02.BÖLÜM: BİLİNMEZLİK KUYUSU

336 35 53
                                    

Her gün belki yeniden doğarım, içine sürüklendiğim bu kâbus biter diye her gece ölmeden önce cenin pozisyonunda hayata gözlerimi yumuyorum...

AFRA YAKUT

PLAYİST: SENA ŞENER ÖLSEM

 "Afra." Adam ve kadın kaç aydır bu ismi sayıklıyordu. Artık günleri ve ayları saymayı bırakmışlardı içerinde peyda olan acı onlara her şeyi unutturmuştu ne diğer iki kızlarını düşünüyorlardı ne de bir başkasını, akıllarında, fikirlerinde sadece Afra vardı.

Kadının gözyaşları kaç aydır dinmemişti, adam kaç gece uykusuz kalmıştı bunların cevaplarını bilmiyorlardı ama bu olanların Afra'nın ölmeden önce üzerlerine savurduğu lanetten olduğundan habersizlerdi. Kızın ilk defa bir isteği gerçekleşmişti ve kız kaç gece uykusuz kalıp ağlamışsa şimdi hepsinin acısı onlardan çıkıyordu. Bu olanların hepsi Allah'ın takdiriydi. Ve kimse bu olanların önüne geçemezdi. Kadın elini kalbine bastırdı bir şeyler olmaya başlamıştı hissediyordu.

Kızının hiçbir acısını hissetmeyen kadın şimdi bu hastane koridorunda oturmuş kızının acılarını hissediyordu. Adam dönüp karısının yüzüne bile bakmadı aklını kaçıracak gibiydi artık çünkü kızı aylardır uyanmıyordu ve durumu her gün kötü bir hal alıyordu. Böyle olmasını istemezdi, kızının bu duruma düşmesini istemezdi. Ama işte bu yetmiyordu çünkü tüm olanlar onlar yüzündendi. Eğer bir suçlu varsa bu suçlu onlardı. Başkası değil.

Kız o gün hastaneye geldiğinde üzerindeki kolyeden kimin kızı olduğunu polisler araştırıp saatler sonra ailesine haber vermişlerdi. Getireni kimse görmemişti, ne görevliler nede hemşireler. Polisler kamera kayıtlarına baktığında her yerini siyah kıyafetlerin bürüdüğü birinin getirdiğini görmüşlerdi ama yüzü seçilmiyordu. Vücut hatlarından kızı kurtaranın bir erkek olduğu kanaatine varmışlardı.

Kız geldiği gibi yoğun bakıma alınmış. Ertesi gün komaya girmişti. 1 Mart 2019. Başındaki büyük darbe ve hasar görmüş ciğerleri ona hiç yardımcı olmuyordu. Ve bu işin sonu komaya kadar gitmişti. Hastaneye geldiğinden beri onunla Doktor Sahra ilgileniyordu küçük yaşına rağmen mükemmel bir doktordu. Ama bu vakayla ayrı bir ilgiliydi. Bazen kızın odasında onun elini tutarak ağladığına bile şahit oluyorlardı ama kimse garipsemiyordu çünkü Sahra hastalarıyla duygusal bağ kurabiliyordu bu her hastada onu daha çok zorluyordu.

Telefonun çalamsıyla odasından koşar adım çıkıp, asansöre bindi ve 8.kat butonuna bastı. Kalbi korkuyla tekliyordu. Bu kızda bir şeyler vardı ama kimse çözemiyordu. Kata çıkıp 2003 numaralı odaya girecekken camdan Afra'nın annesi Cennet Hanımın kızın adını söyleyerek çığlık attığını duydu. Derin bir nefes alıp içeriye girdi ve kapıyı kapattı.

Kadın kızının adını ağıt yakar gibi haykırmaya devam ediyor bir yandan da cama vuruyordu kadının mavi renkli gözleri kan çanağına dönmüştü. Ama umurunda olduğu söylenemezdi. Sadece kızının uyanmasını ve geçen o yılları telafi etmek istiyordu. Kadın ağıtları koridorda yankılanıyor geçen herkes yüzünü yere eğip yanlarından geçiyordu. Ne de olsa Yakutlar Holding zincirinin sahiplerini böyle görmeyi kimse beklemiyordu. Kadın daha fazla dayanamayıp yere devrildi. Kocası hızla hareket edip kafası yere çarpmadan onu tutarken kadının tüm haykırışları, duaları, gözyaşları, uykusuz geceleri, hepsi Afra içindi. Ama bunların pek bir yararı olacağını sanmıyordu. Biliyordu ki kızı asla kimseye ikinci bir şans vermezdi.

Bu o kadar da önemli değildi şu an tek derdi onun uyanmasıydı. O uyansaydı da onu affetmese de olurdu. Hemşireler aceleyle kapıdan girip çıkarlarken kadın ve adam duvara yaslanmış onları izliyorlardı. Kadının kalbindeki acı artarken ayağa kalktı ve camdan içeriyi izledi Doktor Sahra elindeki aleti kızının göğsüne bastırıyor bir yandan da diğer hemşireler seruma iğne karıştırıyorlardı. Kadın kafası kalp ve nabız atışlarının olduğu alete kaydı hareketli atan çizgi kendini dümdüz bir şekle bırakmıştı o anda kadın kurşunla vurulmuşa döndü. Kızı gidiyor muydu? Bu kadar mıydı? Her şey böyle bitemezdi. Bu kadar kolay olamazdı. Kadın canhıraş bir çığlık atıp kapıya doğru koştu adam yere yığıldı kaldı. Babasının sevmeye korktuğu kızı gitmiş miydi? Kendine içinden lanetler savurdu. Keşke böyle bir baba olmasaydı da kızını sevseydi bir kez olsun saçını okşasaydı ama yapamadı. Allah kahretsin ki lanet olasıca parmakları bir kez olsun kızının saçlarına değmedi. Ama şimdi son pişmanlık fayda etmiyordu. Kızı ölümün kollarına düşmüştü. Kendi yüzünden. Herkesin ona yaptıkları yüzünden. Karısının çığlığını duydu. "Afra ölme kuzum ben sana doyamadım." Adam bu sözü duyunca dudakları acı dolu bir tebessüm yaydı etrafa, kızlarını sevmemişlerdi ki şimdi ne hakla ona doyamamaktan bahsediyorlardı.

ÂŞEKA:VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin