Dün yorucu fakat eğlenceli bir günün ardından eve gelip kendimi uykuya bırakmıştım.Kendisi beni çok yormuştu ama eğlendirmişti de.Hem istediğim elbiseyi de bulmuştum.Keyfime keyif katmıştım. Evren bu mutluluğumu bozmazdı inşallah.
Şu an ise pijamalarımla yatağımın üzerinde oturmuş sosyal medyada dolaşıyordum.Saat sabahın 5'ydi ve ben kargalar dışkısını yemeden kalkmıştım.Yapacak bir şey yoktu.Belki erken hazırlanıp kendime güzel bir kahvaltı hazırlarım diye düşündüm ve yataktan kalktım.Dolabımın kapağını açıp bir göz gezdirdim. Elime beyaz bir kazak ve kot pantolon aldım.
Üzerimi giyinip saçımı tepeden at kuyruğu yaptım.Çalışma masamın üstünde duran kolyemi aldım.B harfinin altından yıldız sarkan bir altın kolyeydi.Yıldızlara karşı zaafım vardı.Dünyadaki tüm yapay ışıklar, yıldızlardan gelen asıl ışıkları görmemi engelliyordu.Ne zaman dağa veya kırsal alanlara gitsem yıldızlar hep beni etkilerdi.Parıltıları içime hayat parçaları düşürürdü.O kadar çok ve büyüleyicilerdi ki asla tam olarak betimleyemezdim.
Kendi kendimi mutlu etmeyi başarmıştım. Havada süzülerek çantama doğru gittim.Çantamın içine mavi kapaklı bir defter atıp odadan çıktım.Merdivenleri hızlı hızlı iniyorken bir anda kaydım.Dikkatsizliğime lanet okuyacakken acı bir şekilde popomun üstüne düşmüştüm.Öyle bir düşmüştüm ki popomdaki tüm hücrelerim bana bela okuyordu.Moraracağına adımı basarak korumalığa tutundum ve ayağa kalktım.
Popomdaki sızının ardından ayağımda hafif bir acı dalgası baş gösterdi.Bir bu eksikti!Hafif acıyan ayağımla mutfağa ulaşmayı başarabilmiştim.Annemi yemek yaparken görünce bir anda acılarımı unuttum.Yandan baktığımda sabah sabah nasıl bu kadar güzel olabildiğini düşünmüştüm.Zira ben aynaya baktığımda aynadaki yansımanın ben olduğumu anlamam bir hayli uzun sürüyordu.
"Anne."diye seslendim çünkü hâlâ beni farketmemişti.Hep işine odaklı biri olmuştur.Kimin annesiydi işte be!
"Efendim tatlım."dedi bana dönerek.Yüzündeki sabah gülümsemesi eksik değildi.
"Ben kahvaltı hazırlardım.Kalkmana gerek yoktu."dedim tatlı biçimde kızarak.O kadar yoruluyordu,bir de benim için kahvaltı hazırlamaya çalışıyordu.
"Kaç gündür konuşamıyoruz.Seni özledim,kuzum benim.Hem seninle bir anne kız kahvaltı yapalım dedim."dedi ve göz kırptı.
"Sen nasıl istersen."diyip yanağını öptüm.Kadının yanağı bile kusursuzdu.
Yemek masasına oturduğumda annem tavadaki sebzeli krepleri tabağıma koydu.Sebzeli krep kadar güzel bir kahvaltı yoktur diyemezdim çünkü mısır gevreğini daha çok seviyordum.Özellikle meyveli olanları. Krebimi dürüm haline getirip ısırmaya başladım.Bıçak ve çatal kullanarak görgü kurallarına uyacak kadar tok değildim.
"Ee kızım.Okulun nasıl gidiyor?Arkadaşın var mı hiç?"diye sordu karşımdaki sandalyeye oturarak.
Sanırım sorgu zamanı gelmişti."İyi gidiyor.Özge diye biriyle tanıştım.
Çok tatlı bir kız."dedim.Mete olayını anlatacak kadar akılsız değildim.İşleri yoğunken bir de benim için endişelenip kafasını meşgul etmesini istemiyordum.
İşte,bu kadar da düşünceli bir kızı vardı."Bir gün tanışmak isterim."dedi annem ağzına bir lokma bir şey atarak.
"Tanıştırırım.Kesin çok seversin.Bir de şey vardı.Sana söylemeye fırsatım olmadı.Bu hafta sonu her sene okulun düzenlediği bir balo varmış.Gidebilir miyim diye soramam çünkü hayır deme şansın yok.Elbisemi aldım bile."dedim tek solukta her şeyi açıklayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
General FictionAşk, zıt kutupları birbirine çeken evrenin bir kanunudur. Bilge'nin iyilik parıltılarının serpiştirildiği ruhuna karşı Mete'nin siyaha bürünmüş hayatına karşı olan bir savaştır,aşk. Gururunu her şeyden üstün tutan bir kız ile insanların gururunu hiç...