Okulun ilk haftası normal ve anormal ufak tefek olaylarla bitmişti. Bazı öğrenciler sabahın erken saati yollara düşmüş ve evlerine gitmişlerdi. Bazıları Limos şehrine gitmişti. Bazıları ise hâlâ okuldaydı.
Artemis, Ester ve Pam öğlene kadar rahatça uyumuştu. Bütün haftanın acısını böyle çıkarmışlardı kendilerince. Lâkin yine de yatakta kalamamış öğlen kalktıkları gibi yemeğe inmişlerdi. Hafta sonu tatil olduğu için öğrenciler üniformalarını giymemişlerdi. Bu yüzden yemekhanede bir renk cümbüşü vardı.
Kızlar yemeklerini yedikten sonra direkt odalarına çıktılar. Yemekte onlara katılan Theo ve Wetherby ile Limos şehrine gideceklerine dair sözleşmişlerdi.
Kızlar üstlerini hızla giyindiler ve yanlarına birkaç eşya alıp odadan çıktılar. Onları ortak salonda Theo ve Wetherby bekliyordu. Beşi bir araya geldiğinde hemen okulun çıkışına doğru adımladılar ve bir at arabasına binip Limos'a doğru yol aldılar. Yaklaşık yarım saat sonra ise şehirdelerdi.
Ayakları taştan zemine basar basmaz Wetherby konuştu.
- Ee... Ne yapıyoruz?
Ester ellerini arkasında birleştirdi ve biraz ukala bir tavırla konuşmaya başladı.
- Siz ne yapacaksınız pek bir fikrim yok. Aslında var ama yokmuş gibi yapıyorum. Ancak benim almam gereken şeyler var ve ikinizden biri benimle geliyor.
Ester eliyle Theo ve Wetherby'yi gösteriyordu. İkisi birbirine baktı. Ardından Wetherby konuştu.
- Biz mi?! Neden?
Ester ellerini cebine sokarken ona cevap verdi.
- İkinizden birine ihtiyacım var. Ayrıca bana borçlusunuz ve borcunuzu ödemeniz için size fırsat veriyorum. Böyle bir teklifi geri çevirmek büyük bir aptallık olur. Çünkü ben borcumu her zaman alırım.
İkisi istemsizce Pam'e baktı. Pam bu bakışları fark etti ve, "Yapabileceğim bir şey yok." adındaki jest ve mimiklerini onlara yolladı. Mesaj yerine ulaşınca Wetherby ve Theo tekrar birbirlerine baktılar. Daha sonra Theo, Ester'e döndü ve konuşmaya başladı.
- Pekâlâ, ben gelirim. Hadi gidelim.
Ester dik bir biçim de yürümeye başladı. Çok fazla adım atmamıştı ki birden arkasını döndü ve geldiği yolu geri adımladı. Sonra da:
- İşi biten Limla'ya gitsin. Orada buluşuruz, dedi.
Ardından tekrar yürümeye başladı. Theo da diğerlerine hafifçe el sallarken Ester'in arkasına takıldı. Ester ve Theo'nun arkasından bakan üçlü, çok geçmeden önlerine döndüler. O sıra Wetherby konuştu.
- Ester borç konusunda ciddi miydi?
Artemis ve Wetherby hızla Pam'e döndü. Pam kafasını aşağı-yukarı sallayarak konuştu.
- Evet, hem de fazlasıyla ciddiydi. Ester her zaman borçlarını alır. İster ölüm döşeğinde ol, ister ölmüş ol. Bu yüzden ona borçlanmamaya dikkat edin.
Pam hafifçe güldü. Artemis ve Wetherby ise şaşkındı. Artemis şaşkınlığın verdiği etkiyle aklındaki soruyu sordu.
- Ölmüş olunca nasıl borcunu alıyor?
Pam hemen ona cevap verdi.
- Hâlâ tanımadınız mı Ester'i? Ester bu. Eninde sonunda borcunu alır.
Wetherby'nin anlık olarak içi ürperdi. Bir hafta da tanıdığı kadarıyla Ester değişik bir tipti. Dışarıdan fazlasıyla soğuk gözüküyordu ki gerçekten soğuktu. Bunda yapmacık olmamasının da etkisinin olduğu kanaatine varmıştı Wetherby. Yapmacık değildi; bu yüzden insanlara yapmacık bir şekilde davranmıyordu. Neyse oydu. Aslında insanlara hiçbir şekilde davranmıyordu yani hiçbir şey yapmıyordu. İnsanlar birbiriyle nezaketen selamlaşır, konuşur ya da bunun gibi bir şey yapardı ama Ester hiçbir şey yapmıyordu. Tanımadığı insana sırf kibarlık olsun diye selam vermek onluk bir hareket değildi. Bu yüzden dıştan bakıldığında soğuk gözüküyordu. Aslında içten bakıldığında da soğuk gözüküyordu ama buna bir süre sonra alışıyordun. Ester'i böyle kabul edince onun soğukluğu ve kibirli davranışları uçup gidiyordu. Yerine diğerleri gibi bir insan geliyordu. Fakat çoğu insan Ester'i böyle göremiyordu. Çünkü Ester buna izin vermiyordu. Onu, izin verdiği dahilinde tanıyabiliyordun. Ama bu bir hafta da Wetherby, onu biraz da olsa tanıdığını düşünüyordu. Tüm o soğukluğunun, kibirli davranışlarının yanı sıra Ester'in eğlenceli biri olduğunu fark etmişti. Kafasında bir sürü fikir geziyordu ve bu fikirlerini de genelde icraata koyuyordu. Aklına değişik oyunlar geliyordu ve Wetherby, bu oyunlara bayılıyordu. Büyüyle değişik şeyler yapıyordu. Ayrıca öğrenme becerisini kullanarak gerekli, gereksiz bir sürü şey öğreniyor; gereksiz olanları onlara anlatıyordu. Bu gereksiz bilgiler Wetherby'yi alıp götürüyordu. Çünkü onun için bunlar çok önemli bilgilerdi. Ayrıca Ester'in laf sokmalarına da bayılıyordu. Hiç alâkası olmayan insanlar bile bazen ona laf atıyorlardı. Ester ise hemen onlara cevaplarını yapıştırıyordu. Sadece bununla da kalmıyordu. Kendilerine bir şey söyleyenlere de hazırcevap yönünü göstermekten çekinmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...