Gözlerimi dışarıdan duyduğum kahkaha ve müzik sesleriyle birlikte açtım.Bedenim oldukça sıcaktı ve terlemişti.Bunun sebebi Mete'ye olan yakınlığımdı.
Sanki tek beden olmak istermiş gibi bedenlerimiz birbirine karışmıştı.Onun kolları sırtımda ve belimde, benim kolum onun boynundaydı.Nefesini alnımda hissediyordum ve bu duygu beni içten içe yiyordu.
Bu huzur ve güven duygusunun size altın tepsiyle sunulması gibiydi.Hatta elmas bir tepsiyle.Bu karanlık havada nasıl bunu görebildin diye sormakta çok haklısınız.Bu çadır tavana yapıştırılan ve karanlıkta parlayan yıldızlar gibi parlıyordu.Çok değildi ama yine de önümü görebiliyorum ve emin olun,çok güzel gözüküyordu benim güzel çadırım.Gözlerimi Mete'nin yüzüne doğru çıkardım.Kaşları çatıktı ama bir o kadar da bebek gibiydi yüzü.En azından uyurken böyle gözüküyordu.Sanırım bu olağanüstü yapıt olan yüzü saatlerce izlenebilirdi.
Valla Allah verene veriyordu.Bir onun tipine bakınız, bir de benimkine.Farklı cinsiyetlerde olabilirdik ama yine de belli oluyordu yani.Olsundu.En azından şu an kollarımda tutabiliyordum bu güzel yapıtı."İzlemeyi kesecek misin?"diye oynattı o sırada kestiğim dudaklarını.Tamam!Yakalanmıştık ama bunu nasıl anlamıştı onu anlamamıştım.Hayır yani gözleri kapalıydı, üçüncü görünmez bir gözümü vardı acaba?
"İzlemiyorum,sen yanlış görmüşsün."dedim kollarımı üzerinden çekerek.Her ne kadar kollarım orada durmak istese de şu anlık olmazdı.Dalga falan geçilmek istemezdim onun tarafından.
"Görmedim,hissettim."dedi ve gözlerini açtı.Gözlerini açmasıyla gözlerimle kesişti.Ona baktığımı gördüğümde sağ dudağının kenarı hafif kıvrıldı. Gözlerimi kontrol edemiyordum resmen.Beynim ve isteklerim ters çalışıyordu.Beynime "bakmayı kes" komutu gönderiyordum ama beynim hâla bakmakta ısrarcı oluyordu.Bu yüzden yakalanmıştım.Lanet olası bana düşman beynim!
"Bir kere daha yakalandın,fare."dedi Mete gözlerimin içinde bir şeyler ararmış gibi bakarak.Çok derin bakıyordu ve böyle bakması kalbimi hızlandırıyordu.
"Sen öyle diyorsan."diyip gözlerimi devirdim.Valla bir gün gözlerim yamulacaktı devirmekten.
"Öyle diyorum."dedi.Bir kere de son sözü ben söyleyeyim.Ne olurdu yani?
"Kollarını üzerimden çekersen sevinirim.Malum vücudum alev aldı.Yani yapıştığın için.Terlemek anlamında yani.Oksijen miktarı azaldı ya çadırda,sıcak oldu."dedim saçmalayarak.Kurduğum cümleler birbirinden beterdi.Allah kahretmesin beni valla!
"Uyurken öyle demiyordun.Üstüme çıkmıştın bir ara."dedi sırıtarak.Doğru mu söylüyordu acaba?
Açıkcası uyurken her şeyi yapabiliyor olabilirdim ve umarım bunu yapmamışımdır.Emin de değildim kendimden.Sonuçta konu bendim."Yalan söyleme.Öyle bir şey yapmam ben."dedim tereddütle.Sesim bile dediklerimin tam tersini söylüyordu.
"Ama yaptın.Hatta kalkacaktım ama kollarınla tuttun beni.Gitme dedin."dediğinde ağzım açık kaldı.
Şu an çok gerildim.Yaptım kesin.Valla yaptım!Kendimde o salaklığı görüyordum.Yüzümün kızardığından o kadar emindim ki!Hızlıca konuyu değiştirmeliydim yoksa kırmızı bir domatese dönmem yakındı."Uyku sersemliği işte,ne yaparsın?Muhtemelen seni başkası sanmışımdır."dedim ve Mete'nin kollarının arasından sıyrıldım.Başkası sanmak mı?Tövbe tövbe ya!Akşam akşam beynim yerinde değildi bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah
General FictionAşk, zıt kutupları birbirine çeken evrenin bir kanunudur. Bilge'nin iyilik parıltılarının serpiştirildiği ruhuna karşı Mete'nin siyaha bürünmüş hayatına karşı olan bir savaştır,aşk. Gururunu her şeyden üstün tutan bir kız ile insanların gururunu hiç...