmayı düşünüyorum. Lütfen o kitaba da bakın💦

FRİEND/{PJM}/1.KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin