Bu koskoca dünya da başına ne gelirse gelsin,
Ne kadar düşersen düş,
Hayat seni ne kadar incitirse incitsin.
Yolundaki tüm engereklere rağmen,
Herkesin canını yakacak o gülümsemeyi sunmayı unutma.
AFRA YAKUT
Bölüme şarkı bırakır mısınız ben bu bölümü 0 şarkıyla yazdım.
Gecenin karanlığı etrafımı sarıyor.
Acı dolu vaveylalar duyuyorum kulaklarımda.
Yardım çığlıkları yeri göğü inletiyor.
Siren seslerinin acı ağıtı kalbime bir veca gibi saplanıyor.
Ben Viata'dan kopmuş bedenler görüyorum.
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgide oynayan cambazlar dengesini kaybedip yok oluyorlar.
"Baba." diye çığlık atıyor bir küçük kız kalbim ateşlerde yanıyor.
Ne oluyor? Yalvarırım biri anlatsın.
Başka bir sahneye gidiyorum odamın yanındaki kapının önündeyim elim uzanmış kapı kulpunu tutuyor sanırım 14, 15 yaşlarındayım kapı kulpunu tam aşağı doğru indirecekken annem bana sesleniyor hızla ona dönüyor vücudum "Afra ne yapıyorsun?" diyor susuyorum kendi sessizliğimde boğuluyorum.
"Sakın bir daha o kapıya yaklaşma." diyor kafamı aşağı yukarı sallıyorum. "O kapıyı bundan sonra hep kilitli bileceksin." korkuyla geri çekiliyorum. O kapının ardında ne var? O kapı benim geçmişim ve geleceğimin anahtarı gibi hissediyorum ama açamam ben geçmişimle yüzleşmek istemiyorum.
Kapımın önüne çöküp sırtımı yaslıyorum yaşlar birer birer düşerken kafamı kapıya vuruyorum. Dudaklarım aralanıyor ve bu cümleleri fısıldıyorlar.
"Sen beni yalnız bıraktın, beni yarım bırakıp gittin ama bak ben hala senin için uğraşıyorum. Beni affet olur mu sözümü tutmuyorum ve gerçekleri öğrenene kadar asla pes etmeyeceğim."
Yerimde sıçrayıp uyandım Erva da benimle beraber kalkıp etrafa bakınırken kalbim deli gibi atıyordu. Ayağa kalkıp ne yaptığımı bilmeden sağa sola koştum.
"Afra." Erva ayağa kalkıp beni tutmaya çalışırken acı dolu bir çığlık attım. "Afra yalvarırım dur." dedi boğuk çıkan sesiyle.
"Erva." dedim çığlığımın arasından "Erva, zihnim beni kandırıyor." yere yığılıp dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına doladım yüzümü dizlerimin arasına gömerken öne ve geriye gidip geliyordum.
"Erva." dedim fısıldayarak.
"Afra neyin var korkuyorum?" dedi Erva ağlamaklı sesiyle.
"Erva, bana sarılır mısın donuyorum?" parkeden hızlı ayak sesleri yanıma doğru yaklaştı ve kolları beni sardı.
"Afra neyin var?" dedi Erva.
Dudaklarım aralandı ama ona cevap vermedim. Nerden öğrendiğimi bile bilmediğim bir şarkıyı söylemeye başladım.
Düşersin dizin kanar
Ağlarsın azıcık, ya öylece geçer
Ya da geçti sanırsın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂŞEKA:VİRAN
أدب المراهقين"Cennetteki ayak basılmamış ak toprağı kirleten her kötülüğe..." *** Korkuyorum . Dinmek bilmeyen çığlıklarımı duyan yok mu? Korkuyorum. Duyuyor musun baba? Korkuyorum. Orada kimse var mı?