Mutluydum bugün.Sanırım İstanbul'a geldiğimden beri kendimi ilk kez bu kadar enerjik ve mutlu hissediyordum.Dün Mete ile geçen zamanım beni kendime getirmişti.Her ne kadar nefret ediyorum desem de etmediğimi anlamıştım.Bana karşı o kadar kötü davranmasına karşı aynı zamanda da iyi davranıyordu.Her ne kadar umursamıyor gibi gözükse de,dün umursadığını anlamıştım.Bunu anlamam için zorla arabaya tıkması gerekse de anlamıştım.Veya öyle anlamak istiyordum.
Bilemiyordum.Gerçekten kafamı allak bullak etmişti.
Resmen kafamın içi bulamaça dönmüştü.Yataktan enerjik bir şekilde kalkıp tuvalete gittim.
İşlerimi hallettikten sonra, makyaj masasındaki aynaya baktım.Saçlarım dünkü aksiyonların nedeniyle baya bir dağılmış ve kirlenmişti.Her ne kadar sabahları banyo yapmaya karşı olsam da dışarıya böyle çıkmak saygısızlık olurdu.Yani insanlara böyle bir görüntü sunmak,onlar açısından hiç iyi olmazdı.Hızlıca dünkü kıyafetlerimi çıkarıp sıcak suyu açtım.
Derimi yakan kaynar suyun altında banyo yapmak gibisi yoktu.Bedenim kadar içimi de ısıtıyordu.
Bıraksalar saatlerce altında kalabilirdim,hatta uyuyabilirdim.Çünkü bu sıcak su beni bir kedi gibi mayıştırıyordu.Yaklaşık 10 dakika sonra banyodan çıktım.Baya hızlıydım çünkü saçımı kurutmak uzun sürüyordu.
En zor kısmı da oydu,çok yoruluyordum.Bir de şimdi sabah sabah kurutacaktım.Ben üşengeç biriyim,bana bu yapılmaz ki!Üzerime sardığım havluyla dolabımın önüne geldim.
Açıkta kalan uzuvlarım şu an donmak üzereydi.
Hızlıca Selena gözlerimle dolabımın içini tarayıp
dizleri yırtık kot pantolon ve gri kazak aldım.Bugün ciddiyetli günüm olduğu için tayt giymeyecektim.Üzerimi giyindikten sonra sıra gelmişti lanetli kurutma işlemine.Kurutunca saçımın baya bir kabarmasına karşı kurutmak zorundaydım.Zaten gün geçtikçe soğuyan havalar hasta olmak için güzel bir nedendi.Bir de ıslak saçla dışarıya çıkmak, kendini aç bir aslanın önüne atmakla aynıydı.
Kurutma makinesini fişe takıp hızlıca açtım. Kuruttuğum yerler kendi özgürlüğünü ilan ederek havalanırken tek yaptığım,aynadaki görüntüme kaşlarımı çatmaktı.Hani,neden yani?Bir saç neden kabarmak isterdi?Diğer insanlarınki gibi neden normalce duramıyordu ki?Annem bu sorularımın cevabını her zaman inatçı olmama bağlardı. Saçlarım da kendim gibi inatçıymış.Her ne kadar bu durum mantıksız gelse de bir kısmı doğruydu.Ben ve saçlarım inatçıydık.
Kısa ama bana uzunca gelen bir süreden sonra saçlarımı kurutmuştum.Düzleştiriciyle 2 dakikadan az bir sürede üstünden geçip kendimi koltuğa attım.
Sabah sabah bolca olan enerjim bitmişti.Sanırım bir 10 yıl daha sabah banyo yapma işine girişmezdim.
Siz siz olun,akşam yapın banyonuzu.Kış uykusuna yatan ayıların ruhunu taşıdığım için malesef uyuya kalıyordum.Bu da benim özel yeteneklerimden biriydi.Ben dışında hiç kimse,rahat bulduğu yerde hemencecik uykuya dalamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
General FictionAşk, zıt kutupları birbirine çeken evrenin bir kanunudur. Bilge'nin iyilik parıltılarının serpiştirildiği ruhuna karşı Mete'nin siyaha bürünmüş hayatına karşı olan bir savaştır,aşk. Gururunu her şeyden üstün tutan bir kız ile insanların gururunu hiç...