0.BÖLÜM: ÖLÜM ÇANLARI
"Yitip giden hayatıma..."
Doğduğumdan beri ölüm kalım savaşı veriyorum. Kah hayatın kıyısından yürüyüp kah ölümle dans ediyorum. Ateşle oynuyorum bazen, bazen acımla taşan okyanuslarda boğuluyorum.
Annemi izliyorum, onun gibi olmak isteyip istemediğimi düşünüyorum oysa ki dış görünüşü çok güzel ama güzelliğin dışta bitmediğini biliyorum.
Babama gözlerim kayıyor arada, herkese gülümsüyor beni görünce zümrüt rengi gözleri kara bulutlara davet çıkarıyor, "Neden?" diyorum içimden neden beni böyle dışlıyor? Yıllarca cevap bulamıyorum.
Sürekli dizlerimin üstüne düşüyorum yara bere içinde tüm yollardan geçmeye çalışıyorum görünmezmişim gibi kimse beni görmüyor. Daha doğrusu görmezden geliyor, kalbim avuçlarımda görüyorum, hendeklerle dolu kapanmayan hendeklerle. Gözlerim avuçlarımdaki kalbime kayıyor. Bakıyorum, bakıyorum, içim öyle bir yanıyor ki nefeslerim göğsümden çıkamıyor kendi nefesimde boğuluyorum karşımdaki manzara çok kötü görünüyor kalbim çürümeye yüz tutmuş.
Çocukluğumdan beri sürekli babaannemin yanına gidiyorum "Dizlerine uzanabilir miyim?" diyorum beni itekliyor gözlerinde o yaşımla bile nefret tohumlarını görebiliyorum. Gözlerimdeki yaşları içime akıtıp kalkıyorum yanından olsun diyorum belki ailem bir gün beni sever. Hala bekliyorum biliyor musunuz?
Dedemi arka bahçede görüyorum ablamı salıncakta sallıyor gülüşüyorlar bende ister istemez gülümseyip yanlarına gidiyorum dedem beni görünce gri tonlarındaki kaşları çatılıyor "Dede beni de sallar mısın?" diyorum burnundan öfkeli bir soluk veriyor. Küçüğüm daha, kalbim ateşlere her gün yeniden gebe kalıyor. Ruhumu yakmaya doyamıyorlar.
Arka bahçeden de ayrılıp odama gidiyorum bu koskoca evde beni tek kabullenen yer burası biliyorum kapıyı örtüp yere diz çöküyorum.
Bir hıçkırık kaçıyor dudaklarımdan, sevgisiz büyütülmenin ağıtını yakıyor dudaklarım, çığlıklarım etrafı darmaduman ediyor.
Gözyaşlarım bir okyanusa dönüşüyor ben gözyaşlarımda boğuluyorum ama yardım eli uzatanım olmuyor.
Su ısınmaya başlıyor tenim kavlanıyor su öyle sıcak ki derim pul pul dökülüyor boğazımdan canhıraş haykırışlar kopuyor.
"Lütfen." diyorum "Lütfen beni biraz sevin."
Ama herkes sırtını dönüp gidiyor. Bende içimdeki kinle her gün biraz daha büyüyorum. Büyüyorum ki beni yaktıkları gibi onları da yakayım, beni sevgiye muhtaç bıraktıkları gibi onları da bir tebessüme muhtaç bırakayım.
Ama biliyorum çok yufka yürekli olduğumu, yapamayacağımı, bunların sadece bir düşten ibaret olduğunu ben kendi ateşimde yanmaya devam ediyorum.
Her gün ölüme biraz daha yaklaştığımı hissediyorum, artık okyanusum taşıyor, yaşım 18'i buluyor ölüm çanları benim için çalmaya başlıyor son kez hayatın kıyısında dolanıyorum bu belki de son sözlerim ve şu an siz intihar mektubumu okuyorsunuz.
Doğum günüm 29 Şubat ne kadar şansız olduğumu görebiliyorum bundan anlaşılacağı üzere 4 yılda bir geliyor ama ben seneye göremeyeceğim, biliyorum.
Görsem de zaten pek bir şey olmayacak çünkü 12 yaşımdan sonra doğum günümü kutlamayı bıraktılar ne olduğunu hatırlamıyorum sadece bir hastanede koştuğumu ve giydiğim elbisenin kanlar içinde olduğunu görüyorum.
"Elveda." diyorum lavantaların içinden tüm yaşlarıma "Sizi sevgiyle büyütemedim affedin beni." Zihnimden gelen seslerini duyuyorum.
"Üzülme." Diyorlar.
Ben doğum günümün arifesinde ölüm çanlarını çalıyorum bu çanlar canımı çok acıtıyor. 18'imde intihar ediyorum, gençliğimin baharını elleriyle günden güne çürüttüklerini ama benim durup onları izlediğimi bu olaylarda benimde suçum olduğunu adım gibi biliyorum.
İçimden büyük bir okyanus dışa vuruyor kalbimden yankılanan çığlıklar kulaklarımı sağır ediyor. Son kez konuşuyorlar ve benim lanetim bana bunu yaşatan herkesi sarsın diye yalvarıyorum.
"Bu bizim suçumuz değildi bizi bir tebessüme muhtaç bırakan onlardı."
AFRA YAKUT
28.02.2019
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂŞEKA:VİRAN
Teen Fiction"Cennetteki ayak basılmamış ak toprağı kirleten her kötülüğe..." *** Korkuyorum . Dinmek bilmeyen çığlıklarımı duyan yok mu? Korkuyorum. Duyuyor musun baba? Korkuyorum. Orada kimse var mı?