Dün Mete'yle konuştuktan sonra hep birlikte yemek yemiştik ana salonda.Baya bir kalabalıktı.Bu yüzden aç karnımı doyurup eve gitmiştim direkt.Deniz, Özge'yi eve bırakmıştı.Bana ise "Defol git hadi!" demişti.Aramızdaki ilişki çok garipti ama insan alışıyordu bir süre sonra.Annemle İnci teyze ise sanırım gözlerine velileri kestirmişlerdi.Çünkü en son birkaçıyla konuşurken görmüştüm.Açıkcası o kadar yorgundum ki kafa yormadan eve gidip yatmıştım. Şimdi ise okula hazırlanıyordum.
Bugün mutluydum.Üzerimde bir başarmışlık hissi vardı.Ayrıca Ceyda'nın morarmış suratını görmek beni çok mutlu edecekti.Diğer yandan ise huzursuzdum çünkü dün Meteleri yemeğe çağıracağını söylemişti annem.Neymiş kutlama yemeğiymiş.Bu da yetmezmiş gibi "Okulda söylersin."dedi.Bilmiyorlar ki,Mete her zamanki Mete'ydi.Dün bir kızla birlikte gelmişti yarışmayı izlemeye.Gelmesine heyecanlanmışken kolu bir kızın omzundaydı.Kız neydi,kimdi bilmiyordum. Uzaktan görememiştim.Umarım bir daha da görme şansı elde etmezdim.
Dolabımın önüne gelip kapağını açtım.Keşke okulun forması falan olsaydı.Her gün böyle kıyafetlere bakmak gözlerimi yoruyordu.Dolabımın ucundan boğazlı bir kazak ve siyah yırtık pantolon aldım.
Hızlıca üzerimi giyindim şip şak.Aynanın önündeki yansımama onay verip çantamı omzuma taktım.Bu boğazlı kazak da beni boğuyordu resmen.Hiç de sevmezdim boğazlı kazak ama çıkarmaya üşeniyordum.
Dünki yorgunluğumdan dolayı bugün biraz geç kalkmıştım.Bu yüzden kahvaltı yapmayı düşünmüyordum.Yani,en azından evde.Aç aç dolaşamazdım.Okula gidip karnımı doyurma hayaliyle hızlıca merdivenleri indim.Artık o kadar da yormuyordu bu merdivenler.Tabi,1 hafta boyunca o kadar kaslarımı çalıştırırsam yorulmazdım.Biraz daha kas yaparsam bence Mete'yi dövebilirdim.
O derece yani.Aşağı inince direkt çıkışa ilerledim.Annemle sohbet edecek vaktim bile yoktu.Geç kalmama az kalmıştı.
Siyah botlarımı ayağıma geçirip klasik siyah montumu giydim hızlıca.Çıkış kapısını açıp kendimi dışarı attım.Şansıma yağmur yağıyordu.Tamam, yağmur severdim ama acelemin olduğu zaman yağmasın.Duy beni evren!Geç kalmak yerine ıslanmayı göze alıp hızlı adımlarla bahçeden çıktım.Taksiyle gitmeyi düşünürken önümde çalan kornayla birlikte irkildim.
Lacivert spor bir arabaydı.İlk kez görüyordum.
"Acaba sapık mı?" diye düşünürken canlar aşağı indi ve önüme bir Deniz çıktı."Binsene hadi!"diye bağırıp camı kapattı.Ben de daha fazla ıslanmamak için bindim.Araba da arabaydı şimdi.Gözüm kalmıştı,umarım yolda kaza geçirmezdik.
"Nasıl bildin burda olduğumu?"diye sordum emniyet kemerini takarken.
"Melek teyze aradı."dedi arabayı çalıştırırken. Anneme bak sen!Kadın resmen kurtarıcımdı.Tabi uyanmayınca anlamıştır geç kalacağımı.Neyse ki Mete'yi falan aramamıştı.Arayamazdı zaten, numarası yoktu.Bende bile yoktu yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
General FictionAşk, zıt kutupları birbirine çeken evrenin bir kanunudur. Bilge'nin iyilik parıltılarının serpiştirildiği ruhuna karşı Mete'nin siyaha bürünmüş hayatına karşı olan bir savaştır,aşk. Gururunu her şeyden üstün tutan bir kız ile insanların gururunu hiç...