Sabahın köründe boş boş aynadaki yansımama bakıyordum.Mağara insanı gibiydim.Saçım ve yüzüm ilk çağdaki insanlar gibiydi şu an.Saçımın içine elimi atıp taramaya çalışınca saç köküm acımıştı.Düşün yani,o kadar karışık!Yüzüm zaten uykunun etkisi yüzünden balon kadar şişmişti.
Ayağıma ip bağlasalar uçucaktım.Dün her zamanki gibi kış uykusuna yatan ayı gibi sabaha kadar uyumuştum.Yani tamam,güzelce uyuyorum ama tüm günüm ölüyordu.Zaten okuldan eve gelince azıcık bir zamanım oluyordu.Böyle yapmaya devam ediyim de sınavlardan koca bir 0 alayım.
Saçımı kendi haline bırakıp dolabıma yöneldim.
Açıkcası bugün görünüşüm ufacık olsa bile umrumda değildi.Normal günlerde de takmazdım ama bu saçımla da dışarı çıkmazdım.Ama ne bileyim,üzerimde bir salmışlık vardı.Dolabımın içindekileri gözlerimle tarayıp analiz edince mavi bir kazak,siyah tayt çıkardım.Demiş miydim bilmiyorum ama mavi en sevdiğim renktir.Her tonu ayrı bir güzel.Kıyafetleri elime alıp giyinmeye başladım.Taytı giymek her ne kadar işkence gibi olsa da rahatlık için değerdi.Bazı kızlar farklı amaçla giyiyordu,ki bu rahatlıkla anlaşılıyordu ama bilirsiniz,benim hayat felsefelerimden biri rahatlık.Farklı amaçla giyenleri de anlamıyordum yani.Bir insan neden poposunu göstermeye çalışır ki?Bir de yeni moda büyük olunca daha güzelmiş.
Açıkcası,benim şahsi görüşüm itici durduklarından yana.Sanki arkalarına yapıştırılmış gibi duruyordu valla.Aynadan üzerime baktıktan sonra tamamlandığıma emin oldum.Yandaki ayakkabılarımın arasından da beyaz bir spor ayakkabı giyinip olduğum yerde zıpladım.Rahatlık testi yapıyordum.Sonuçta önemli bir şey bu!Delirdiğimi falan sanmayın.En azından şimdilik.
Odada göz gezdirdiğimde çantamı bulamadım. Sanırım yine aşağıda bir yere fırlatmıştım. Telefonumu yatağımın üstünden alıp odadan çıktım.
Merdivenleri kayarak inmek isterdim ama popom buna dayanamazdı.O yüzden mecbur ayaklarımı kullanacaktım.Keşke yanına kaydırak falan yapsalardı.Hiç yaşlılar düşünülmüyor!Sabah sporumu da yaptıktan sonra mutfağa biraz midemi susturmaya gittim.Sabah pek aç olmazdım ama akşam da bir şey yemediğim için midem kendi kendini yemeye başlamıştı şu an.Yani oradan gelen sesler bu durumu kanıtlıyordu.
Sanırım annem yine uyanmamıştı çünkü güzel kokular algılayamıyordum.Ee haklı kadın tabi,hem çalışsın hem de sabahın köründe bana yemek yapmak için mi kalksın?Benim çocuğum olsa hiç uğraşamazdım valla.Neyse ki annem benim gibi değil arada yapıyordu.İşime odaklanıp üst dolaplardan vazgeçilmezim mısır gevreğimi çıkardım.Bugün sade olanı yiyecektim.Soğuk sütü de üstüne döküp yemek masasına oturdum. Telefonum eşliğinde 10 dakika sonra yemeğimi bitirip bulaşık makinesine koydum.O kadar da dağınık değildim.
Okula gitme zamanım geldiği için çantamı bulup siyah montumu giydim.Havalar soğuyordu ve önlem şarttı.Dışarı çıkıp derince temiz oksijen aldım ve günümün iyi geçmesini diledim.Yani ne kadar iyi olabilirse artık.Malum ne olacağı belli olmuyordu manyaklar yüzünden.Evin bahçesinden çıkıp okula yürüyerek gitmeye karar verdim.Ne kadar geç gidersem okula benim için o kadar iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
General FictionAşk, zıt kutupları birbirine çeken evrenin bir kanunudur. Bilge'nin iyilik parıltılarının serpiştirildiği ruhuna karşı Mete'nin siyaha bürünmüş hayatına karşı olan bir savaştır,aşk. Gururunu her şeyden üstün tutan bir kız ile insanların gururunu hiç...