11.BÖLÜM: KÜF KOKULU PAMUK ŞEKER

125 13 57
                                    

11.BÖLÜM: KÜF KOKULU PAMUK ŞEKER

Bir baba kızının hayatını çaldı, şimdi çok pişman olduğunu söylüyor ama son pişmanlığı fayda etmiyor, kızının topraklarına kasırgalar ekti, şimdi fırtına biçiyor.

AFRA YAKUT

Playist: Dolu Kadehi Ters Tut- Kaçar Gider

Marilyn Manson- Sweet Dreams

"Bir daha asla kimseye güvenme benim acı dolu bataklığım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bir daha asla kimseye güvenme benim acı dolu bataklığım." Dedi Riva, zihnimden kopan ağıtları duyuyordum.

"Bir daha sakın kimseyi affetme benim her darbede daha da güçlenen yanım." Hare hıçkırdı, ben kendi ölüm fermanımı yazdım.

Gözlerimi açtım kriz geçirmek istemiyordum artık gözlerim bir çift mavi göze dolandı endişeliydi ama sahte olduğunu biliyordum o riyakârdı. O benim en güzel duygularımın hırsızıydı. Annemin deniz mavisi gözlerini gördüm, bakışları sulanmıştı. Üzüldün mü anne? Beni bu hale sen getirdin eserinle gurur duy.

Dudaklarımı aralayıp sura üfledim. "Beni böyle görünce üzülüyor musun anne?" burnumdaki kanı elimin tersiyle silip doğruldum. Sesini çıkarmadı böyle anlarda zaten hep sus pus olurlardı. " Neden susuyorsun? Beni bu hale sizler getirdiniz eserinizle gurur duyun. En büyük alkışlar size biliyor musunuz? Böyle güzel çocuk yetiştirmek her yiğidin harcı değil." Sesim yılların alayıyla doluydu. Babam ellerini uzatıp saçlarıma dokundu. "Dokunma!" Sesim acı notalarla titreşti. Ölüm karşımda durmuş hayran gözlerle beni izlerken hayat sırtını dönmüş gidiyordu. "Artık dokunduğun yerler de güller açmıyor baba." Elleri duraksadı sözlerim zehrini akıtmaya devam etti. "Artık dokunduğun her yerim sana cehennem ateşi sunuyor ben artık senin dokunuşlarınla mutlu olmuyorum," sustum zümrüt yeşili gözleri buruk ifadelere büründü. Kurumuş dudaklarımı yalayıp devam ettim. "Sen sadece kendini yakmakla yetiniyorsun. Çünkü sende biliyorsun ki parmak uçlarını artık cennetten bahçelere değdiremezsin. Seni ben lanetledim." Ormanlarında beslediği canlıların koşuşturmaya başladığını gördüm ormanına cehennem ateşleri düşmeye başlıyordu "Sen iflah olmaz bir günahkârsın artık." Suratı kıpkırmızı oldu. Öyle öfkeli görünüyordu ki Riva'nın geri geri gittiğini hissettim ama Hare ileri doğru bir adım attı. "Sen baba kelimesini hak etmiyorsun. Çünkü sen babalık yapmayı bilmiyorsun." Sesim öyle hırçındı ki kendimden korkmaya başlamıştım yılların suskunluğu vaveylalar kopartarak geri dönüyordu.

Sinirden köpürüyordu. Bakışlarım anneme döndü "Peki sen, anne kelimesini hak ediyor musun? Sen annelik yapmayı biliyor musun?" bakışlarına öfke yüklü balonlar doluştu. Anneannemin geriye doğru bir iki adım attığını gördüm. Korkuyorlardı. Ama beni bu hale onlar getirmişti. "Sana bir tavsiye vereyim mi anne?" cevabını beklemeden konuştum "Biraz geç oldu ama bundan sonra istemediğin hiçbir şeyi yapma." Sırıtıp ayağa kalktım. "Eğer yaparsan da istemeyerek yaptığın her şey için beni düşün sonuçlarına katlanıp, düşüncelerinle kıvran." Bedenimi babama döndürüp ellerimi önümde sıktım kafamı kaldırıp onunla bakışlarımı buluşturdum. "Sen bir kasırga ektin bir kasırgadan hiçbir yeri viran hale getirmemesini bekleyemezsin. Ekerken sonuçlarına katlanacağını da bilmelisin. Şimdi neden böyle oldu? Diye düşünme. Hasat zamanı geldi şimdi herkesin fırtınasını biçme zamanı." Ben daha ne olduğunu anlamadan elini kaldırıp yüzüme sertçe indirdi yüzüm sağ tarafa doğru savrulurken anneannemin çığlığını duydum Riva korkuyla geriye doğru sıçrarken, Hare gölgelerin arasından çıkıp öfkeyle nefes almaya başladı ama daha fazla ileriye gidemedi çünkü ölüm onu prangalamıştı gelmeyen zincire bakıp yenilgiyle yere diz çöktü.

ÂŞEKA:VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin