Sabahın köründe kalkmış,okula gitmek için hazırlanıyordum.Bugün okula gitmeye kararlıydım.
Hayatımda her şey iyi denilebilecek gibiydi.Bu durumu bozan Mete'ydi.Dün son dediklerini kafama takmıştım.Zaten bu sıralar oldukça takıntılı biri olmuştum.Yine de bu durumun beni üzmesine izin vermeyecektim.Ne yapacağımı bilmiyordum.Ya dediği gibi uzak duracaktım,ya da gıcıklığına yakın olacaktım.Hâla karar verememiştim.Dolabımın önüne geçip bakındım.Rastgele baktığımda gözüme takılan gri bir kazak ve bol kot pantolonu aldım.Sanırım bu sıralar bol şeylere kafayı çok fena takmıştım.Hızlıca üzerimi değiştirip aynanın karşısına geçtim.
Her zamanki gibi yansımama onay verdikten sonra çantamın içine gerekli defterlerimi attım.Çoğu dolabımdaydı ama yine de götürüyordum.Çantam boş olunca kendimi de boş insan gibi hissediyordum.
Beynim kendi içinde çok garip şeyler yaşıyordu.Odamdan çıkıp aşağı inince annemin daha uyanmadığını anladım.Malum,mutfaktan güzel kokular gelmiyordu.Oldukça yorulmuş olmalıydı çünkü her sabah erken kalkıp eve geç geliyordu.
Açıkcası sabah okula gitmeye üşenen biri olarak annemi takdir ediyordum.İdollerim arasında biri annemdi kesinlikle.Kahvaltı hazırlamaya üşendiğim için direkt okula gitmeye karar verdim.Tek yapmam mısır gevreğini ve sütü bir kaseye koymak olsa bile bu yorucuydu.
Zaten okulun başlamasına pek de vakit yoktu.O yüzden hızlıca çıkışa doğru gelip siyah montumu ve beyaz spor ayakkabımı giydim.Sırtımda bana rahatsızlık veren çantamla birlikte kendimi dışarı attım.Bugün yürüyecektim.Hava soğuktu falan ama içimi açardı belki.Bugün kanım çekilmiş gibiydim.Daha doğrusu ruhumu çekmişti,Mete.Bir yandan Deniz vardı.Onun hayatımdaki varlığı,bana moral veren sayılı şeylerden biriydi.Deniz'in yanımda olmasını sağlayan ise Mete'ydi.Bu yüzden kendisine yeniden bağlamıştı beni.Aramızda ne olduğunu bilemediğim bağlantı,inişli çıkışlıydı.Bir gün iyi davransa,diğer gün kötüydü.Fakat kötü günlerin ardından öyle bir şey yapıyordu ki kendisine bağlıyordu.Bu yüzden ona nasıl davranacağımı bilmiyordum.Gururum "Uzaklaş!"diye bağırırken kalbim "Yakınlaş!"diye yakınıyordu.
Yürümeye devam ederken kararsız düşüncelerim beni acıktırmıştı.Sabah pek aç değildim ve aç olsam kimse beni evden çıkaramazdı.Şimdi acıkmıştım ama.O yüzden bir tane fırına girip kendime tatlı bir çörek aldım.Gönül isterdi ki tabaklar dolusu patates kızartması...Şimdi ise elimde çöreğimle yürüyordum.
Okula uzun bir yürüyüş sonucu gelmişken,çöreği tutan elim soğuktan donmak üzereydi.Burnumu ise hissedemiyordum.En azından okulun içi sıcak diye düşündüm.O kadar yürüyüşün ardından bir de bahçe yolunu yürüyecektim!Kendi düşen ağlamaz diye düşünüp o uzun yolu da yürüdüm.Bu sabah yediğim çöreği yaktığıma emindim.
Sınıfa geldiğimde öncelikle etrafa baktım.Hâla tanımadığım birkaç kişi,Özge ve Deniz vardı. Deniz'in erken gelmesine şaşırmıştım doğrusu. Genellikle onunla okula gitmediğim zamanlar,yani tek geldiği zamanlar,geç gelirdi.Çocuk baştan aşağı takmayan bir karaktere sahipti.Bu genellikle okula karşıydı.
"Günaydın,mavi."diyip ayağa kalkan Deniz,kollarını açmış beni bekliyordu.Ben de gülerek yanına gittim ve ona sarıldım.Benim sarılışımla birlikte etrafında döndürürken daha da gülüyordum.Bu etrafında döndürme alışkanlığı 6.sınıfta başlamıştı.Okulda olan su savaşı etkinliğinden sıvışmaya çalışıp sıvışamayan Deniz,kendisine su gelmesin diye,bana sarılma bahanesiyle,beni kendisine siper olarak kullanmıştı.Sağdan soldan su geldiği için beni döndürmek zorunda kalmıştı.Ne kadar sırılsıklam olsam da o gün çok gülmüştüm.Ne yazık ki,o kadar uğraşmasına rağmen o da sudan çıkmış sıçana dönmüştü.Bizzat kendi ellerimle ıslatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
General FictionAşk, zıt kutupları birbirine çeken evrenin bir kanunudur. Bilge'nin iyilik parıltılarının serpiştirildiği ruhuna karşı Mete'nin siyaha bürünmüş hayatına karşı olan bir savaştır,aşk. Gururunu her şeyden üstün tutan bir kız ile insanların gururunu hiç...