Ester hızlı adımlarla arkadaşlarının yanına ilerlerken yemekhaneye profesörler ve Müdür Schayben girmeye başladı. Onlar yerlerine doğru ilerlerken birkaç cüce tarafından yemekleri getiriliyordu. Profesörlerin ve Müdür Schayben'in onları fark etmesiyle Emanuel, Ulric'i kolundan tuttu ve birlikte yürümeye başladılar. Fakat Ulric, Emanuel'in kendisini zorla yürütmesine rağmen Jack'e kötü kötü bakmayı bırakmadı ve devam etti. Tabii Jack'in de ondan aşağı kalır yanı yoktu ve o da ona kötü kötü bakmaya devam etmişti.
Ester masaya hızlı bir şekilde oturdu ve kendisine dönmüş gözleri umursamadan kahvaltısını yapmaya başladı. Masadakilerin hepsi ona merakla bakıyordu. Fakat Ester hiçbirini takmamıştı, takmıyordu da. O sıra Artemis, kendini tutamayarak, konuştu.
- Ne kadar gergin bir ortamdı!..
Pam hemen ona katıldı.
- Hem de çok...
O sıra Wetherby hemen konuşmaya başladı.
- İki düşman tekrar karşı karşıya... Olacak olan olayların kokusunu şimdiden almaya başladım.
Theo merakla Wetherby baktı ve:
- İki düşman, diye anlamazca sordu.
Wetherby hemen ona cevap verdi.
- Ulric ve Jack'den bahsediyorum işte! Sakın bilmiyorum deme!
Theo "bilmiyorum" der gibi bakınca Wetherby, olumsuzca kafasını salladı. O sıra konuya Artemis dâhil oldu.
- Bizim gibi dedikoduya bayılan arkadaşların varken nasıl her şeyden bi' haber kalabiliyorsun? Her neyse. Kulaklarını dört aç ve beni iyi dinle. Ulric ve Jack birinci sınıftan beri düşmanlar. Birbirlerine nasıl düşman oldukları bilinmiyor ama en iyi savaşçı olmak için böyle olduklarını düşünüyorum. Gerçi aralarında dördüncü sınıflardan Efusya var ama... Her neyse. O zamandan bu yana sebebi bilinmeyen bir düşmanlıkları var. Şimdi ise ikisi bir kız için kapışıyor. Ne kadar heyecan verici! Sen bu konuda ne düşünüyorsun Ester?
Masadaki bütün bakışlar Ester'e döndü. Bunun üzerine Ester, sert bir şekilde Artemis'e baktı. Artemis bundan tırsarken, Ester konuşarak önüne döndü.
- Aralarındaki şeye beni dahil ederlerse onlara günlerini gösteririm!
Ester'in tehdit vari sözlerinden sonra Artemis yutkundu ve diğerleriyle birlikte önüne döndü. Sonra bu boğucu ortamı dağıtmak için rastgele bir konu açıldı ve az önce konuşulanlar unutulup gitti. Bu sırada Ulric, Emanuel ve Colin; Rita, Efusya ve Valencia'nın yanına çoktan oturmuştu ve hep beraber yemeklerini yiyorlardı. Fakat yemeklerini kısa kesmişler ve hep beraber masadan kalkıp, yemekhaneden çıkmışlardı. Tabii bu da yemekhanedekilerin gözünden kaçmamıştı.
***
Wedester Akademisindeki öğrencilerin sınavları derse giriş saatiyle başlamıştı. Sınavlar genellikle iki kısımdan oluşuyordu. Birincisi yazılı sınav, ikincisi ise tekniğe bağlı sınav. Tabii bu sadece yazılı ya da sadece tekniğe bağlı da olabiliyordu. Birinci sınıfların bugün alan sınavları vardı. Savaşçıların, silah kullanımı dersinden; element kullanıcılarının, element kontrolü dersinden ve Büyücülerin, iksir yapımı dersinden... Sabahtan yazılı olarak, öğleden sonra ise tekniğe bağlı... Hepsi sabah ki yazılı sınavını olmuştu. Öğleden sonraki tekniğe bağlı sınavları kalmıştı. Öğle vakti olduğunda öğrenciler yemekhanede yemeklerini yediler ve tekrar derslere girdiler.
Birinci sınıf büyücüler şu an, iksir yapımı sınavının tekniğe bağlı kısmını yapacaklardı. Bu yüzden iksir laboratuvarındaydılar. Öğrenciler tek kişilik masaların arkasında durmuş bekliyorlardı. Profesör Lena masaların üzerine birbirinden farklı malzeme koymuştu ve tabii bir de iksir yapmak için gerekli olan araç gereçler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
ФэнтезиBüyülerin, elementlerin ve kılıçların havada uçuştuğu fantastik bir dünya sizi bekliyor. Normal olmayan ikizlerin kendileriyle ve dış dünyayla çatışmasını okumaya hazır olun. Neredeyse her hikayede olduğu gibi bu hikayede de iyi-kötü çatışması var...