12.Bölüm

2.6K 192 74
                                    

Bir sonra ki gün toplantıda yaşanan ve konuşulanlar tüm okula yayılmıştı ve herkes bunu konuşuyordu. Sabahtan akşama kadar herkesin gözü Ester'deydi. Fakat Ester bunu zerre kadar umursamamıştı. Üstelik tek umursamayan kendisi de değildi. Pam de bunu zerre kadar umursamamıştı. İki kardeş gün boyunca eğlenmişlerdi ve şimdi de, bütün gözler üzerlerindeyken, ortak salonda sakince kitap okuyorlardı. Onların aksine Artemis, Wetherby ve Theo bunu çok fazla umursamışlardı ve ikizler gibi sakin değillerdi. Çok fazla gergin ve tedirginlerdi. Ester ve Pam onlara bir çok defa rahatlamalarını söylemişlerdi ama onlar bunu yapamıyorlardı. Ester'i bir haftadan biraz fazla tanıyorlardı ama onlar şimdiden alışmış, benimsemiş ve sevmişlerdi. Üstelik Ester'in zor kişiliğine rağmen.

Bazılarına göre oldukça uzun geçen ve bitmek bilmeyen gün böylece bitmişti. Sonra ki gün ise daha sıradan bir gündü. En azından onların üzerlerinde olan bakışlar azalmıştı. Ayrıca bugün düellonun yapılacağı vakit belirlenmişti. Düello yarın akşam yemeğinden sonra saat dokuzda arenada yapılacaktı. Bütün öğrenciler heyecanla bu düelloyu bekliyorlardı. Yarından sonra ki gün tatildi. Bu yüzden öğrenciler yarın derslerden sonra gidiyorlardı. Fakat düelloyu izlemek için çoğu öğrenci okulda kalacaktı. Ayrıca bugün Ester'in alçısı çıkmıştı. Aslında alçı daha önce çıkacaktı; fakat Ester kolunun üzerine bir kez daha düşünce şifacı, kolunun bir gün daha alçıda durmasını istemişti. Bugün Ester'in dersi öğlene kadardı. Bu yüzden öğlene kadar derslere girdi. Öğle vakti olduğundaysa yemekhaneye gidip hızlı bir şekilde yemeğini yedi ve doğruca revire gitti. Orada alçısını çıkarttırdı ve gün boyunca ortalıkta bir daha gözükmedi. Ta ki akşam yemeğine kadar. Akşam yemeği olunca yemekhaneye geldi ve yemeğini aldı. Sonra da arkadaşlarının yanına oturdu. O, oturunca bakışlar ona çevrildi ve o sıra Artemis konuşmaya başladı.

- Tüm gün nerelerdeydin? Merak ettik seni.

Ester yemeğini yemeye başlarken sakince ona cevap verdi.

- Ortalıkta boş boş gezindim öyle.

Artemis bu cevaptan tatmin olmuş olacak ki bir daha soru sormadı. Böylece ortam sessizleşti ve etrafa sadece etraftakilerin gürültüsü ve yemek yerken çıkan sesler hakim oldu. Wetherby bu ortamı beğenmemiş olacak ki konuşmaya başladı.

- Resmen cenaze yemeği yiyormuşuz gibi bir hâliniz var. Azıcık kendinize gelin be! Ne bu depresif hâller! Gören de Ester'i ölüme yolluyoruz sanar. Biz Ester'i kazanmaya ve hepsini ezip geçmeye yolluyoruz. Şimdi hepiniz kendinize gelin ve gülümseyin!

Theo, kendini belli etmek istercesine, kaşığını sertçe masaya koydu ve Wetherby'ye destek çıktı.

- Wet haklı arkadaşlar. Kendimize gelmeliyiz.

Theo'dan sonra hemen Artemis konuştu.

- Bu şapşala katılacağımı sanmazdım ama haklı. Kendimize gelmeliyiz. Hem de en acilinden.

Pam ve Ester birbirine bakıp güldüler. Üçü onların neden güldüğünü anlamamıştı. Theo hızla sordu.

- Neye gülüyorsunuz siz? Komik bir şey mi söyledik?

Pam gülerken ona cevap verdi.

- Hayır, söylemediniz. Söylediklerinizde çok haklısınız ama bunu size dünden beri söylüyoruz ve hiçbiriniz bizi kâle almadınız.

Buna karşılık üçü birbirine baktı. O sıra Artemis utançla ensesini tutarak konuştu.

- Öyle mi oldu ya?

Ona Ester cevap verdi.

- Evet, öyle oldu.

Hepsi birden gülmeye başladı. Bu sırada Wetherby içinden zafer dansı yapıyordu; çünkü amacına ulaşmıştı. Yani onların morallerini düzeltmişti. Kendininkiyle beraber...

Güneş ve AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin