Birinci sınıflar etraflarında onlara gülen insanlara kayıtsız kalarak ayağa kalktılar. Üzerlerine soğuk su atılmıştı ve şu an üşüyorlardı. Hepsi yastığını, çarşafını ve yorganını alıp doğruca merkez binaya gitti. Merkez binaya girince de doğru odalarına gittiler.
Odaya girince Pam hemen ellerindekileri yere attı ve direkt banyoya girdi. Ardından sıcak suda yıkanmaya başladı. Pam ateş elementini kontrol ettiği için soğuk onu diğerlerine kıyasla bir tık fazla etkiliyordu ama bu durumu aşmak üzereydi. Çünkü ateş elementini ne kadar güçlendirirse bu soğuktan etkilenme durumu o kadar azalıyordu.
Pam gibi Ester ve Artemis de ellerindekileri yere attılar. Ardından üzerlerindeki ıslak kıyafetleri çıkarıp biraz kurulandıktan sonra formalarını giymeye başladılar.
Farklı ırklardan olmalarına rağmen formaları aynıydı. Formaları; siyah şort etek, beyaz gömlek, beyaz "v" yaka süveter -süveterin yakasında ve altında siyah şeritler vardı- ve gri bir ceketten oluşuyordu. Süveterin ve ceketin sol göğsüne denk gelen yerde okulun arması vardı. Arma, büyük ve estetik bir biçimde yazılmış "W"dan oluşuyordu. "W"nun sağ üst köşesi mavi, sol üst köşesi kırmızı, sağ alt köşesi kahverengi, sol alt köşesi ise beyaz renklerinden oluşuyordu. Ayrıca "W"nun kollarına geçmiş asa ve bir kılıç vardı. Kızların forması böyleydi. Erkeklerin forması kızların formasıyla aynıydı. Sadece şort etek yerine siyah pantolon giyiyorlardı.
Ester ve Artemis formalarını giydiğinde Pam banyodan çıkmıştı ve çıkar çıkmaz da hızlıca formasını giymişti. Hiçbiri üzerine ceketini giymemişti. Pek de giyeceklerini sanmıyorlardı. Pam ve Artemis broşlarını hızlıca süveterlerindeki armalarının üzerine taktılar. Ester ise her büyücünün giydiği siyah, kapüşonlu, kolları bol olan cübbesine broşunu taktı.
Artemis dikkatlice broşunu düzeltti. Onun yani savaşçıların broşu birbirine geçmiş iki metal kılıçtan oluşuyordu. Artemis broşunu düzelttikten sonra konuştu.
- Hazır mısınız?
Pam hemen ona cevap verdi.
- Ben hazırım.
Ester de kafasını sallayarak onayladı. Artemis cevabını aldıktan sonra bir daha konuştu.
- O hâlde gidelim.
Ardından Artemis önde olmak üzere odadan çıktılar ve doğruca yemekhaneye gittiler.
Yemekhane neredeyse dolmuştu. Üçü hızlıca yemek sırasına girdiler. Sabah kahvaltıda; haşlanmış yumurta, salatalık, domates, peynir, yeşil zeytin, birkaç dilim ekmek ve sıcak çay vardı.
Üçü sıra onlara gelince hemen tepsilerini aldılar. Artemis ve Pam normal tepsilerden alırken Ester, görevlinin yanına gitti ve:
- Ben Ester Ruth. Tepsimi alacaktım, dedi.
Görevli kenarda duran tepsiyi aldı ve hemen Ester'e verdi. Verirken de konuşmayı ihmal etmedi.
- Nuna söyledi, hastaymışsın. Geçmiş olsun. Bu arada sırrın bizimle güvende.
Ester:
- Sağ olun, dedi ve birbirlerine gülümsediler.
Üçü yemeklerini aldıktan sonra ortalarda, boş kalmış altı kişilik bir masaya oturdular. Pam ve Artemis yan yana otururken Ester, onların karşısına oturdu. Ardından kahvaltılarını yapmaya başladılar. Birkaç dakika geçtikten sonra Ester'in sağ ve sol tarafına birileri oturdu. Oturanlar Wetherby ve Theo'ydu. Pam ve Artemis onlara garip garip bakarken Ester, hiçbir şey olmamış gibi kahvaltısını yapıyordu. Theo garip bakışlar altında konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...