Hatırlatma•°•
Gözlerine baktığımda dolduğunu gördüm. Hadi ama yapma jimin. Seni affetmek istemiyorum.
"Seni kolay kolay affedemem jimin."
Jiminin gözünden bir damla yaş düştü.
"Özür dilerim..." sesi çok kısık çıkmıştı. Bir kez daha gözünden bir damla düşmüştü. Onu çok seviyordum. Bu da onu affetmem için tek neden olabilirdi. Kollarımı boynuna dolamıştım. Ilk sasirsada o da bana sarıldı. Kafasını omzuma gömmüştü. Kıyafetim ıslanınca jiminin ağladığını fark ettim.
30.bölüm
Misa'dan
Jiminle barışmıştık. O da benle gelmek istemişti. Onu kırmak istemiyordum o yüzden izin verdim. Umarım sorun olmazdı. Birlikte kafenin önüne geldik.
Mike:Bu kim Misa?
Lee:sevgilisi mike.
Jmn:sen burda mıydın.
Birbirlerine sarıldılar. Bunlar bu kadar iyi arkadaş mıydılar.Mike sinirlenmişti:geleceğini haber verebilirdin misa deyip içeri geçti. Bu çocuk neyin tribini atıyordu.
Masaya geçtik ve bir seyler sipariş ettik. Burası krisin bi akrabasının kafesiydi. Kris ve tao birbirlerine bakıp gülümsüyolardı.
Kr:ee şimdi ben çok sıkıldım. Şu an yaptığım şey için özür dilerim. Hem misa sana sinirlenmişti demi deyip masadaki pastayı eline aldı ve mike 'ın suratına yapıştırdı. Sung jae patetes için istediği ketçabı kris in saçına sıktı. Ortam değişik haller almaya başlamıştı. Ben masadan kalktım ve yavaş yavaş kaçmaya başladım. Jimin beni gördü ve arkamdan geldi.
Jmn:birileri kaçıyo demek, deyip belimden tuttu ve kucağına aldı. Ayaklarım yerden kesilmişti ve ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Bi kaç dakika sonra hers kahkaha ata ata yerine oturdu. Mike artık somurtmuyordu. Kafenin sahibi gelmişti ve bizi bir güzel azarlamıştı. Burdan gidemeyeceğimizi ve kris e ceza olarak buraları toplamasını söylemişti. Lee de bizde kalalım dedi. Çok düşünceli bir arkadaştı. Sonuçta kendini suçlu hissediyordu. Buz gibi içeceği kris in başından aşağı dökerse olacağı buydu.
Yaklaşık 2 saat sonra her yeri toplamıştık. Eve gidebilirdik. Kafeden gülerek çıktık.
Jmn:saçında köpük kalmış kkkkk
Sung jae:şştt aile var burda biraz uzaklaşın deyip gülerek aramıza girdi.
Tao:ee yarın sınav varmış. Gruptan atmışlar ama biz çalışmadık. Kris kopya verir misin aşkımmm.
Kris:yılışma. Ağzının ortasına kürekle vurasım geliyo bidaha aşkım deme sen!!
Tao yüzünü ekşitti.
Lee:kopya falan çekerseniz ispiyonlarim sizi. Dur bi dakika kendimi kız gibi hissettim ispiyonlamak falan bana göre değil. Çekin cekiyosaniz. Ama yanlış kopya çekmeyin.
Jmn:misa senin dersin iyiydi sanırım. Sonuçta sayısalın iyi. Benimle oturucaksin.
Mike:ama bizim sınıflarımız farklı.
Sung jae:üzülme kanka. Misa'dan kopya çekersin. Karma olcaz ama bi sıra ful 11 bi sıra ful 12 o yüzden çekersin.
Mike:oh iyi çalışmicam.
Misa:o zaman sana yok kopya felan.
Mike:ama ona niye veriyosun o zaman?
Misa:sevgilim çünkü.
Tao:o da senin kankan ama.
Misa: tao kaşınma istersen deyip bacağına tekme attım.
Tao:acıdı ama.
Sert vurmamıştım ki.
Herkes eve geldi ve ben de jiminle baş başa kalmıştım.
"Bizde kalsana"
"Olur jimin. Ama önce eve gidip çantamı almam laz-"
"Çabuk gidelim uykum geldi."
Evime geldik ve ben bir sonraki günün ders programını hazırladım. Üstüme yarın giyeceğim kıyafetlerimi giydim. Uyurken jiminden kıyafet alırım diye gecelik almadım yanıma. Birlikte jiminin evine gitmiştik. Eve gider gitmez odasına gitmişti. Bende arkasından gittim ve kıyafet istedim. Verdiği şeyleri banyoda giydim ve tekrar yanına gittim. Uyuyo olduğunu gördüm ve ben de yanına geçip arkasından sarıldım.
Tam uyuyacakken telefonuma gelen bildirim sesiyle uyanmıştım. Bu saatte kim mesaj atardı ki?!